Ancak üretici ülkesi olduğumuz yağ hâlâ ülkemizde istenilen miktarlarda kullanılmamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki her şeyin fazla tüketimi zararlıdır. Ancak günlük kullandığımız yağlar arasına toplam yağ miktarını arttırmadan zeytinyağı  ekleyerek günlük kullanım miktarını arttırmakta çok fayda var.

Zeytinyağı % 70 oranında tekli doymamış  yağ asiti, % 12 oranında da çoklu doymamış yağ asidi,  % 14 oranında doymuş yağ asidi bileşiği ve içerdiği E vitamini, antioksidanlar ile birçok hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde önemli bir yere sahiptir.

İyi gelmediği hastalık neredeyse yok

Zeytinyağı tüketiminin fazla olduğu toplumlarda kalp-damar hastalıkları riskinin daha az olduğu tartışılmayan bir gerçek. Zeytinyağı içerdiği yağ asidi örüntüsüyle total kolesterolü ve kötü huylu kolesterolü yani LDL kolesterolü düşürüyor. Aynı zamanda iyi huylu  kolesterolün yani HDL kolesterolün yükselmesini sağlıyor. Damar sertliğini önleyerek hem kalp hastalıklarına hem de yüksek tansiyona karşı koruyucu etki gösteriyor.

Zeytinyağı içerdiği antioksidanlar ve E vitaminiyle kansere karşı vücudumuzu koruyor. Akdeniz ülkelerinde kanser sıklığının az olması bu duruma en önemli kanıt olarak gösterilebilir. Özellikle bağırsak, akciğer, meme ve cilt kanserlerinin önlenmesinde ve tedavisinde önemli rol alıyor. İçeriğindeki antioksidanlar kanserli hücrelerin büyümesini ve yayılmasını engelliyor.

Hücreleri yeniliyor

Zeytinyağı, kanser tedavisinde uygulanan kemoterapi ve radyoterapi tedavileri sırasında oluşan yan etkileri azaltıyor. İçeriğindeki E vitamini sayesinde hücre yenilenmesini arttırarak yaşlanma etkilerini azaltıyor. Az miktarda içerdiği kalsiyum, demir ve K vitamini de cilt sağlığının korunmasında etkili. Bağırsak florasının düzenlenmesine yardımcı olarak sindirimi kolaylaştırıyor, kabızlığı gideriyor. Bağırsak ve mide ülserlerini önlüyor. Ülseratif kolit gelişim riskini azaltıyor. Kemik sağlığı üzerine olumlu etkileri var.

Kullandığımız zeytinyağlarının  faydaları kadar çok  olmasa da çeşitli türleri var. Üretim aşamalarına ve asitlik derecelerine göre 3 çeşit olarak üretilmektedir.

ÇOK ISITMAYIN

Yemeklerde hiç kimyasal işleme girmemesi nedeni ile natürel zeytinyağı kullanımı tercih edilebilir. Zeytinyağının dumanlanma noktası düşük olduğu için çok ısıtılmadan kullanılması gerekir. Yemeklere pişmeye yakın veya piştikten sonra ilave edilebilir. Özellikle natürel zeytinyağlarının kızartma ve kavurma gibi pişirme yöntemlerinde kullanılmaması faydalıdır.

Her çeşit zeytinyağı oda sıcaklığının altında güneş ışığı almayan bir yerde kokusuz yiyeceklerle ve ağzı kapalı saklanmalıdır. Zeytinyağı sağlıklı beslenmede günlük yağ tüketiminin içine mutlaka eklenmelidir. Damak tadına uygun olmayanlar riviera ile başlayabilirler. Bir başka çözüm de her zaman kullanılan yağ ile karıştırılarak yemeklerde ve salatalarda kullanımı olabilir.

1- Natürel zeytinyağı: Hiçbir kimyasal işlem olmadan mekanik ve fiziksel işlemlerle üretilen zeytinyağıdır. Zeytin parçalanır, ezilir ve yağı sıkılır. Asitlik dereceleri düşüktür ve kendilerine has tat ve kokuları vardır. Asitlik derecesi düştükçe tat ve koku daha yoğun hale geliyor. Genellikle soğuk yemeklerde ve salatalarda tercih edilir.

2- Rafine zeytinyağı: Mekanik işlem görmüş zeytinyağıdır. Yağın saflaştırılması işlemi ile koku giderme ve ağartma yapılır. Yağın istenmeyen özellikleri giderilir ancak bunun yanı sıra zeytinyağına koku ve tat katan bileşikler de azalır.

3- Riviera zeytinyağları: Rafine zeytinyağına % 5-20 oranında natürel zeytinyağının karıştırılması ile elde edilir. İkisinin arasında bir tat ve kokuya sahiptir. Sıcak yemeklerde veya kızartmalarda kullanılabilir.

Editör: TE Bilişim