Her gün yeni bir suni gündemle uyutuluyoruz. Son gündem Saray’a çıkan CHP'li.

Bu gibi konular yaşadığımız ahlaki tefessüh, ekonomik kriz, güneyimizde adım adım oluşturulan PKK devletinden önemli ise konuşalım. Ama önemli değilse de gerçek gündeme dönelim.

Din kisvesi altında yapılan ahlaksızlık, ahlaksızlıkların en kötüsüdür. Çünkü dini kullanmakta, onu bir çıkar aracı haline getirmektedir. Ne yazık ki son yıllarda en büyük yolsuzluklar, en büyük haksızlıklar din perdesi altında yapılıyor.

Geçmişte vatandaş birçok uyduruk holding tarafından soyuldu. Yimpaş, Kombassan gibi şirketlerin yerinde yeller esiyor. O furyadan geriye bir tek İHLAS Holding kaldı. İhlas Finans aracılığıyla on binlerce insan soyuldu, haç parasını, kefen parasını bu şirkete yatıranlar her şeylerini kaybetti. Kahrından ölenler, ailesi parçalananlar, dine, diyanete düşman olanlar oldu. (En az FETÖ kadar insafsızca aynı metotlar kullanıldı)Bu firmalar vatandaşın birikimlerini iç ederken öte taraftan da dine dindara karşı bir güvensizlik oluşturdular.

Diğerleri gitti ama İHLAS Finans hala ayakta. Sahibi Amerika'da gününü gün ediyor, gazetesi, Televizyonu faaliyette, ticari işler kaldığı yerden devam ediyor ama aradan yıllar geçmesine rağmen hala vatandaşa olan borcunu ödemedi. Kimse de bu firmanın üstüne gidip “Kardeşim borcunu niye ödemiyorsun” diyemiyor. Çünkü İHLAS bütün gücüyle Erdoğan'ı destekliyor. Bu da belki sn Erdoğan farkında değil ama onun zarar hanesine yazılıyor. Çal, soy, söğüşle iktidarı destekle her türlü takipten kurtul. 20 yıldır soyulan vatandaşlarımızın her beş yılda bir borçlar ötelendi.

Bu çarkın, kırılması lazım.

On binlerce insanın umutlarını, hassasiyetlerini soyan bu yapının mutlaka yaptıklarının hesabını vermesi lazım. İşte suçlular böyle siyasetin şemsiyesi altına sığınıp hesap vermekten kurtuldukça yargının bağımsız olması gerektiği daha iyi anlaşılıyor. Yargı bağımsız olsa bu haram saltanatı bu şekilde devam edebilir miydi?

SANAL GÜNDEM

Yazının başında, ekonomik kriz vatandaşın belini bükerken hangi CHP'linin Saray'a çıktığını konuşmanın abes olduğunu söylemiştim. Lakin bu kötü yönetim sarmalından kurtulmak için de kişisel çıkarları için onun bunun kapısını aşındıranları da tanımak lazım. Kadrosunu tanımayan kurda kuşa yem olur. Suni gündem diyordum çünkü bu ülkede Başbakanlar, belediye başkanları görevden alındı, üç gün bile gündem olmadı.

Söz konusu iktidarın zaafları olunca basın sus pus oluyor. Halbuki ne yanlışlar, ne hukuk ihlalleri yapıldı, saraya çıkan CHP'li bu yapılan yanlışlar karşısında solda sıfır kalır.

Ancak medya saraya çıkan CHP'linin peşine düşerken haber kaynağı Talat Atilla'nın “İYİ partiden de bir kişi CB Erdoğan'la görüştü” iddiasını nedense hiç dillendirmiyor.

Sahi o İYİ Partili milletvekili kim?

CB Erdoğan'la hangi gerekçe ile görüşmüş. Bunu da sorgulamak gerekmez mi?

Saray mı muhalefeti tanzim etmeye çalışıyor, muhalefetin zayıf parçaları mı buna çanak tutuyor, bunu da öğrenmeye hakkımız var.

Talat Atilla o İYİ Partiliyi de açıklamalı, içimizdeki çıkarcıları tanımamızı sağlamalıdır.

Ayrıca saraya bir CHP'linin çıkması Genel Başkan değiştirme meselesinden ziyade CHP'yi bölüp bölemedikleri değil, Esas millet ittifakını zayıf düşürmek olduğunu hep birlikte göreceğiz.