Oda TV soruşturmasının ardından İstanbul'daki görev yeri değiştirilen ve pasif göreve atanan ve emekli olan Ergenekon, Balyoz davalarının da mimarı Ali Fuat Yılmazer canlı yayında soruları yanıtladı. Yılmazer'in açıklamalarının satırbaşları şöyle:

BAŞBUĞ'U TUTUKLANMASINI ERDOĞAN İSTEDİ

İlker Başbuğ'un tutuklanmasını Başbakan istedi. Ergenekon ve KCK soruşturmasının her safhasında Başbakan'ın bilgisi vardı. Tutuklamalar onun bilgisinde yapıldı. Ergenekon'un tüm safhalarını operasyon öncesi Başbakan ile görüştüm, bilgi verdim. Hep destekleyici oldu.

"ODA TV SORUŞTURMASI BAŞBAKAN'IN TALİMATIYLA BAŞLADI"

Oda TV soruşturması Başbakan'ın talimatı üzerine başlatıldı. Ergenekon'da bütün tutuklamalar Başbakan'ın bilgisi üzine yapıldı. Ergenekon'un bütün safhalarını en ince ayrıntılarına kadar Başbakan'a bildirdim. Destekleyici oldu. Bir tek o destekledi davayı.

"TUTUKLANSIN TALİMATI VERDİ"

İlker Başbuğ dosyası Başbakan'a her seferinde arz edildi. Adalet bakanı ve Başsavcı vekili ile Başbakan görüştü. Başbakan tutuklansın talimatı verdi.

"TÜM BİLGİLERİ AKTARDIM"

Başbakan'dan perspektif almadan hiç bir KCK operasyonu yapılmadı. Operasyonun tüm bilgileri Başbakan'a aktardım talimatını uyguladım. KCK soruşturmasında suça karışmış MİT'çileri yakaladık. Başbakan'a da bilgi verdim. MİT bilgi vermiyordu.

"ŞİDDET EYLEMİ YAPANLARIN MİT İLE İLİŞKİSİNE RASTLADIM"

25 canlı bombayı İstanbul sokaklarında yakaladık. Şiddet eylemleri yapanların MİT ile ilişkisine rastladım. MİT biliyor bize bilgi yok. 7 Şubat'a gelene kadar, 6 dalga KCK operasyonlarından Başbakan'ın bilgisi ve talimatı vardı. Onu uyguladık.Başbakan'dan gelen talimatlar oldu. Ama benim ne yapıp yapmadığım o dosyalarda var. Emredersiniz efendimci olmadım.

"BENİM DÖNEMİMDE KANUNSUZ DİNLEME YOKTUR"

Emniyetten kaybolan dinleme cihazları: Ali Fuat Yılmazer görev yaptığı dönemde 2007-2011 döneminde bir tane bile kanunsuz dinleme yoktur. En belirgin olanı, en tartışılanı Hanefi Avcı'dır. 7 suç duyurusu kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesiyle kapanmıştır. Kitabında yazıyor bunları.

"KAYBOLAN CİHAZLAR İYE BİR ŞEY YOK"

Kaybolan cihazlar diye bir şey yok. O havadan dinleme cihazları. Öyle bir cihaz ki, kendi baz fonksiyonu var. TİB'e müraaacat etmeden, GSM firmaları ile işbirilği yapmadan dinleme yapabildiğiniz cihazlardır. Emniyette var şimdi kaybolmuş diyorlar. Ben kullanmadım, görmedim. Benim dönemimde öyle bir şey kullanılmadı. Benim dönemimde olmayan bir cihaz kaybolamaz.

"SORUMLU BİRİMLER VAR"

Bu cihazlardan sorumlu şubeler var. Yok olamaz, varsa böyle bir şeyler bulunur. Bundan sorumlu birimler var. Şu anda MİT ve Jandarma'da bu cihazlar vardır.

"HRANT DİNK'İN EN ÖNEMLİ TEHDİDİ VELİ KÜÇÜK'TÜ"

Nedim Şener'in Kırmızı Cuma kitabı çok açık bir şekilde Hrant Dink cinayetini karartma çabasıdır. Ailesi ve avukatı bilmelidir. Hrant Dink'in en önemli tehdit kaynağı Veli Küçük'tü. Ergenekon operasyonundan sonra azınlıklara yönelik tehditler kesildi.

Editör: TE Bilişim