Yerel seçimlere az bir zaman kaldı, hala Millet İttifakına oy vereceğim diyenlere şaşıyorum. Hafızasını kaybeden bir toplum  başını duvarlara çarpmaktan kurtulamaz.

Siyasetçiler hep Türk insanının hafıza zafiyetine güvendi, milli hasletimiz olan unutkanlığımız her türlü yalanın, aldatmanın,riyanın kaynağı oldu. Unutturmamak, hafızları tazelemek vicdanını kaybetmemiş her yazarın bu millete karşı bir borcudur.

Daha dün dediğimiz bir tarihte PKK ile masaya oturan kimdi, Kılıçdaroğlu ile Akşener değil mi? Onca itiraza, onca uyarıya rağmen  inatlarından vaz geçmeyerek -hendek terörünün -yolunu açtılar. Bu çözüm değil, çözülme sürecidir diyenleri medyalarında yerden yere vurdular. PKK ile masa kurmaya karşı çıkanları anaların ağlamasını isteyen kan dökücü vampir ilan ettiler. O tarihte Kılıçdaroğlu'nun  seçilen -akil adamlara- yönelik eleştirilere verdiği cevapları dün gibi hatırlıyorum; onları seçmedim diye kıskanıyorlar!

Bu ikilinin hayatı baştan sona skandaldır, siz bakmayın şimdi onu bunu HDP ile iş tutmakla suçladıklarına. Öcalan'a sayın denilmesini suç olmaktan çıkarıp bebek katili Apo'yu sayın Öcalan haline getirdiler. İmralı'dan yazılan mektupların Kandil'e taşınmasına göz yumdular. Diyarbakır'da Barzani ve  Şivan Perver ile poz verdiler.HDP ile Dolmabahçe  mutabakatını imzaladılar. Onlar unutmuş olabilir ama  millet  hala unutmadı. Bir de Akşener'in milliyetçi- ülkücü takılması yok mu, insanı çileden çıkarıyor. 21 senedir ülkücü hareketi yönetmesine rağmen  bir tek seçim kazanamadı. Ülkücüler kıyıma uğrarken ortağı Kılıçdaroğlu'na bir defa dur bre diyemedi. Kılıçdaroğlu'nun bunlar morg bekçisi, bunlar ırkçı, bunlar fatiha bilmez laflarını yutup sineye çekti.

Onaltı  yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor,Kılıçdaroğlu değil mi? Hangi ülkenin ihale yasası yüz küsur defa değişir?  Hangi ülkede büyük ihaleler hep aynı firmalara verilir? Şimdi bütün bunları unutalım mı?  Soğan 8 , domates 7 , peynir 30 , tereyağı 60 lira olmuş, akaryakıt, doğalgaz ateş pahası, ekonomi dibe vurmuş, mutfakta yangın var bize hala bunları görmeyin millet ittifakına oy verin diyorlar. Nasıl verelim daha kötü olsun diye mi?

Bir kaç gün önce Cumhur ittifakı Doğu Türkistan'da Çin zulmü  ve rahmetli Yazıcıoğlu cinayeti ile ilgili meclis araştırması yapılsın diye önerge verdi, Kılıçdaroğlu ile Akşener'in partileri ret oyu verdi. Akşener bir de ülkücü milliyetçiyim diyor. Önceki gün  sarı çıyanlar Abdürrahim Heyit'i şehit ettiler, Akşener'in vicdanı rahat mı acaba?

Suriye ve Esat'la ne güzel ilişkilerimiz vardı, daha bir kaç yıl önce eşiyle birlikte Türkiye'yi ziyaret etmiş kahvaltılarını ailecek Akşener'lerin evinde, akşam yemeğini Kılıçdaroğlu'ların ikametgahında  yapmışlardı.Suriye ordusu topraklarımıza saldırmamış, Esat aleyhimize tek laf etmemişken sonra  birden bire Esat düşmanımız oldu. Amerika bir vurduysa biz bin vurduk. Topraklarımız savaş kaçkınları ile doldu, güney illerimiz küçük Suriye'ye dönüştü. Aradan 7-8 yıl geçti kimse Kılıçdaroğlu'nun Suriye'ye niçin savaş açtığını öğrenemedi.

Siz dürüstlük nutukları atılmasına bakmayın, bu iki partinin belediyelerinin çoğu birer yolsuzluk bataklığı. Nitekim, Sayıştay'ın yaptığı her  incelemede bu iki  liderin partilerinin belediyeleri dökülüyor. Yolsuzluk yapanlardan hesap sormak yerine Sayıştay denetçileri görevden alınıyor, sonra da  millete dürüstlük nutukları atılıyor.

Demokrasilerin esas aktörü millettir. Seçime 50 günden az bir zaman kaldı. Kılıçdaroğlu'ndan son 16 yılın, Akşener'den son 21 yılın  hesabını sormak için bu son fırsattır. Yok halimizden memnunuz, hayatımız her geçen gün daha iyiye gidiyor,yargı tıkır tıkır işliyor, kriz mıriz diye bir şey yok, saraylarımız, yollarımız yapılıyor, aşımız-işimiz yerinde, başkanlık sistemi bize çok yaradı diyorsanız Kılıçdaroğlu ile Akşener'e oy vermeye devam edin.