Kimse, kimseyi kandırmasın. Yılbaşında hindi yemek, çam süslemek, bal gibi kültürel yozlaşmadır.

Türkten, Türkle ilgili her şeyden nefret edenler, Turkey adını verdikleri hayvanı, yılbaşında pişiriyorlar, kızartıyorlar, ortaya alıp âfiyetle kesip yiyorlar.

Hindilere dikkatli baktınız mı? Çok çirkin bir hayvandır. Önce hindi kafası resimlerine, sonra Yüzüklerin Efendisi’ndeki orglara dikkatlice bakın. Çirkinlikte ne kadar benzediklerini göreceksiniz. İngilizler, Amerika’yı keşfedince rastladıkları bu çirkin hayvana, sanki isim kıtlığı varmış gibi Turkey dediler.

Siz siz olun, yılbaşında evinize hindi sokmayın. Bu dolmayı yutmayın! Mâsum bir yemek olarak girer; fakat torunlarınızın şükran günü yemeği oluverir.

Çam süslemeyi, yılbaşı kutlamayı, eski bir Türk âdeti gibi yutturmaya çalışanlar var. Evet, Tüklerde yılbaşı kutlaması var ama 21 Mart’ta. Yâni bahar geldiğinde. Bu güzel Türk âdetini, sanki PKK’nın bayramı gibi gösterenler, bahar dalına benzettikleri çamlarla zemheri ortasında kutlama yapıyorlar. Bize de “Hadi siz de katılın. Bu, zâten sizin geleneğiniz.” diyorlar.

Bu dolmayı da yutmayın!

“Canım Hz. İsa da peygamber değil mi? Doğum gününü kutlamanın ne mahzuru var?” dolmasını ise söyleyenin ağzına tıkın. Biz, zâten Hz. İsa’yı, peygamber kabul ediyoruz. Çocuklarımıza isim veriyoruz.

İyi de karşı taraf ne yapıyor? Mevlid Kandili kutluyor mu? Peygamber Efendimizi kabul ediyor mu? Git onları iknâ etsene be adam!

Bu tip laflar, İslâm düşmanlığının, dinlerarası dialog safsatasının Polyanna’ya bürünmüş hâli.

Beri taraftan Mekke’nin Fethi kutlamalarına da itibar etmeyin. Mekke’nin Fethi, yılbaşına alternatif olan basit bir hâdise değildir. Bir protesto unsuru değildir. Zâten târih olarak da yılbaşına rastlamıyor.

Gâliba en iyisi, bu kadar gürültü arasında sessiz kalmak.

2019, ülkemize iyilikler getirsin.