Hasan Mezarcı 

ATATÜRK'e hakaret nedeniyle yargılanırken, yurtdışına kaçan ve Almanya'da yaşamaya başlayan Refah Partisi eski milletvekili Hasan Mezarcı, Almanya'da Mesih olduğu iddiasıyla ortaya çıktı. Mezarcı, Hz. İsa'nın kendisinde yeniden vücut bulduğunu ileri sürerek ‘‘Ben İsa'yım. Cenab-ı Hakk’ın verdiği güç nisbetinde vazifemizi yapacağız.’’ diye konuştu. Hasan Mezarcı, ‘‘Meryem oğlu İsa’’ olduğunu ileri sürdü. 

Mezarcı: 

‘‘Mısır'dan İsveç'e kadar, Avrupa'nın çeşitli yerlerinde daha ben açıklamadan, Hz. İsa olduğumu söylemeden, benim Meryem oğlu İsa olduğum ve gökten geldiğim insanlar tarafından görülmüştür, hatta uykuda ve uyanıkken. Görenlerin sayısı artmaya başladı. Bu benim elimde değil, Cenab-ı Hakk'ın elinde. Cenab-ı Hak istediği zaman, isteği kadar insana bunu gösterince inandırıcı. Hz. Yusuf’a peygamber olduğunu cezaevinde Allah ona bildirmişti. Ben de cezaevindeyken bu perde açıldı. Ancak 3 sene boyunca inzivam sürdü. Söylememe Cenab-ı Hak izin vermedi. Yüzyıllardan beri beklenilen bir İsa vardır ve o İsa geldi, 2000 yılında bu ilan edildi.’’ 

Mehmet Ali Ağca

"Mesih benim Mezarcı deli"

Hasan Mezarcı'ya, ‘kıdemli Mesih’ Mehmet Ali Ağca'dan yalanlama geldi. Ağca, kardeşi aracılığıyla ‘‘Mezarcı akıl hastasıdır. Gerçek Mesih benim’’ mesajı gönderdi.

KARTAL Özel Tip Cezaevi'nde tutuklu bulunan Mehmet Ali Ağca, kendisini Mesih ilan eden Hasan Mezarcı'nın akıl hastası olduğunu öne sürdü. Ağca, ‘‘Gerçek mesih benim’’ dedi.

Mehmet Ali Ağca'nın kardeşi Adnan Ağca, dün sabah saatlerinde cezaevine geldi. Ağabeyine Kuran-ı Kerim getiren Adnan Ağca, sıkı bir aramadan geçtikten sonra cezaevine alındı.

Kıdemli Mesih’ten mesaj

Adnan Ağca, ağabeyi ile görüştükten sonra, 'Mesih'in söylediklerini iletiyorum' diyerek, Mehmet Ali Ağca'nın sözlerini şöyle aktardı:

‘‘Hasan Mezarcı deli ve akıl hastasıdır. Gerçek Mesih benim. Mesihliğin muhatabı Vatikan'dır. Vatikan 2000 yıldır sadece 2 Türk'le görüştü. Birisi Atilla'dır. Diğeri Mehmet Ali Ağca'dır. Atilla Vatikan'la verdiği savaşı kaybetti. Ancak ben, Mehmet Ali Ağca, bu savaşı kazanacak. Roma bana defalarca krallık teklif etti. Mesihlik anne karnında zuhul olur. Hasan Mezarcı ise akıl hastasıdır.’’

Adnan Ağca, ‘‘Mehmet Ali Ağca'nın Mesihliği, Türkiye Cumhuriyeti açısından da olumlu sonuçlar doğurmuştur’’ diyerek, cezaevinden ayrıldı.

Adnan Oktar

Adnan Oktar grubuna yönelik gerçek operasyon yeni başlıyor. Çünkü Oktar’ın dijital arşivinin imajlarının alınması tamamlandı. Şimdi özel bir ekip tarafından inceleniyor. Dijital verilere sadece içerikli görüntüler ya da şantaj kasetleri olarak bakılmıyor. Veriler incelenmeye başladığında Adnan Oktar grubunun dinlemelere karşı önlem geliştirdikleri ortaya çıktı. Hatırlansanız FETÖ’cüler, şifreli haberleşiyor ve kontörlü hatları kullanıyordu. Bunlar ise özel görüşmelerinde elyazısı ile notlar tutmuşlar. Adnan Oktar ikili görüşmede dahi elyazısı ile talimat vermiş. İkili görüşme sırasında dahi yazılı olarak haberleşmişler. Mahrem notlar tutulmuş. Sonra bunlar talimatlandırılmış. Ama o notların bir kısmı yırtılmamış ve bazılarını da unutmamak için ya da takibini yapmak üzere fotoğrafını çekmişler. O delillerin bir kısmına dijital verilerde ulaşıldı.

FETÖ KAHTANİ Mİ?

Adnan Oktar, 2013 yılında bir video kaydında, “Fetullah Hoca, ahir zamanda gelecek mühim şahsiyetlerden birisidir. Fetullah Hoca Kahtani olabilir. Mehdi’nin yardımcısıdır” demişti. Tabii bu durumda kendisi de Mehdi oluyor.

Sorgusunda, “Kahtani” meselesi de soruluyor. “Bizim karşımıza çıkarlar diye söyledim. Kahtani demek kan dökmek demektir. Ben onu hakaret için söyledim” diyor. Kahtani işini çarpıtıyor ama FETÖ’cülerle görüşmesini kabul ediyor. “2010 yılında  Tuncay Opçin, Mehmet Baransu ve Ali Bulaç’la görüştüm. Onları kızdırmamak için ‘O beni sever ben de onu severim’ dedim” diyor.

MEHDİ KİM?

Mehdi meselesi de gündeme geliyor. Sorgusunda dini literatüre hâkim olan görevliler de yer alıyor. “Mehdi meselesi” sorulunca, “Beni tuzağa düşürüp, Mehdi olduğumu söyleteceksiniz” diyor. Bunun üzerine, “Yok. Mehdi olmadığını biliyoruz. Ama sana Mehdiliğin alametlerini sormak istiyoruz” deniliyor.

Bunun üzerine sıralamaya başlıyor.

“Birinci alameti Mehdi Karaköy’den çıkacak. İkinci alameti kara bayrak çıkacak. Birinde çok büyük bir yere hâkim olacaklar. Kara bayrak ikinci kez çıktığında ise Mehdi, Türk-İslam birliğini sağlayacak” diyor.

Bir tek Mehdi’nin adı Adnan soyadı Oktar demiyor. Çünkü kendisi sohbetlerine İstanbul Karaköy’den başlamış. DEAŞ’ın kara bayrağı çıkıp Irak ve Suriye’de büyük bir kara parçasını ele geçirince heyecanlanmış, Mehdi olarak üçüncüyü alameti beklerken karşısında polisi bulmuş.

İskender Evrenesoğlu 

Sahte peygamber olarak bilinen İskender Evrenesoğlu 1942 yılında doğdu.1986'da Devlet Planlama Teşkilatında uzman olarak çalıştı.

İskender Evrenesoğlu çesitli kelime oyunlarına başvurarak kendisinin kitaplı bir resul olduğunu ama peygamber olmadığını söylemektedir. Veli-Resul ve Nebi-Resul şeklinde iki tip resullük durumunun olduğunu ve kendisinin bu kategorizasyonda ikinci tür olan Veli-Resullerden biri olduğunu ve Allah tarafından Türk ırkını tebliğle, irşadla vazifelendirildiğini iddia etmektedir.

Tüm peygamberlerin misakta kendisini desteklemek için söz verdiğini ve kendisinin Mehdi-Resul olarak zuhur edecegi zamanı yüzyıllar öncesinden gözlediğini ve zuhurunun işaretinin Duhan Sûresi gereği çıkacak olan bir duman olduğunu söyleyen biridir.

Rabbimizin, Hz. Muhammed (s.a.v.) müstesna hiçbir beşer için “Habibim” dememesine rağmen kendisine Allah’ın ‘Habibim' diyerek hitap ettiğini söylemiştir.

Bir zamanlar Sinop’ta düzenlediği konferansa katılan vatandaşlar da düzenlenen toplantıya telekonferans sistemi ile iştirak eden ve kendisinin peygamber olduğunu iddia eden İskender Evrenesoğlu'nu protesto ederek salonu terk etmişlerdi.

Editör: TE Bilişim