Kazakistan’da birkaç gündür yaşanan olayların sebep ve sonuçları için ipuçları ortaya çıkmaya başladı.

İşin doğrusu Kazakistan’daki iç karışıklığı bir “Türk baharı” olarak gören ve ABD’nin Kazakistan’a el koyduğunu ve ülkeyi kendilerine teslim edeceğini düşünen FETÖ’cülerin paylaşımları dikkat çekti.

FETÖ, CİA’nın Orta Asya’da kullandığı en önemli aparatlardan biridir. Kırgızistan’da koalisyon ortağı olarak hükümettedir. Özbekistan’dan kovulmuştur.

FETÖ için Kazakistan bir karargâh üssü olarak önemlidir.

Bir partimizin İstanbul il başkanı, babası ve avenesi ile FETÖ sorumlularının Kazakistan’da U masalarda çekilmiş resimleri yakın zamanda medyamızda yayınlanmıştı.

Kazakistan için FETÖ ihtimalini bir kenara yazmak lazım.

Fakat bu gün Rusya’nın Ermeni asıllı dışişleri bakanı Sergei Lavrov‘un açıklaması Kazakistan’da yaşananlara yeni bir boyut getirdi.

Lavrov şöyle diyor “Kazakistan’ın Latin alfabesine geçmesi ve Türk milliyetçiliğini sistematik olarak desteklemesi sonucunda ortaya çıkan bu olaylar, dar görüşlü milliyetçiliği geliştirmeyi ve Rusya ile iş birliğini itibarsızlaştırmayı amaçlayan dış desteğin sonucudur”

Rusya dışişleri bakanı diplomatik dil kullanmış tabii. Halk dilinde tercümesi şu “Bağımsızlıktan sonra bizden koptunuz. Türk birliği savunucusu oldunuz, Türkiye ile iş birliğine gittiniz. Latin alfabesine geçerek, Türk birliğinin en önemli ayaklarından biri olan “Dil birliği” için önemli bir adım attınız. İşte bu yaptıklarınızdan dolayı başınıza bu işler geliyor."

Kazakistan’ı 30 yıldır Nazarbayev yönetiyor.

Nazarbayev her yaz tatilini Antalya’da geçirir. Antalya’da evi var.

Nazarbayev son çeyrek yüzyılda Türk devlet yöneticilerinin içinde Türk birliği için çalışan, emek veren bir lider.

Buradan anlaşılan Kazakistan’daki tedhiş Nursultan Nazarbayev ‘e karşı yapıldığı ortaya çıkıyor.

Olayın birde tarihi yönü var.

Ruslar Kazakistan’ı 1723 de işgal etmişti.

Kazakistan’da maalesef, Hindistan’daki “Kast” benzeri bir toplumsal yapılanma var.

İnsanlar maddi ve sosyal durumlarına göre, Büyük cüz, Orta cüz ve Küçük cüz olarak geçmiş zamanlardan beri ayrışmışlardır.

Olayların başlangıcı Kazakistan’ın güneydoğusunda yaşayan ve daha çok fakir olan Küçük cüz sınıfının yüksek zam yapılan gaz fiyatlarına itirazı ile şekil almaya başlamış.

Kazak hükümeti zamları geri alınca sıradan halk gösterilerden çekilmiş ve meydan profesyonellere kalmış.

Ruslar Kazakistan’ı 1723 de işgal ettiğinde de önce “Küçük cüz” beylerini ele geçirmiş, etki altına almış, kargaşa çıkarmış ve sonuçta işgal etmiş.

Kazakistan’da Rus işgali yaklaşık 270 yıl sürmüş.

Bağımsızlığı ve Türk birliğini önceleyen politik duruşuyla Nursultan Nazarbayev ‘e karşı olduğu, Türklük bilincinin ve milletleşme çalışmalarının önünü kesmeye dönük bu provokasyonun önlenmesi Türk birliği için elzem bir tavırdır.

Kazakistan bağımsızlığını kazandığında ülkedeki demografik yapı yüzde 46 Türk, yüzde 48 Rus iken bugün Rus nüfusu toplam nüfusun yüzde 10’una gerilemiştir.

Orta Asya tarihinde 300 yıldan sonra Türk milletinin lehinde gelişmeler oldu.

İstenmeyen bu.

Başta Türkiye Cumhuriyeti olarak biz ve tüm Türk devletleri Kazakistan devletinin ve Kazak halkının fiili olarak yanında yer almalı, Kazak toplumunu kurtlar sofrasında yalnız bırakmamalıdır.

Bu iş bugün sana, yarın bana hikayesidir.

Bu konu öyle birkaç cilalı cümle ile geçiştirilecek kadar önemsiz değil.