Dünya Ekonomik Forum’u her yıl ülkelerin eğitimde kalite değerlerini yayımlar. Bu araştırmalara katılırsınız, katılmazsınız o, ayrı bir konu.

Lakin biz kabul etsek de etmesek de dünya dönüyor değil mi?

Ülkelerin kalkınması, hurafelere bulanmış; cin-şeytan, örtü- tarikat-cemaat eğitimiyle değil, çağdaş, modern, biatı değil akıl erdirmeyi, düşünmeyi ve eleştirmeyi öne alıp, insanı merkeze koyan eğitim sistemleriyle mümkündür.

Hiçbir ulus, geçmişine söverek, milli kahramanlarını ve kahramanlıklarını yok sayarak ve kötüleyerek medeni dünyada hak ettiği yeri alamaz.

Türk diye bir ırk yok, Çanakkale geçilseydi, keşke Yunan galip gelseydi” kafa yapısının itibar gördüğü bir anlayış ülkeleri asla çağa ulaştıramaz.

Oğul baskısı ve cemaat-tarikat metoduyla eğitim olmaz.

Bu girişten sonra esas meseleye gelirsek:

Dünya Ekonomik Form’u dünyadaki 137 ülkenin 2018 yılı eğitim raporunu hazırladı ve sundu.

Listeyi görünce sizde hak vereceksiniz ki, kalkınan ülkelerin neden kalkınmayı hak ettiklerini.

1-İsviçre, 2- Singapur, 3- Finlandiya, 4-Hollanda, 5-ABD, 6- Qatar, 7- Kanada, 8- Yeni Zelanda, 9- BAE, 10-Danimarka, 11- İzlanda, 12-Norveç,13- Hongkok, 14-Belçika, 15-Avusturya, 16-Almanya, 17-İrlanda,

Sizleri sıkmamak için kendimce önemli olanları vererek yazıma devam edeceğim. 24- İsrail, 25- Fransa, 31-Japonya, 35-Endenozya, 39- Çin, 44-İtalya, 52-Rusya, 54- Suudi Arabistan, 75-İran, 89-Vietnam,92- Macaristan, 94- Pakistan, 99- TÜRKİYE, 120- Nijerya,129- Mısır, 137- YEMEN

İl beşte kimlerin neden olduğunu sanırım anladınız değil mi?

Türkiye bu hükümet iktidar olmadan önce: 19 ila 25 inci sıralarda bulunurdu hep.

Neden ülke eğitimi bu hale geldi?

Onun hesabını da bi zahmet sizler yapınız olmaz mı? 16 yılda YEDİ bakan değişir; her bakan da “Eğitim sistemini sil baştan değiştiriyoruz” diye işe başlarsa; sanırım bu sıra bile bize bir torpildir.

Günümüz eğitim sisteminde öğrenciye İslam hikâyeli Arap kültürü okutulmakta. Sosyal medya ve kimi basın organlarında çıkan akla ziyan parçalar insanın kanını dondurmakta. “Bir hoca iki karısını da memnun edebilir mi?” gibi.

Eğitimi özelleştirmek, eğitimin ticaretini yapmaktır. Eğitimin ticareti olmaz; yatırımı olur. Fatih Sultan Mehmet, 300 talebenin okuduğu söylenen medreseyi ziyaretinde müderrise; “ Nitelikli kaç talebe var” diye sorar. Müderris, “Beş tane Sultanım” cevabını verir. Bu sayıyı az bularak çok hiddetlenen Fatih’e müderrisin cevabı, “Sultanım muktedir iseniz bir medrese daha açta bir beştalebe daha yetişsin” cevabı manidardır.

Finlandiya Eğitim bakanına, “Sizin ülkenizde neden ÖZEL OKUL yok?” diye soran Türk gazeteciye. Cevap tokat gibidir, “Eğitimin ticareti olmaz kalitesi olur.”

Bilmem anlatabildik mi?

Meydanlarda “Bu kararlar bizi bağlamaz, yok hükmündedir” demek çok kolay. Zor olan ise kaliteli ve çağdaş etimi bu asil milletin evlatlarına verebilmektir. Dünya nasıl olsa dönüyor.

Sanırım; bu sistem ve bu anlayışla 99. Sıra bize bir torpil değilse nedir?

Esen kalınız.