10 Kasım dolayısıyla bazı mahfiller tarafından televizyonlarda hemen bir tartışma konusu gündeme getirilmiştir..

Neymiş efendim; 1 Kasım 1928 harf devrimi ile Türkiye bir gecede cahil bıraktırılmış, Türkiye'nin kitapları okunamaz hale gelmiştir!

Acaba gerçekten böyle mi, harf devrimi bizi cahil bıraktı mı?.

Arap alfabesi terk edilince 24 saat içinde herkes cahil kaldı demek; Atatürk’e ve Cumhuriyete doğrudan saldıramayanların, kendilerine haklılık ve meşruiyet kazandırmak için seçtikleri bir yoldan başka bir şey değildir...

Peki bu iddialar doğru mudur?

1- Öncelikle 1 Kasım 1928 den önceki Anadolu’nun nüfus yapısına bir bakalım. Takriben, 12 veya 13 milyon dolaylarında olup ve bu nüfusun savaşlar dolayısıyla da büyük bir kısmı, kadınlar, yaşlı , harp malulü ve çocuklardan olduğu bilinmektedir..

Bazı köylerde hiç erkek nüfusun kalmadığı, olanlarda ise bu oranın çok düşük olduğu sayımlarla sabittir.

Erkeklerde okuryazar oranı % 7, kadınlarda ise %o4 (binde 4) tür. Bunların içinde okuma yazma oranı Müslüman Türklere göre çok yüksek olan gayrimüslimler de dahildir..

2- Zannedilir ki; sanki Osmanlı Devleti, Avrupa’da olduğu gibi, muasır milletler medeniyetine seviyesine erişmiş de, bir REFORM VE RÖNESANS HAREKETİ, Osmanlı'da vuku bulmuş, SANAYİ DEVRIMİNİ TAMAMLAMIŞ, AYDINLANMA DÖNEMINE GEÇMİŞ BIR TOPLUM OLMUŞ, ÜLKENIN HER YANINDA KÜTÜPHANELERİ, OKULLARI, ÜNİVERSİTELERİ AÇILMIŞ DA HALK 24 SAAT İÇİNDE CAHIL BIRAKILMIŞ!...

1700 lü yılların ortalarından 1839 Tanzimat’a kadar yüz yıl boyunca Osmanlı'da basılan kitap sayısı 80 ile 100' ü geçmez..

Bunların arasında bir miktarda EL YAZMASI kitaplar mevcuttur.. Hepsi bu..Matbaanın bile bu memlekete 300 yıl sonra geldiğini düşünürsek verilen rakamlar hiç de şaşırtıcı değildir.

O halde; yazılı ve basılı kitapları olmayan, okuma yazma oranı sadece, %7 erkekler, %o 4 ( binde 4) kadınlardan olan ve okuma yazma bilmeyen ve cahil bıraktırılmış toplumumuz, acaba daha nasıl cahil bırakılmıştır?..

El insaf...

Toplum zaten cahil..Cahili tekrar cahil bıraktırmak nasıl bir düşünce ve marazi haldir!..

3- Oysa ki; 1 Kasım 1928'den hemen 10 yıl sonra OKUMA YAZMA ORANI % 20 dır.

Bu gelişim ve eğitim düzeyinin bu derece bir artışla rekor seviyeye ulaşması dünyada bile görülmüş bir şey değildir...

1935 yılına kadar sadece kadınlarda okuma yazma oranı 500.000 seviyesine ulaşmıştır...

4- Harf devrimi ile insanların DİLİ DEĞİŞMEMİŞTİR.. Değişen, Arapça- Farsça- Türkçe karışımı olan OSMANLICA BIRAKILMIŞ YERINİ TÜRKÇE ALMIŞTIR...Yani Devletin dili TÜRKÇE olmuştur...Arapça alfabe yerine Türkçe Latin alfabeye geçilmiştir..Mesele bu...

Atatürkün devrimleri genel tanımlamayla:

Teokratik monarşik yapıdan, demokratik Cumhuriyet'e geçiş sürecinde, yeni bir devlet, yeni bir toplum ve yurttaşlık anlayışı geliştirerek, Padişahın kulları yerine özgür iradeye sahip halkın egemenliğini sağlamak ve batının muasır medeniyetler seviyesini yakalamak amacını taşımaktadır..

Arapça-Farsça-Türkçe karışımı Osmanlı alfabesinde ki bir harfin, bir inceltmenin, bir nokta ve virgülün yerinde kullanılmaması , çok büyük mana kaybına sebebiyet vermektedir..

Osmanlıcada İNKILÂP ( devrim, yenilik) anlamına gelirken, inceltmesiz ve noktalı yazılan İNKİLAP ise (Köpekleşme- köpekleştirme ) manalarına gelmekte olduğu bilinmektedir..

HARF DEVRİMİ bir kısım zekâtların ileri sürdüğü gibi, öyle bir gecede anı bir kararma uygulamaya sokulan bir devrim değildir.

Zamanın dil bilimcileri, yazar ve edebiyatçılarından geniş mütealalar alınmış, Atatürk 'ün talimatıyla geniş tartışmalardan sonra kabul edilmiştir..

Atatütürk’ün komaya girmeden önceki son sözü, "Türkçe meselesine sahip çıkınız.." olmuştur..

HARF DEVRİMİ oldu diye, dilimize yerleşmiş, yediden yetmişe herkesin anladığı kelimeleri atarak yerlerine uydurukça kelimelerin getirilmesine de karşıyız..

Dünyada saf, arı bir dil yoktur.Her dil mutlaka dışarıdan almış ve dışarıya kelime vermiştir..O dilin zenginliği kabul edilerek, binlerce yıl kullanılmış kelimelerin tasfiye edilerek kısırlaştırılması da dile vurulan en büyük darbedir..

Bir gecede mezar taşlarını okuyamaz hale geldik diyenler, neden 100 senede 100 kitap basılamadığını, okuma yazma oranının, içinde gayrı müslimler de dahil % 7 üzerine çıkılamadığının muhasebesini de iyi yapmalıdırlar...