Habererk/Lokman Happani/ Kilis 

Milletvekili Dal yaptığı yazılı açıklamada, "Emperyal güçlerin gerek Türkiye gerekse dünyada ekonomi üzerinden bir güç savaşı başlatması ve dünyada yeni bir düzen kurma çabalarının yeni bir halkasına şahit olmaktayız. Bu, ülke olarak ilk defa tanıklık ettiğimiz bir tecrübe değil elbette. Üretime, sanayiye, istihdama, enflasyona odaklanan Türkiye ekonomisi, emir alan konumda olmak istemedikçe darbelere maruz kaldı. Biz büyüme rakamlarında rekorlar kırdıkça, üretime/istihdama yöneldikçe kredi derecelendirme kuruluşlarını devreye sokarak artçı şoklar yaşatmaya çalıştılar."

Gezi olayları 17/25  Aralık ve Sonrası  Darbede  FETÖ’yü kullandılar 

Milletvekili Dal açıklamasına şöyle devam etti. "Daha fazlasını istediklerinde ise, Gezi’de olduğu gibi marjinal sol örgütleri, Çukur eylemlerinde olduğu gibi PKK’yı, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’da olduğu gibi FETÖ’yü kullandılar. Türkiye’yi bir gecede ekonomisi yerle bir olan eski Türkiye’ye çevirmek için saldırdılar. ABD kaynaklı bu küresel ekonomik operasyonların ana hedefi Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini, söz sahibi olmasını engellemekti.
Yakın tarihimizde yaşadığımız tüm tecrübeler bize gösterdi ki; bu tip durumlarda emperyal güçlerin ilk hedefi psikolojik bir yıkım ortaya çıkarmaktır. Güven duygusunu yok ederek, atılabilecek tüm pozitif adımları negatife çevirmektir.
Gezi Parkı’nın ilk günlerinde, 17 Aralık’ın haftasında, 15 Temmuz kalkışmasının ilk dakikalarında bu psikolojik yıkımı hedeflediler, bize “Biz bittik” dedirtmek istediler. Biz bitti demeden bitmedi ve hamdolsun yıkamadılar.

Gezi’de “Bittiniz” dediler. 17-25 Aralık sürecinde “Bittiniz” dediler. Bitmedik.

15 Temmuz’da “Bu sefer bittiniz” dediler. Yine bitmedik. Şimdi “Döviz yükseliyor. Bunu durduramayacaksınız, bu kez bittiniz” mesajı veriliyor. Yine bitmeyeceğiz, yine başaramayacaklar.
Sömürgecilere, küresel şer odaklarına ve “Dolar yükseldi” diye sevinç çığlığı atan yerli işbirlikçilerine inat dik duracağız. Bu Millet “Bitti” demeden bitmez, bitmeyecek.
Yaşadığımız her sıkıntılı dönem, bizim için hayra vesile oldu. Tabi bunun için milletimizin de, Gezi’de olduğu gibi, 15 Temmuz’da olduğu gibi dirayetli bir duruş sergileyerek kendi pozisyonunu alması gerekiyor.
Devletimiz yeni bir atılım dönemine girerek kendi dönüşümünü yaparken, vatandaş olarak bizler de psikolojik duvarın yıkılmasına izin vermeyerek dik duracağız.
İnşallah bu süreçle beraber yükselenin döviz değil Türkiye olduğu görülecek. Üretim ve ihracatla birlikte bu sürecin en kritik konularından biri de enerji. Türkiye son yıllarını yoğun bir şekilde enerji alanındaki yatırımlarla geçirdi.

Enerjide devrim yaptık 

Enerjide dışa bağımlılığı minimuma indirmek, kendine yetebilen bir ülke olabilmek için mega projeleri hayata geçiriyoruz.
Nükleer santraller, Akdeniz’de yapılan sondajlar, yenilenebilir enerjide özellikle rüzgar ve güneş alanında yapılan atılımlar, kendi enerjisini üreten bir Türkiye için. Elbette, atılan ya da atılacak adımların bir süreç olduğunu unutmamak gerekiyor.
Daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz, daha çok yatırım yapacağız. Üretime ama özellikle teknoloji üretimine odaklanarak, enflasyon ile mücadele ederek, kamuda tasarrufa giderek ve istihdamı artırarak yükselişimizi sürdürmeye devam edeceğiz dedi.
 

Editör: TE Bilişim