HUKUK VE ADALET İKİ KARDEŞ KAVRAM…

Hukukun evrensel kuralları öne çıkarılmaz ve uygulanmazsa, adalet yerini bulmaz. Böyle bir ortamda haklının adaleti değil, güçlünün adaleti devreye girer.

İKİ BAKAN ARASINDA GERGİNLİK…

Birkaç gündür iktidarın iki önemli bakanı hukuk ve adalet konusunda karşı karşıya gediğini ve iki bakan arasında gerilim yaşandığını basına yansıyan kadarını görüyoruz.

Olay şudur;

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun annesine hakaret suçu işleyen bir kişi gözaltına alınıyor ancak hukukun evrensel kuralları çerçevesinde serbest bırakılıyor. Küçük kıyamet orada kopuyor. Soylu sosyal medya aracılığı ile sesini yükseltiyor. Efendim nasıl olurda anneme hakaret eden birisi serbest bırakılabilir diyor. (Burada tüm annelerin elleri öpülesi annelerin bu tür konularda malzeme yapılması çirindir, ahlaksızlıktır, şerefsizidir. Bunu da bir anekdot olarak vermek isterim)

Süleyman Soylu’nun bu direkt çıkışı Adalet Bakanı’nı hedef alması nedeniyle, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül cevap vermek ihtiyacı duymuş belli ki; Adalet Bakanı Abdülhamit Gül bu konuda diyor ki; benim bir bakan olarak adaleti uygulayan hâkim ve savcılara bir müdahalem söz konusu olamaz. Benim değil, ismi ve unvanı ne olursa olsun hiç kimsenin adalete müdahalesi olamaz diyor. Bakan Gül, konuşmasında konuya ayrıca açıklık ta getiriyor. Kanun koyucu olarak TBMM’yi göstererek diyor ki; adaleti uygulayan hakim ve savcılar konusu suç teşkil eden ancak kanundaki karşılığı 2 yılı aşmayan olaylarda kişi tutuklanamaz diyor. Eğer bu yasayı beğenmeyenler varsa TBMM’yi devreye sokarak yasada değişikli yapılmasını temin etmeleri gerekiyor. Veya bir üst mahkemeye şikâyette bulunur diyor. Kanun ve yasalar, yürürlükte kaldığı sürece herkese eşit şekilde uygulanır diyor. Adalete kimse para sallayamaz diyor.

ADALET BİR GÜN HERKESE LAZIM OLUR…

Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım diye bir deyim var Türkçemizde. Bu konuda tamamen Adalet Bakanı Abdülhamit Gül tarafındayım. Ak Parti iktidarında kaç Adalet Bakanı değişti sayısını bile unuttuk. Ama eğer takiyye yapmıyorsa, ilk defa doğru sözler duyuyoruz. Şimdiye kadar Adalet mekanizması yol geçen hanına dönmüştü tabir caizse.! Bakan Gül, bu olayda TBMM’yi işaret ediyor. Hukukun evrensel kurallarını işaret ediyor. Daha ne desin?

Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya buradan bende birkaç soru sorayım yeri gelmişken.

Eyy Süleyman Soylu. Sayısını bile unuttuğum gazeteci ve siyasetçiler evlerinin önünde saldırıya uğrarken sesiniz çıkmıyor. Gözaltına alınanlar karakolun bir kapısından giriyor. Adalet sarayının diğer kapısından çıkıyor. Buna ne diyeceksiniz?

Bu ülkenin en büyük ikinci ve ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’nın Çubuk İlçesi’nde linçe maruz kalıyor ve sesiniz yine çıkmıyor. Hatta Kılıçdaroğlu’na saldıranlar kahraman ilan ediliyor, elleri öpülüyor ve davul zurna ile karşılama töreni yapılıyor. Sayın Soylu siz bu olayın neresindesiniz? Bir içişleri Bakanı olarak kaç kişi tutuklattırdınız. Adaletin önüne kaç kişiyi çıkardınız. Hesap sordurdunuz?

Yine İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in evinin önüne kadar yaklaşan saldırganlar neredeyse eve girmeye cüret edecek kadar ileri gidiyorlar. Üstelik evinde taciz edilen bir Anne… Sayın Soylu. Sadece sizin annenize söz söylenince mi kanun ve hukuk aklınıza geliyor. Sayın Meral Akşener’de bir anne idi. Evine tacizde bulunan gruptan kaç kişi tutuklandı. Kaç kişiden hesap soruldu?

Demek ki neymiş?

Hukuk ve Adalet herkese lazımmış!

Başkalarına yapılan haksızlıklara eğer göz yumarsanız, bir gün sizin de adalete ihtiyacınız olabilir. Yazımızı klişeleşmiş bir sözle kapatmak istiyorum. ADALET BİR GÜN HERKESE LAZIM OLACAKTIR…

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE