Daha önceki yazılarımızda da kısaca bahsetmiştik. Ancak şu anda infaz yasası TBMM’de görüşülüyor. Ancak iktidar hala bu infaz yasası içerisine birtakım gizli dosyaları da sıkıştırmamın çabasında olduğunu görüyoruz. İnfaz yasasında eşitlik ilkesi esas olmalıdır. Ancak gördüğümüz kadarı ile yine adaletsizlik had safhada. Ayıklandı mı bilmiyorum ama taslağı ilk açıkladıkları zaman uyuşturucu, gaspçı, ırz düşmanı, çocuk istismarcılarının da af kapsamına alındığı açıklanmıştı. Toplumdan gelen yoğun tepki nedeniyle zannederim bazı maddeleri çıkarmışlar gibi gözüküyor.

Ama hala adaletsiz uygulamalar devam ediyor. Şöyle ki; aynı suçu işlemiş hükümlüler ½ oranında affedilirken, tutuklular hakkında bir işlem yapılmıyor. Düşünce suçluları kapsam dışı bırakılmaya çalışılıyor. İstismarcılar, kadın katilleri, uyuşturucu baronları affedilmek isteniyor ama düşünce suçu işleyenler af kapsamı dışında bırakılıyor. Bu haliyle kesinlikle Anayasa Mahkemesinden döneceği bir gerçektir. Böyle bir yasanın zaten gündeme getirilmesi bile yanlıştı. İktidarın küçük ortağı ısrarla bu adaletsiz bir yasanın peşine takılmış, iktidarda ona bir noktada eli mahkum olduğu için yasayı bu eksik ve hatalı şekilde çıkarmanın gayreti içine girmiştir. Rahşan affında olduğu gibi AYM affın kapsamını eşitlik ilkesi maskesi içerisine alarak teröristleri, gaspçıları, uyuşturucu baronlarını ve daha birçok cinayet suçlusunu da serbest bırakacaklardır. Tarihe not düşmek için buraya yazıyorum.

Dünyayı kasıp kavuran Coronavirüs salgını ülkemizi de etkilemeye devam ediyor. Kestirmeden gideyim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul için özel bir yasa çıkarılmalıdır. İstanbul’da istisnalar haricinde sokağa çıkma yasağı uygulanmalıdır dedi. Hatta çözüm olarak ta Atatürk Havalimanı ve Yenikapı toplanma alanında iki adet 1000’er kişilik hastaneler kurulmasını teklif etti. Yeniden yapı yapmaya gerek bile yoktu. Binalar hazır, her türlü iletişimin olduğu iki yeri tarif etmesi çok güzeldi. Ancak iktidar yine böyle bir ortamda bile siyasi hırsını öne almış ve Ekrem İmamoğlu’nun tekliflerini uzun süre görmezden gelmişti. Baktılar ki kazın ayağı öyle değil. Sayın Cumhurbaşkanı çıktı günler sonra Atatürk Havalimanı ve Sancaktepe’de 1000’er kişilik sahra hastanesi kurulacağını söyleyince doğrusu bizde inanmıştık. Aklın yolu birdir. Nihayet Cumhurbaşkanı ilk defa akıllı davrandı diye düşünmüştük. Ancak iki gün sonra işin aslı ortaya çıktı. Sayın Cumhurbaşkanı yine siyasi kaprislerine yenik düşmüştü. Kurulacak Hastanenin yeri Atatürk Havalimanı değil de Atatürk Havalimanının yanından geçen yolun öbür yakasında bulunan THY’ye ait boş bir arazide hastane kurulması için çalışmalar başlatılmış. Halbu ki Atatürk Havalimanı’nda tüm binalar hazır sadece hastaneye dönüştürülmesi için tadilat yapılması gerekiyordu. Şimdi kimlere rant kazandırılmak üzere boş arazide yeni hastane yapılmasına karar verildi orası meçhul. Yazık. Çok yazık.

Coronavirüs salgını tüm şiddetiyle devam ederken, vatandaşlara sokağa çıkmayın deniliyor ama günlük kazınıp, günlük yaşayan insanları hiç dikkate almıyorlar. Adam çıkıyor bulduğu ilk mikrofona konuşuyor. Arkadaş ben eğer bugün çalışmazsam ben ve çocuklarım, ailem aç kalacağız diyor. Bu ülkede 55 milyon sosyal güvencesi olmayan vatandaşımız var. Bunu ben değil devletin resmi kayıtları söylüyor. Böyle bir ortamda, bir kadın İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne müracaat ediyor ve yardım istiyor. Açım, çocuklarım aç, ben çıktım çöpten birtakım yiyecek topladım ve çocuklarıma yedirdim diyor. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Yardımcısı Nail Noğay, açım diyen kadına Twitter’dan cevap veriyor “Geber” diyor. Sosyal medyada gündem olunca apar topar Nail Noğay açığa alınıyor.

Sevgili okuyucularım hiç şüpheniz olmasın bu açığa alınan Nail Noğay yarın öbür gün daha etkili ve yetkili bir yerde görevlendirilirse şaşırmayın. Onu o göreve getiren zihniyet bugüne kadar hep böyle yapmadı mı? Atatürk düşmanları yaptıkları hakaretler sonucu, veya başka bir suç işleseler de önce kamuoyundaki tepkileri kırmak adına önce açığa alıyorlar. Olay biraz küllendikten sonra bu kişiler daha etkili ve yetkili görevlere getirildikleri mütemadiyen tekrarlanmıştır. Hangisini sayayım. Göreceksiniz bu da öyle olacaktır. Olay unutulsun bakın bu yazdıklarım bir bir gerçekleştirilecektir.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE