Din istismarında hangi noktaya geldiğimizi anlamak için şu birkaç örneğe bakmak kafi. Bundan yaklaşık 3 yıl kadar önce sarıklı cübbeli biri sokakta kurulmuş bir kürsüde güya dua ediyor:Şu Tayyip kulunu sen gönderdin başımıza,başımızda daim eyle Allah'ım, cemaat bir ağızdan bağırıyor,Amiinnn.. Arkasından daha vahim bir şey söylüyor, biliyorsunuz ben her ay Beytullah'a giderim, vallahi billahi diyor,Başbakanlığı Davutoğlu'na Allah Resulu verdi.(Dileyen konuşmanın tamamını dinleyebilir)

Sarığı,cübbesi ile din adamı görüntüsü veren bu kişinin sözlerinin neredeyse tamamının İslam'â aykırı olduğunu söylememe gerek var mı? Bir defa,sn CB'nını sen gönderdin başımıza demek yanlış. Konuşmacı burada dünyadaki tayin terfileri İlahi iradeye bağlayarak, sorumluluğun esası olan insan iradesini devre dışı bırakıyor. İnsan, ancak iradi olan davranışlarından sorumludur. Eğer her şey insan iradesinin dışında aşkın bir güç tarafından belirleniyorsa insan nasıl sorumlu tutulacaktır? Bu anlayışa göre; insan, davranışları kendi dışındaki bir güç tarafından belirlenen bir robottan farksızdır. Oysa, kader meselesinde Allah bizi bir şeye icbar eden değil,ne yapacağımızı sonsuz bilgisi ile önceden bilendir.

İkinci daha vahim yanlış, yine yukarıda ki açıklamamızla alakalı olan sn. Davutoğlu'nun bizzat peygamber tarafından atandığına dair sözleridir. Bu saçmalığı cevaplamak için laf israfına gerek yok. Bu meczubun Peygamberimiz tarafından atandığını söylediği sn Davutoğlu kısa bir süre sonra Sn Erdoğan tarafından görevden alındı. Yani sn Cumhurbaşkanı Peygamberimizin atadığı bir kişiyi görevden almış oldu. İslam tarihinde meczuplar,şizofrenler,paranoitler hariç,hiç kimse beni Allah veya Peygamber tayin etti dememiştir. Dünya işleri dünyalılar tarafından yönetilir. İslam'ı böyle siyasete meze ederseniz ortada ne din, ne inanç kalır.

Bu sarık cübbe Müslüman'ı ne yazık ki hezeyanlarında yalnız değil, geçen hafta benzer sözleri Esenyurt Belediye başkanı da telafuz etti; "AKP Esenyurt'ta kaybederse ümmetin de Mekke'yi,Kudüs'ü ve İslam'ı kaybedeceğini "söyledi. Bu sözlerle İslam'ın ne hale getirildiğini görüyor musunuz? İslam dedikleri şey,bütün insanlığa gelen bir mesaj olmaktan çıkıp, bir parti ve kadrosunun iktidara gelmesi için inzal olmuş bir araca dönüşüyor. Sanki Mekke,Kudüs ve İslam bunlardan önce hiç yokmuş,onlar gelince bunlar var olmuş.Bu Belediye başkanı nefsi ile ilgili bir şeyi İslamileştirerek dini kişisel hırslarına payanda yapmakta belli ki beis görmüyor.Böylece, din dediğimiz şey AK parti ve kadrosu için inmiş oluyor. İslam'ı bir partinin ömrü ile sınırlamaktan daha büyük cinayet olabilir mi?

Ne yazık ki söz konusu AKP olunca bu meczuplara tek bir din adamı çıkıp cevap vermiyor. Daha kötüsü AKP'nin İslam çerçevesi dışına taşan bu sözlerle ilgili tek bir tepki vermemesidir.Söz konusu iktidar olunca İslam'ın ayaklar altına alınmasına da mı göz yummak gerekiyor? Bu sükut, bazıları için siyasetin dinden önce geldiğinin göstergesidir. Bir de çıkıp gençler deist oluyor,dinden uzaklaşıyor demiyorlar mı? Bir partiyi din haline getirir, her yaptığınızı da dinin bir rüknü gibi sunarsanız o din hiç bir insanın gönlünde konaklayacak yer bulamaz. Din diye diye en büyük kötülüğü ona yaptınız.