38 kurum ve topluluk, “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nin gıdaya yönelik ifade özgürlüğünü kısıtlayan düzenlemeleri içeren 28., 29. ve 30. maddelerine karşı imza kampanyası başlattı.

TBMM’ye sunulan "Gıda Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkın Kanun Teklifi" başlıklı torba yasa tasarısına ilişkin çevre örgütleri ve sivil toplum örgütleri bir açıklama yaptı.

başlatılan imza kampanyasında, teklifteki yanıltıcı yayın tanımının “çok geniş ve belirsiz” olduğuna değinilerek, “Neyin yanıltıcı yayın kapsamında değerlendirileceği, bu değerlendirmeyi yapacak kişilerin kimler olacağı, bağımsız karar verip veremeyecekleri net değildir” denildi.

Teklif maddelerinde yer alan "Her türlü yazılı, görsel, işitsel ve dijital iletişim araçları üzerinden yapılan ve ticari reklam kapsamına girmeyen, gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicide endişe, korku yaratarak tüketicinin tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyen gerçeğe aykırı yayınlar yanıltıcı yayın olarak tanımlanmakta ve 20-50 bin TL para cezası verilmesi öngörülmektedir" ifadesine atıfta bulunulan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Yasa teklifindeki yanıltıcı yayın tanımı çok geniş ve belirsizdir. Neyin yanıltıcı yayın kapsamında değerlendirileceği, değerlendirmeyi yapacak kişilerin kimler olacağı net değildir. Ancak gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicileri endişe, korku ve güvensizliğe sürükleyen nedenler toplumda çeşitlilik göstermektedir.

İnsanlar sağlıkları, sosyo-ekonomik durumları, inançları ve kültürleri vi gibi farklı gerekçelerle gıdaya ilişkin çok çeşitli kaygı ve hassasiyetlere sahiptir. Bu hassasiyetler genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO), tohumlar, tarım zehirleri (pestisitler), veganlık/vejetaryenlik gibi geniş bir yelpazeye yayılmaktadır” denildi.

ADİL GIDAYA ERİŞİM ZORLAŞACAK

Açıklamada, “Bahsedilen tanımda kişi veya amaç fark etmeksizin yazılı, görsel ve sosyal medya mecrasında yapılacak, gıdanın üretim ve işleme süreçleriyle ilgili her türlü paylaşım yüksek miktarda para cezasıyla karşılaşma riski taşımaktadır. Böylesine önemli bir konunun bu kadar otoriter, subjektif ve özensiz bir düzenlemeye tabi tutulması yurttaşların kamusal bilgiye ve iyi, temiz, adil gıdaya erişim hakkını kısıtlayacaktır” ifadelerine yer verildi.

KORKU VE GÜVENSİZLİĞİ ARTIRACAK

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

"Elbette, Türkiye’de gıda hususunda birçok sorun vardır. Ancak sorunun çözümünü yasaklar üzerinden kurgulamak toplumda gıdaya ilişkin endişe, korku ve güvensizliği azaltmayacak tam tersine artıracaktır. Yasa teklifinin ilgili maddeleri; toplumun gıdaya ilişkin kaygı ve hassasiyetlerini dikkate alarak, toplumsal sorumluluk gereği kamuoyunu aydınlatma vazifesi gören, her biri kendi içinde yetkin kurumların, bilim insanlarının, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının, bu sorumluluklarını yerine getirmelerini kimi zaman doğrudan sansür kimi zaman da otosansür yoluyla engelleme riskini içermektedir.

Bu bağlamda öncelikle yurttaşların örgütlenmelerini kolaylaştıran ve bu örgütlenmeler üzerinden doğru bilgiye erişimi sağlayacak mekanizmalar kurulmalıdır. Bu mekanizmaların merkezinde gıda toplulukları, meslek odaları, ilgili araştırma birimleri, gıda kooperatifleri, çiftçi sendikaları, ilgili üniversite yapıları, tüketici dernekleri gibi sivil toplum kuruluşları, kamusal ve güvenilir bilgiye erişimi hedefine koymuş sosyal girişimler yer almalı, bu oluşumların sağladığı bilgiler sayesinde yanıltıcı bilgiye çok daha hızlı ve doğru cevaplar üretilmelidir. Böylece, halkın çıkarlarını esas alan, kamucu bir bilgi edinme hakkının kullanımı mümkün olacaktır.

İlgili yasa teklifi bu haliyle halkın sağlıklı bilgiye erişiminin önünü kapatmakta ve kamu çıkarları ile uyuşmamaktadır. Sağlıklı bilgiye erişimi engelleyecek söz konusu maddelerin yasadan çıkarılmasını ve halkın bilgi edinme hakkını esas alan mekanizmalara destek olunmasını talep ediyoruz."

Editör: TE Bilişim