Şu seçim ittifakı yasa tasarısı nihayet geldi. Genel gerekçe şeklen demokratik hukuk devleti ilkelerini tekrar eden, çoğulculuk ve katılımcılıktan bahsederken yasa tasarısı madde içerikleri tamamen ters sonuç doğuracak biçimde düzenlenmiştir. En baştan vurgulayıp yasa yapıcıları ve kamuoyunu uyaralım ki bu tasarıyla; ’’Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır’’ diyen anayasamızın 79.maddesi tümüyle boşa çıkarılmış ve açıkça anayasa ihlali yapılmıştır.

Birinci maddeyle; Seçmenlerin süregelen sandıklardan başka yere kaydırılması vatandaşlarımızın otokontrol ile seçmen taşınması veya sanal seçmen ihdasından habersiz olmasına dolayısıyla da hileye yol açabilecektir. Sandık yerlerinin ve kütüklerinin nakiller dışında değiştirilmemesi kaydırılmaması seçim hukukunun yıllardır uygulana gelen en temel kuralıdır. Bu yol açıldığında seçmen kütüklerinde çoğunluğu birbirini tanıyanlar yerine tanınmayanlar olacak ve herhalde o da seçmendir düşüncesiyle otokontrol kalkacak sanal seçmen kaydı ve yerine zarf atılma imkanı sağlanacak yani seçimlere daha kolay hile karıştırılma ihtimali doğacaktır. Buna gerekçe olabilecek haklı bir sebep yoktur. Seçmen artışı varsa ilave sandık konulur.

İkinci maddeyle, Sandık yerlerinin değiştirilmesi veya taşınması (hem de Valinin talebiyle) Hükümetin muhalif oy verecek bölge seçmenlerini güvenlik bahanesiyle iktidarın baskın olduğu yerlere taşıyıp ya muhalif seçmenin sandığa gitmeye isteksiz hale getirmeye, gittiğinde de mahalle baskısıyla iradesini yönlendirmeye yol açabilecektir. Vali’nin talep etmesiyle de seçimlerin yargı denetim ve yönetimi altında yapılması ilkesi zedelenecektir.

Üçüncü maddeyle; Gereksizlik yapılmıştır. 1950 den beri yargı gözetiminde yapılan seçimlerde sandık kurulu oluşumunda veya işleyişinde bugüne dek kayda değer bir olumsuzluk yaşanmamıştır. Mevcut halin korunması yeterlidir. Çünkü ilçe seçim kurullarında en az 6-7 kez yapılan seçimlerde görev almışlardan oluşan zaten bir isim envanteri mevcut olup tümüyle işini dürüst yapan kamu personelinden oluşmaktadır. Ayrıca bir ay kadar önce YSK yasasında yapılan değişiklikle birlikte değerlendirildiğinde tümüyle idareye bağlı bir seçim mekanizması kurulabilecektir.

Beşinci madde ise tümüyle anayasaya aykırıdır. Henüz tüm hükümleri yürürlüğe girmemiş olan 16.Nisan-2017 referandumuyla değişen anayasamıza göre dahi anayasal erklerin (kuvvetler ayrılığı) ayrılığı sistemi caridir! Buna göre adına CB hükümet sistemi dense de anayasal adı yürütme organıdır. Yasama organı ise hala ve yarınlarda TBMM'dir. Hal böyle iken 2 ayrı erk seçimlerinin aynı gün yapılması mümkün ancak aynı zarfa konulacak pusulalarla yapılması anayasaya aykırıdır! Kaldı ki CB seçim pusulası küçük ve adaylık itibarıyla az sayıda olacağında ayrı zarfa konulması sayım döküm işlemlerinde kolaylık sağlayacak muhtemel karışıklıkların önüne geçecektir.

Pratikte hiçbir faydası olmayan aynı zarfa atma işlemi seçmen yönlendirme ve özellikle ittifak yapmış partilerin seçmeni üzerinde psikolojik baskı amaçlı bir düzenlemedir. Dahası beklenmeyen sonuçlarda müttefiklerin birbirlerine hesap sormasına yaramaktan öte anlamı ve gereği yoktur.

Asıl bomba dokuzuncu maddededir. Mühürsüzlük geçersizlik sebebi olmaktan çıkarılmıştır. Mühürsüzlük o seçimi yargı yönetim ve denetiminden çıkarır. Anayasa 79. madde hükmünün hayata geçirilmesi aracı işte bu mühürdür. Mühür yoksa o zarf anayasal denetim/koruması ve güvenirliği olan bir zarf değildir. Herkesin matbaada bastırıp kullanabileceği bir oy pusulası ve zarfı olabilir. Türk siyasi tarihinde pusula ve zarfına mühür SEHVEN basılmadığı (sonuca etkili sayıda) bir seçim asla olmamıştır! Lokal hatalarda seçim hakimleri derhal oy vermeyi durdurup tutanak yapıp eksikliği tamamlayıp seçime devam ettirmişlerdir. Bunun kayıtlara geçmiş onlarca örneği vardır.

Bu düzenleme geleceğe dönük SEÇİM HİLELERİNİN önünü ve yolunu açabilecek olduğu gibi aynı zamanda hepimizin bildiği ve yaşadığı son anayasa referandumundaki tam kanunsuzluk hali olmasına rağmen mühürsüz zarf ve pusulaların geçerli sayılmasına da sonradan meşruiyet kazandırma amaçlı maksatlı bir düzenlemedir. Bu haliyle yasalaşması durumunda ülkede SEÇİM GÜVENLİĞİ tümüyle ortadan kalkacak ve otoriter rejimlerdeki şeklen oy verilen anlamsız seçimler yapılacaktır.

Onuncu maddedeki hüküm arızalıdır. 1- Hem ittifak kutusu hem de oluşturan partilerin kutusuna basılmış oylar ne olacaktır? Geçerli mi geçersiz mi. Geçersiz sayılması gerekir. Sadece ittifaka vurulmuş mühür geçerli oy sayılıp ortak oylar hanesine işlendikten sonra oransal dağılımda partilere sayılması seçmen iradesine aykırıdır. Bu ittifaka verilmiş ama oluşturan partilerden birine verilmemiş oy demektir! Örneğin mühürü ittifaka vurmuş partilere vurmamış bir seçmenin iradesi A iken ortak oyların oransal dağılımında B partisine düşebilir! Bu hükümdeki düzenleme eksiktir. Dolayısıyla sadece ittifaka verilen oylarda, oluşturan partilerden birine tercih belirtilmemişse ya bu tercih zorunlu hale getirilmeli ya da oy geçersiz sayılmalıdır.

Onüçüncü maddedeki hesaplamayla ittifak oylarının oransal dağılımındaki küsuratlar ne olacak? Yarım ya da çeyrek oylar tam mı sayılacak? Bu ittifak oylarını kağıt üzerinde artırmaya yarayabilir? Bu hesaplama yöntemi de karışıktır. Bakınız bir sandıkta diyelim ki ittifak yüz oy aldı, 65 i A, 25 i B partisine verilmiş, 10 u da parti tercihi olmayan ittifak oyu olsun. 10 oyun dağılımı nasıl olacak? 6.5 oy A, 2.5 oy B partisine mi? Yoksa 7 si A, 3 ü B partisine mi gidecek, netleştirilmesi gerekir.

Onbeşinci maddedeki anlaşılmış ‘’ittifak’’ bozulunca pusulaların basımı işi akamete uğrayabilir iki gün içinde yapılamaz.

Onaltıncı madde tümüyle siyasi ahlak, gelenek ve işin doğasına aykırıdır. Bir siyasi partiye mensup olup da ayrılmadan başka partiden adaylık o siyasi partililere ve aday olunan partililere saygısızlık olup bu yol açılırsa sürekli kandırılmaktan şikayet eden seçmenin kandırılması alenileşir ve siyaseten ayıplı bir siyasi anlayış ve sınıf peydah olur.

Yirminci madde ise açıkça kanuna karşı hiledir. Tek başına barajı geçemeyen partinin başka partililerin verdiği oyla barajı geçmesi siyaseten ahlaksızlık hukuken de adaletsizliktir. Bunu yerine daha demokratik olan seçim barajının % 3 e indirilmesidir! Hem ahlaki, hem adil, hem de demokratiktir. Keza Hazine yardımı da bu yolla ve hak edilmemiş biçimde alınabilir hale gelecektir. Ahlaki adil ve hukuki değildir.

Son söz; Bu amaç ve araçları bakımından ayıplı bir yasadır. İttifak için yapılmış olsa da daha çok ihtilafa neden olacaktır.