İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Almanya'ya işgücü göçünün 60’ıncı yılı nedeniyle düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada mülteci sorununa dikkat çekti.

İmamoğlu, “Belki de en dramatik göçün tam göbeğinde yer alan bir kentte bulunmaktasınız. Şu anda 2,5 milyona yakın İstanbul'a yerleşmiş insanla karşı karşıyayız" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Almanya'ya iş gücü göçünün 60. yılına özel etkinlikler düzenliyor. 5 Kasım'a kadar sürecek olan konser, film gösterimi, sergi ve söyleşilerin yer aldığı etkinliklerin açılış töreni, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleştirildi.

“DEDEMİN 2 KARDEŞİ DE ALMANYA'YA GİTTİ”

Etkinliklerin açılış konuşmasını yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye ve Almanya arasında imzalanan anlaşma ile birçok vatandaşımızın 60 yıl önce “umut yolculuğuna” çıktığını belirterek kendi ailesinden örnek verdi.

İmamoğlu “Umut yolculuğuna çıkanların iki tanesi de aile içerisindeki bir kararla, rahmetli dedemin kardeşleriydi. İkisi de sağ. Birinin adı Alican, birinin adı Osman. 1964 yılında gidiyorlar Almanya’ya ve orada bir tanesi 5 yıl, bir tanesi 11 yıl kalıyor. Ve sonra tekrar yurtlarına dönüyorlar” dedi.

Almanya deneyiminin, ailesinin ticari hayatına direkt etkisi olduğunu anlatan İmamoğlu, göç eden farklı yurttaşların da benzer hikayeleri olduğuna dikkat çekti.

ÖZLEM TÜRECİ VE UĞUR ŞAHİN'İ ANDI

60 yıldır devam eden yolculuğun, Türkiye ile Almanya arasında çok kıymetli bir köprü ve bağ oluşturduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Hem Almanya hem Türkiye toplumunda da değişimlere ve değişimlere sebep oldu. Bazen gerilimlerde yaşanmadı değil. Ama bu bir süreçtir ve sürecin parçalarıdır. Böylesi büyük bir göç dalgasının, doğal olarak siyasi, ekonomi, kültürel, sanatsal, sportif açılardan da toplumları etkilediğini bilmeliyiz. Ve sadece toplumlarımıza değil, bence tüm dünyaya iz bırakmaya, bir kısım örnekler oluşturmaya da devam ediyor. İnsanlığın belki de en dramatik dönemlerinden birini, pandemi döneminde hep birlikte yaşadık. Buna dönük aşıyı geliştiren Almanya’ya göç eden ailelerin birer ferdi olan Sayın Özlem Türeci ve Sayın Uğur Şahin’i buradan anmadan olmaz” diye konuştu.

İSTANBUL DRAMATİK GÖÇÜN TAM GÖBEĞİNDE”

Dünyada yaşanan ve Türkiye'yi özellikle de İstanbul'u etkileyen göç sorununa vurgu yapan İmamoğlu şunları söyledi:

* Belki de en dramatik göçün tam göbeğinde bir kentte bulunmaktasınız. Şu anda 2,5 milyona yakın, İstanbul’a yerleşmiş ama sığınmacı ama mülteci ama oturma izni almış insanla karşı karşıya.

* Ve o 2,5 milyon nüfus, sadece ve sadece 6-7 yılda olgunlaşmış bir nüfus. Yani 1961'den 2021'e konuşmuyoruz. 2021 yılındayız; 2013'lerde, 2014'lerde başlayan bir sürecin, bir anda 2,5 milyona ulaştığını düşündüğümüzde, aslında ne kadar dramatik bir süreci zorluklarla yönettiğimizin bir karşılığıdır diye düşünebiliriz.

* Dolayısıyla şu anda dünyada ama savaşlar ama belli kıtlıklar üzerinden bir takım gelir adaletsizliği, eşitsizlikler üzerinden oluşan bu göçleri sıkı bir biçimde incelemeli ve bunun üzerine hep birlikte çalışmalıyız.

“21. YÜZYIL AÇISINDAN TALİHSİZLİK”

“Göçü, ciddiye almalıyız” diyen İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

* Dünyadaki gelir adaletsizliğini ve bir kısım kaynaklar üzerinden, belli gelir seviyesinin üzerindeki ülkelerin, yaratılan kaosları ve oradaki birtakım çıkarlarını önceleyerek, oralarda yaşayan -ki bunun en önemli merkezlerinden birisi Ortadoğu’dur- oralarda yaşayan insanların huzurunu, sağlığını, güvenliğini düşünmeksizin hareket etmelerini, ben dünyanın 21'nci yüzyılı açısından büyük talihsizlik olarak görüyorum.

* Bu bağlamda, şu anda başta Suriye olmak üzere, milyonlarca insanın kendi yurtlarından, vatanlarından uzak kalmalarının çok önemli bir trajik bir durum olduğunu ve 21'nci yüzyıla hiç yakışmadığını ifade etmek isterim.

* Hep beraber belki şu anda biz misafir ediyoruz ve tüm insani ihtiyaçlarını karşılamakta yükümlü olduğumuzun da farkındayız.

* Ancak günün sonunda; insanların bu tarzda ülkelerinden uzaklaştırmalarına, seyirci kalmadan, müsaade etmeden, tekrar bu insanların kendi yurtlarına dönebilmesi noktasında, en üst seviyede uluslararası iş birliğiyle hareket edilmesini, 21'nci yüzyılda dünya ülkelerinin sorumluluğu olarak görmekteyim.”

SUNUCULUĞU ŞEBNEM SCHAFER YAPTI

Sunuculuğunu annesi Türk, babası Alman olan Frankfurt doğumlu Jennifer Şebnem Schäfer'ın yaptığı açılışta; Almanya Federal Cumhuriyeti eski Meclis Başkanı Prof. Dr. Rita Süssmuth, Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Henning Georg Simon, Goethe Enstitüsü Güneydoğu Avrupa Direktörü Angela Kaya ve İBB Yayınlar Koordinatörü Cengiz Özkarabekir de birer konuşma yaptı.

PROF. UNAT'TAN ÇAĞRI: GENÇLER TÜRKİYE’Yİ TANISIN

Konuşmaların ardından, İBB tarafından yayınlanan 23 yazarlı, “Misafir, Göçmen, Yerli: Almanya'ya İşgücü Göçünün 60'ıncı yılı” adlı kitabı tanıtımı gerçekleştirildi. Kitabın yazarlarından, onur konuğu 100 yaşındaki duayen sosyolog Prof. Dr. Nermin Abadan Unat'a, 60. yıl özel ödülü; İmamoğlu, Simon ve Almanya Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Johannes Regenbrecht tarafından verildi. Almanya'ya göçle ilgili ilk araştırmayı kendisinin yaptığını belirten Prof. Unat, duygularını hem Türkçe hem de Almanca olarak şu sözlerle dile getirdi:

* Sayın İBB Başkanı, çok teşekkür ederim beni hatırladığınız için. Ben, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden 5 öğrenci ve asistanla birlikte, bu ilk araştırmayı yaptım. Almanya’ya gittik. Ve onun üzerinden 60 yıl geçti.

* 15'erden, dördüncü kuşak. Ve gidenler artık oranın vatandaşı oldular. Özellikle gençler, geldikleri babalarının, büyükbabalarının ülkesini pek tanımıyorlar.

* Sizden ricam; lütfen her yıl her yıl bir oğlan bir kız, genç insanlara, 20 yaşından aşağı olanlara birer burs verin. Ve onların, kendi ülkelerini biraz tanımalarını sağlayan.

* Çünkü bu ülke, o kadar büyük devrimler yaptı ve bunların bir kısmını dışarıya da yansıtamadı. Benim üzüntüm budur. Onun için sizden bunu istiyorum.

Editör: TE Bilişim