Hollywood yıldızı Kirk Dougles 5 Şubat’ta ölünce 1964’deki Türkiye ziyâreti, bir kez daha hatırlandı. Hollywood starlarının Türkiye ziyaretleri, solun da sağın da Amerika’ya teslimiyetçiliğinin resmidir.

1963’de gerilen Türk-Amerikan ilişkilerini yumuşatmak için Türkiye’ye gelen ve arkasından İsrâil’e giden Yahudi kökenli Dougles, görevini lâyıkıyla yaptı. Kendisini de şaşırtan bir ilgi gördü. Başta Amerikan Koleji öğrencileri olmak üzere çeşitli çevrelerle görüştü.

Dougles, fotoğrafta gördüğünüz gibi dönemin başbakanı tarafından da ağırlandı.

Bu ziyârette ilginç bir şey daha oldu. Beş yıl sonra Amerikan gemisini “Yankee go home!” diye taşlayan Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı’nın Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Erol Manisalı, Dougles şerefine verilen kokteyle katıldı. Mezkûr starın arkasından bir yazı kaleme alan Manisalı, bu kokteyli şöyle anlatıyor:

“Türkiye’de ABD karşıtı bir hava belirmiş; 1964 yazının başında da ABD, havayı yumuşatmak için Kirk Douglas’ı Türkiye’ye göndermiş. Ben, iktisat fakültesine yeni asistan olmuşum, hâlâ Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı’nda (TMGT) dış ilişkiler komisyonu başkanlığını yürütüyorum. TMGT Başkanı Alp Kuran’a, Ayşe Cebesoy’dan bir kokteyl daveti geliyor, Alp Kuran da benim TMGT adına katılmamı istedi.” (11 Şubat 2020- Cumhuriyet)

Hem Dougles’ın, Pentagon’un ileri karakolu olarak geldiğini bileceksen hem de şerefine verilen kokteyle katılacaksın. Yiğitsen onu da taşlasana!

Manisalı, Dougles’ın İnönüyle temâsından haberi olmadığını; 2008’de öğrenince nasıl şaşırdığını ise şöyle ifâde ediyor:

“Ben çok şaşırıyorum: çünkü o târihte ne medyada ne de resmî makamlarda açıklanmış bilgi yok. Ayşe Cebesoy’a telefon ediyorum, bana da aynı şeyi tekrarlıyor. Yüz yüze mi konuştular, telefonda mı temas kurdular bilgi yok, ama gizli ve medyadan saklanmış bir temas olmuş.”

Hadi canım! Ortada, İnönü ve Dougles görüşmesinin kapı gibi fotoğrafı var.

Yazısını, “Güle güle dostum Spartaküs!” diye bitiren Manisalı’nın üstü kapalı savunmasını nasıl yorumlayalım? “Adam, özgürlük savaşçısı Spartaküsle görüşmüş, Pentagon ajanıyla değil.” mi diyelim?

Esasında Pentagon’a teslim solculuğun itirafı olan bu yazı, Cumhuriyet gazetesi okuyucusuyla dalga geçmektir. Yok eğer okuyucular da bu yazıdan duygulanıyorsa yapacak bir şey yok.

İşin bu kısmı, “Ben, ‘Yankee go home!’ pankartı taşırken İsmail Kahraman, beni taşlıyordu.” edebiyatına bayılanların sorunu.

Gelelim, 68’de yankileri kovanları taşlayanlara...

2016’da Lindsay Lohan denilen sapık star, Türkiye’ye geldi. Vaktiyle AK Parti Gençlik Kolları Başkanlığı da yapmış olan Bakan Yardımcısı Abdurrrahim Boynukalın, İstanbul’da; Gâziantep Belediye Başkanı Fatma Şâhin ve Hilâl Kaplan ise Antep’te eşlik ettiler. Kamp kamp gezdirip Amerikan merhametini övdüler.

İslâmcı basın, Lohan’ı, özellikle başörtüsü takınca yere göğe sığdırmadı. Baş tâcı etti. Külliye’de Erdoğanla da görüşen Lohan, şimdi ortalarda yok.

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ve berâberindeki heyet, üç gün evvel resmî temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gelince Lohan’a sevindirik olan İslâmcı basının necip kalemlerinden Ali Karahasanoğlu, kılıcını çekti:

“Yutturamazsın Jeffrey! Go home Jeffrey!”

Eskiden olsa ABD’den biri geliyor diye sevindirik olurmuşuz. Üç gün öncesinden hazırlıklar yapar, “Acaba bize ne talimatları olacak” diye hazırolda beklermişiz. Jeffrey geliyormuş ama İbrâhim Kalın dışında bir hazırlık yapan yokmuş. Geleni çevirmeyiz, görüşürmüşüz ama ABD’li hokkabazların ağızlarına bakmazmışız.

Hadi canım sende!

Ne diyeyim ki? Al birini, vur ötekine!

Dougles’a, “Hoşgeldin!” diyen Manisalıgiller, yıllar sonra, “Yankee go home!” derken Kahramangiller, karşı çıktı. Şimdi Kahramangiller iktidarda. Hollywood starlarına, “Hoşgeldin!” deyip, temsilcilerine “Go home!” diyorlar.

Dougles’ı yut, Komer’i yutma! Lohan’ı yut, Jeffrey’i yutma!

Ömrümüz yeterse Lohan öldüğünde Abdurrahim Boynukalın’ın, “Erdoğanla gizlice görüşmüş. Yeni öğrendim, çok şaşırdım.” dediğine şâhit olabiliriz.

Ne diyordu Lal Nehru? “Ya Hollywood’a ya Pentagon’a teslim olursunuz.”

Bu kadar!

Sonra da ortadaki pastayı sağdan yerken sağcı, soldan yerken solcu olursunuz.