Avukat Feyza Altun Meriç, geçtiğimiz günlerde çocuklu kadınların toplumdan dışlanmasına tepki olarak 7 aylık oğlu Ali Yiğit'i vücuduna kundaklayarak duruşmaya girdi. Anadolu Adalet Sarayı böyle bir şeye ilk defa şahit olduğu için şaşkınlıkla karşıladı ama bir yandan da kimse tepki veremedi. Çünkü, kadınların cesaretlerine her geçen gün şaşkınlıkla izliyor insanlar...

Feyza yaptığı bu eylemi şöyle tarifliyor: "Biz oğlumla duruşmaya girdik. İnsanlar görünce önce algılamadılar, algıladıklarında da gülümsediler. Ne işin var burada demediler. Hakim çık git bu salondan demedi, duruşma bitince 'Allah bağışlasın' dedi. Ben de cümlemizinkini dedim. 'Çocuklu kadınların toplumdan dışlanmasına karşıyım' dedim. 'Eve kapatılmalarına tanımadıkları bilmedikleri, görgüsü bilgisi kendinden olmayan kadınlara içleri yana yana çocuklarını baktırmak zorunda olmalarına, toplumdaki ve sosyal yaşamdaki maddi ve fiziksel olanaksızlıklara karşıyım' dedim. Hakim bey şaşırdı sonra gülümsedi. 'Bazı seylerde öncü olmak gerek' dedi. Bu zımni bir kabuldü, tasvip ve beğeniydi.

Toplumdaki bu yargıyı kıralım, imkanı olan, işi elverenler çocuklarınızı sarın kendinize çıkın sosyal hayata karışın. Kapalı kalmayın. Aman şimdi ne derler, aman olur mu, aman çocukla gidilir mi demeyin! Ben duruşmaya girdim. Daha resmi daha ileri bir kurum yok bu ülkede. Özel kurumlarda bunun hoş karşılanmayacağını biliyorum ama yapacak bir şey yok."

Kadınların yaşamını çocukla zindan etmeye çalışanlara bir cevabı var Feyza'nın:

"Dünyanın en büyük adliyesi diye yapılan Anadolu Adalet Sarayı'nda hiçbir tuvalette bebek alt degiştirme aparatı yok. Kaç tane yemekhane var ama birinde bile mama sandalyesi yok. Emzirme odası yok. Bunlar için en yakın zamanda resmi başvurularımı yapacağım; meslektaşlarımın da desteğini bekliyorum. Adliyeye ve duruşma salonuna ilk defa getirdiğim oğlum ise genel olarak mutluydu; Müdüre hanımın klavyesini yaladı, bir iki avukatın dosyasına kustu, hakime hanımın odasında altını açarken koltuğunu pisletti. Kısacası oğlum yargının içine biraz etti ama varsın bir de o etsin ne var... Bir şeyin zorluğu ya da kolaylığı sizin bakış açınızla ilgilidir. Ben hayata böyle bakıyorum. Hayat yeterince zorken kolaylaştırmak bizim elimizde. Siz olacağına inanırsanız olur; siz isterseniz, insanların ne dediğini umursamazsanız bir gün gelir bir bakarsınız sizi yadırgayan insanlar da önyargılarını kırmışlar ve sizi örnek almışlardır! Bazı şeyler bu kadar kolay değil elbet ama bir yerden başlayacağız."

Kadınlar, her alanda duruşları, renkleri, söylecek sözleri ile varlar! Her geçen gün de şaşırtmaya devam edecekler, ALIŞIN! Kadınların hayatta özne olmak için verdikleri mücadelenin tüm alanlarda çoğalması dileğiyle...

Editör: TE Bilişim