Sırp Kasabı Miloseviç Perinçek’le, Perinçek Vahşi Çin’le, İktidar Perinçek’le…

Yazımın başlığındaki ifadeyi hatırlamış olmalısınız. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 Nisan’ının ilk günlerinde toplu açılış yapmak için gittiği Trabzon’da yaptığı konuşmada referandum sırasında Saadet Partisi'nin “Hayır oyu” vermesini eleştirirken bu ifadeyi kullanmıştı. Durup dururken nereden aklıma düştü bakalım…

İşgal altında tuttuğu Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize Cehennem azabı çektiren Vahşi Çin Devleti’nin Türkiye Temsilcisi gibi hareket eden Doğu Perinçek’le ekibinin Havuz Medyası tarafından baş tacı edilmesi ve bu arada Vatan Partisi’nden birinin Saray’a danışman olması, bir de sosyal medyada Cumhurbaşkanı, eşi ve Perinçekgillerin samimi pozlarının yayınlanması bana o cümleyi hatırlatınca yazıma başlık olarak alıverdim. İnşaallah telif kapsamına girmez!

Seçimlerde yüzde bir bile oy alamayan Perinçek’e olan bu ilgi neden acaba? Haber Türk Yazarı Fatih Altaylı Perinçek için, “İktidar ortaklarının politikalarını iktidar ortaklarından çok daha iyi savunduğu için her gece ekranlara çıkarıldığını” yazdı. Nitekim Perinçek de bunu gizlemiyor ve her fırsatta “İktidarın akıl hocası” olduğunu ima eden açıklamalar yapıyor.

Yetmişli yaşlarda olan bizler Perinçek ve yayın organı olan Aydınlık ekibinin 70’li yıllardan beri neler yaptığını, hedef göstererek kimlerin başını yaktığını çok iyi biliriz. O zamandan biliyoruz ki Doğu Perinçek’in bir adı da “Maocu” idi. Mao Zedong malum, Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) kurucusu ve Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Başkanı idi.

Doğu Perinçek’in Türkiye’de uyguladığı politikaları, zamana ve zemine göre yan çizmelerini herhalde bilmeyen yoktur. Terörist başını Suriye’deki Bekaa Vadisi’nde ziyaret ettiğinde kol kola, güle oynaya dolaşıp bir komutan edasıyla tekmil almasının resim ve görüntüleri ortada dururken son zamanlarda PKK’ya ve HDP’ye tavır almış görünmesi kimseyi aldatmamalıdır. Bir yandan Türkiye’de “ulusalcılık” taslarken öbür taraftan Çin’in Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize uyguladığı soykırıma sessiz kalan, sessiz kalmakla da kalmayıp Çin’i aklama gayretinde olan biri zaten kendini ele vermiyor mu? Bir grup arkadaşımla birlikte 2016 yılında turistik bir gezi için gittiğimizde bizler Urumçi Havaalanı’nda 10 saat rehin alındıktan sonra sınır dışı edilirken, aynı uçakla havaalanına indiğimiz Ulusal Kanal muhabirleri ellerini kollarını sallayarak ve bizlere sırıtarak geçip gitmişlerdi de Perinçek’in oradaki kredisine yakinen şahit olmuştuk.

Doğu Türkistan konusunda daha önce yazılar yazmış, Çin’in ve Perinçek grubunun tutumunu bütün açıklığı ile yazmıştım. Bu yazımda ise, son zamanlarda Perinçek ile kanka gibi görünen ve onun hemen her gün ekranlara çıkmasını sağlayan AKP’nin ne büyük bir çelişki içinde olduğunu belgesi ile birlikte ortaya koymak istiyorum. Aslında ortaya koyan ben değilim; arşivler! Değerli bir tarihçi olan arkadaşım Bilal Sürgeç, bugün artık “Havuz Medyası” pozisyonuna girmiş olan Hürriyet.com.tr’de 12 Mart 2002’de yayınlanan belge niteliğinde bir haberi ortaya çıkarıverdi. Haber şu: “Miloseviç’ten Perinçek’e Mektup!..”

“Sırp Kasabı” olarak bilinen ve binlerce Müslüman’ın katledilmesinden sorumlu olan Slobodan Miloseviç, Doğu Türkistan’da 40 – 50 milyon Müslüman soydaşımıza soykırım uygulayan Çin’in Türkiye’deki en büyük dostu, savunucusu ve tabir yerinde ise temsilcisi durumundaki Doğu Perinçek’e, “Sayın Perinçek, siz ve ben aynı davayı savunuyoruz” diye mektup yazıyor. Önce o habere göz atalım:

“Lahey’de, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanan eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç, İşçi Partisi (O sırada Vatan Partisi’ne dönüşmemişti) Genel Başkanı Doğu Perinçek’e mesaj gönderdi.

36 sayfalık mesajında Perinçek ve Aydınlık Dergisi’ne ‘‘Sevgili dostlarım’’ diye hitap eden Miloseviç şöyle dedi: ‘‘Sizler, dost kurumlar ve dost insanlar, yapmış olduğumuz onur mücadelesinin adının sosyalizm olduğunu en iyi bilenler, Yugoslavya gerçeğini savunmaya devam ediniz…”

Vay anam vay, vay babam vay!.. Perinçek ve Aydınlık Gazetesi hem binlerce Bosnalı Müslüman’ı katleden Sırp Kasabı’nın hem de Doğu Türkistan’da milyonlarca Müslüman Türk’e Cehennem azabı çektiren Çin’in “Sevgili dostu!” Ve ne garip tecellidir ki, Bosnalı Müslümanların hamisi durumundaki devletimizi yöneten Türkiye’deki iktidar ise her iki soykırımcı devletin can dostu olan Doğu Perinçek’le iyi ilişkiler içinde. Bu ne yaman çelişkidir anlamak mümkün değil. Onun için ister istemez diyoruz ki:

Kadere bak; kimler kimlerle beraber!

Devlet her türlü bilgiye, istihbarata, arşive sahip olduğuna göre iktidarda olanların Miloseviç’in mektubundan, Perinçek’in Terörist başı ile senli benli görüşüp teröristleri teftiş etmesinden, geçmişte hedef göstererek kaç kişinin başını yaktığından, Çin ile olan ilişkilerinden ve o vahşi devletin işgal altında tuttuğu Doğu Türkistan’daki milyonlarca Müslüman Türk’e çektirdiği işkenceleri mazur göstermeye çalışmasından haberdar olunması gerekir. Dolayısıyla AKP iktidarı kimlerle işbirliği yaptığını gözden geçirmeli ve “Hedefe ulaşmak için her yol mubahtır” gibi bir anlayışa sahip ise tez elden bunu değiştirmelidir. Değilse, her türlü desteği vermiş olmasına rağmen kendilerine soykırım yapan Sırp Kasabı Slobodan Miloseviç’in “Sevgili Dostu” olan Perinçek’le işbirliği yaptıkları için Bosnalı Müslümanların ve elbette mazlum ve mağdur Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin ahından kurtulamaz.!