İktidar uzun süre seçim sonuçlarına etki edebilecek bir propaganda aracı aradı. Başlarda Adil Öksüz'ün yakalandığı,seçime bir hafta kala bombanın patlatılacağı fısıldandı. Amaç, muhalefet liderlerini  acaba Adil Öksüz'e bizim aleyhimize ne söyletecekler diye tedirgin etmekti. Bunda başarılı da oldular. Kararsız seçmenlerin bir kısmı bu iddiayı doğru kabul ederek ima edilen parti ve liderlerle aralarına mesafe koydu. Aslında liderler demek de doğru değil,hedef Akşener'di. Bu iddiayı ciddiye alıp cevap verenler bile oldu.

FETÖ ithamı ile yeterli mesafe alınamayacağı görülünce  dengeleri değiştirecek yeni bir olaya ihtiyaç duyuldu.ABD ile yapılan görüşmeler sonucu Türk askerinin Menbiç'e girmesi sağlandı. Terör örgütünün üslendiği-son dönemlerde büyük oranda boşaltıp Sincar'a çekildiği- Kandil gündeme geldi. Kuzey Irak'a asker sokularak Kandil'e operasyon yapıldığı,askerimizin Kandil'i ele geçireceği ilan edildi. Prensip olarak silahlı unsurlara karşı silahla mücadele edilmesi gerektiğine ve bu mücadelenin asla siyasi rekabetin bir aracı haline getirilmemesinden yanayım.  Bir operasyonun reklam yanı gerçek yanının önüne çıkıyorsa o operasyonun -vatanın bekası- için yapıldığı şüpheli hale gelir.

Askerimiz iki üç gündür Kandil'de. Siyasi kulislerde bayrağımızın Kandil'e dikildiği dar bir çevrede konuşuluyor. Peki niçin bu durum topluma yansıtılmıyor? Şunun için, muhtemelen seçime bir veya iki gün kala iktidarın kontrolü altında olan yazılı ve görsel medya bir ağızdan Kandil zaferini,orada dalgalanan bayrağımızı ve askerimizi göstererek ilan edecek. Büyük bir zafer havası pompalanacak. Çoğunluk Kandil'in önceden büyük oranda boşaltıldığını bilmediği için bu propagandanın etkisi ile   sandığa gidecek.Nitekim Karayılan,Bayık,Duran Kalkan gibi örgüt liderlerinin hiç biri ele geçirilemedi.

Terörle her alanda ve her şekilde mücadele edilmelidir. Ancak terörle mücadele adı altında askerin  dekor malzemesi olarak kullanıldığı bir seçim çalışması yapmak son derece yanlıştır. Politikada hiç bir şey gizli kalmaz. Bu tip operasyonların farkı amaçlarla yapıldığının ortaya çıkması halinde  gerçek operasyonlarla ilgili halk desteğini de tehlikeye düşürecektir.

Terör ve bölücülük üzerinde siyasi hesap yapılmayacak kadar önemli konulardır. Bu kadar şeyin dönüp dolaşıp seçim takvimine denk getirilmesi zamanlamanın hiç de tesadüf olmadığını gösteriyor. Diğer yandan Kandil'e yapılan operasyon da önceden ilan edildi. Geldik,geliyoruz dedikten sonra terörist orada durur mu? Bu işlerde gizlilik esastır. Başarının büyüklüğü de buna bağlıdır. Teröristi ansızın,beklemediği bir anda vurmak gerekir.Davul zurna ile ilan edilerek yapılan hiç bir operasyon amacına ulaşmaz.Gürültüsü kendisinden büyük olan her operasyonun asıl amacı siyasi kazanımlardır.

Siyasi partiler ülkemiz için hayat memat konusu olan bu meselede daha dikkatli olmak zorundadır. Orduyu siyasi reklamların figüranı gibi gösterecek tasarruflar orduya da terör mücadelesine de zarar verir.İnsanlar artık  reklamla savaşı ayırt edebilecek siyasi bilince sahiptir. Kandil'e dikilecek bayrağa seviniriz, ama kimsenin reklam kampanyasına da yem olmayız.