Birgün bu yazıyı AK Parti için yazacağım, aklıma gelmezdi.

Yıl 2013. Marmaray açıldı. Yılmaz Özdil, “Yüzerek geçerim; gene bunların tüpünden geçmem.” dedi. Devlet parasıyla yapılan kamu taşıtına binmemek, nasıl bir ilkelliktir? Aynı ilkelliğe, CHP’li bir arkadaşımda da rastlamıştım. “Marmaray’la hiiiiç işim olmaz!” demişti.

Aman binmeyin!

Nasılsa Adâlet Partisi’nin yaptığı Boğaz Köprüsü, ANAP’ın yaptığı İDO ve Fâtih Köprüsü, AK Parti’nin yaptığı Yavuz Selim Köprüsü var.

Buna, kayıkçı kafası denir.

Osmanlı’da vapur seferleri başlayınca kayıkçılar itiraz etmiş; dönemin mizah gazeteleri, hem kayıkçılara destek olmak hem de yönetime muhâlefet için vapurlarla dalga geçmişlerdi. 1872’de kayıkçılar, ilk arabalı vapur Suhûlet’’in önünü kesip camlarını kırmışlardı.

2013’de Yılmaz Özdil için şöyle yazmıştım:

“Biz Marmaray’la gurur duyuyoruz. Kayıkçılar da seninle!”

Şimdi...

İBB, CHP’ye geçti. Marmaray’ı yapanlar, İBB’nin tasarrufundaki Hamidiye Suyu’nu, boykot ediyorlar.

Sözcü yazarı Uğur Dündar, bu boykot hakkında şöyle yazdı:

“Havadan sudan siyâset olur mu? Olurmuş. AKP sâyesinde onu da gördük.”

Nereden nereye...

Kayıkçı kafalılar, şimdi iktidarı kınıyorlar. İmamoğlu’na oy veren dindarların nabzına göre şerbet vererek hem de. Halk Arenası propramında Abdülhamid Han’ın torunu Nilhan Osmanoğlu’na ahlâksızca saldırılmasına izin veren ve alkışlatan Uğur Dündar, mezkûr yazısında Hamidiye Suyu için, “Sultan Abdülhamid Han mirası” ifâdesini kullandı.

“Kızıl Sultan”, paranın hatırına “Han” oldu. Çok etkilendim doğrusu. Canım, Hamidiye Suyu çekti.

İyi de İstanbul’da sâdece “Ulu Hakan”cı İslâmcılar değil, “Göksultan”cı milliyetçiler de yaşıyor. Onlar Hamidiye Suyu içmesinler mi? Bir yazı da onlar için bekliyoruz.

..............

Hamidiye Suyu’nu boykot edenlere gelince...

İmamoğlu kazandı diye Hamidiye Suyu’nu almamak, Yılmaz Özdil’in, Uğur Dündar’ın kayıkçı kafası seviyesine inmektir.

Kayıkçılar, bu boykotçularla da gurur duyuyorlar.

Marmaray’a da binerim, Hamidiye Suyu da içerim!

Devletimin yolu, ecdâdımın suyu!

.........

İSTİBDÂDIN AĞAÇLARI

Rahmetli Ahmet Kabaklı’dan dinlemiştim. Abdülhamid Han tahtan indirilince bir askerî bölgede sabah uyananlar, koruluktaki ağaçların kesilmiş oduğunu görüyorlar. Araştırılınca bir ittihatçı subayın kestirdiği ortaya çıkıyor. Sebebi sorulunca şimdiki hâlimizi de anlatan dehşet bir cevap veriyor:

“Onlar, istibdâdın ağaçlarıydı.”