HABERERK/ÖZEL HABER

Gıdadan sağlığa ülkede pek çok kalemde maliyet artışları hızla devam ediyor. Maliyet artışları işçiyi ve işvereni her kesimden insanı olumsuz etkiliyor. Söz konusu artışlar inşaat girdilerini de etkiledi. Buna bir de döküm sahalarının azlığı ya da hiç olmaması ekleniyor.

İnşaat sektörünün en önemli sac ayaklarından biri de döküm sahası. Yapılaşma devam ederken ve sonrasında hafriyatın dökülmesi ve depolanması için bir alana ihtiyaç duyuluyor. Ancak bu alanlar ülkemizde maalesef yeterince yok.

AKP hükümeti, iktidara geldiği andan itibaren yeni yapılaşmadan yollara kadar pek çok yeni alan inşa etti. Hatta bu politikayı, seçim propagandası haline bile döndürdü. Ancak geriye dönüp bakıldığında sistemli ve planlı bir uygulama olmadığı ortaya çıktı. Çünkü buna bağlı olarak artması gereken döküm alanları artmadı. AKP’li belediyeler başta olmak üzere, belediyeler ucuz ve yakın döküm sahaları belirlemedi. Bu sorun büyük kentlerde daha bariz bir şekilde ortaya çıktı.

GAYRİ MEŞRU İLİŞKİLERLE VURGUNLAR YAPILDI

Sektör ilgilileri tüm bu olumsuzluklar içinde gayri meşru ilişkilere yöneldi. Döküm sahaları bu ilişkiler neticesinde elde edilmeye çalışıldı. Buralarda büyük vurgunların da yapıldığı bilinmekte.

VERGİ KAÇAKÇILIĞI DA CABASI…

Dolayısıyla vergi kaçakçılığı da olağan hale geldi. Gayri meşru ilişkilerle belirlenen alanlarda büyük vurgunların yanında vergi kaçakçılığı da yapılıyor.

Oysa sıkı denetim mekanizmalarının yanında belediyelerin inşaat alanlarına yakın resmi döküm sahaları tertip etmeleriyle Türkiye’nin kara lekesi gibi görünen bu sorun rahatça giderilebilir. Böylece vergi kaçakçılığının da önüne geçilerek Türk Devleti’nin parası da sömürülmemiş olur.

BİR ÖRNEK: TRABZON

Trabzon şehri, bir liman kenti olmasından dolayı eski çağlardan bu yana önemini korumuştur. Karadeniz’e kıyısı olan şehir, maalesef deniz doldurularak genişletiliyor. Peki bu ne anlama geliyor? Şehirde bir hafriyat döküm sahası olmadığı için hafriyat denize dökülüyor. Şuanda Beşirli denen, Akçaabat ilçesi ile Merkez arasında bulunan semtin denize olan kıyısı hafriyat ile dolduruluyor.

Sahil yolunun yapılması nedeniyle bölge halkının denizle olan bağı koparılmıştı. Şimdi ise Beşirli'nin denizle yeniden buluşması hedef gösterilerek dolgu işlemi yapılıyor. Bu işlemi gerçekleştirirken de hafriyat kullanılıyor. 

Bölge halkı, ısrarla “deniz ondan alınanı geri alır” düsturu ile endişe duyarak beklerken, yetkililer maalesef kulaklarını tıkamış durumda.

Editör: Gökçe Sevim