Eskiden kimse ben namaz kılıyorum, ben Müslüman’ım diye ortalıklarda dolaşmazdı. O yıllarda evlerimiz de, canlarımız da, ırzlarımız da daha güvenliydi ve güvendeydi.

Günümüzde Müslümanlar çoğaldı, İmam-Hatipler çoğaldı, dindarlar(!) çoğaldı. Bütün bunlara karşın, güven azaldı; namusumuz da, malımız da canımız da tehlikede.

Ne kadar düşündürücü değil mi?

Ardına kadar açık ahşap kapılardandı evlerimiz. Öyle bir konuma geldik ki:

Güvensizlik hissettik, önce bir çengel taktık kapılarımıza. Yeter sandık, yetmedi.

O günün emniyeti olan birer asma kilit ilave ettik o ahşap kapılarımıza.

Yeter artık demiştik ki, yetmediğini gördük ve birer demir kapı taktık. Tam da oh diyecektik ama diyemedik. Evlerimiz güvende değildi artık:

Ardından ahşaplara elveda dedik ve birer ÇELİK KAPI taktırdık evlerimize. Gel gör ki onun da yetersiz kaldığını gördük ve arayışa girdik. Çelik kapıya bile 3 ayrı kilit ilave ettik.

Yeter mi sandık? Yetmedi ve bu kilidi de üçer kez kilitleyen sistem ilave ettik. Kapılarımız yandan ve üstten kilitleniyordu artık.

Aaaa!.. O da nesi bunun da yetmediğini hemen fark ettik ve çağın icadı ALARM taktırdık. Bizden habersiz kapımıza uzanan yabancı ellerde hemen alarm çalmaya başladı.

Yeter mi hiç?

Elbette yetmez; KAMERA sistemiyle tanıştırdık evlerimizi, sitelerimizi ve işyerlerimizi.

Rahata erdik mi dediniz?

O kadar da emin olmayınız? Çünkü etraf artık, “Haram helal ver Allah’ım, kulun seçmez yer Allah’ım” diyenlerle doluydu.

Ve zaman içinde dindarım diyen kimilerin de haşa Allah’tan korkmadıklarını, kul hakkı diye bir şeyi bilmediklerini öğrendik.

Bütün bunlara rağmen sabah uyandığınızda donunuza kadar soyulma olasılığınız yarı yarıya yani fifti fifti!..

Yüzlerce İmam-Hatip, onlarca cemaat ve tarikat ile 90 bin camii olan bir ülkede bu kadar ahlaksızlık neyin nesi oluyor? Bütün bu önlemleri kendi ülkemizde kendi insanımıza karşı neden almaktayız? Yanlışı nerede yaptık acep?

Eğer bu teşkilatlar ahlaklı ve dürüst insanlar yetiştiriyorsa, evlerimize bu kadar önlem aldıracak endişeyi neden yaşıyoruz? Eğer dini öğreti (doğru ve dürüstler istisna) ahlaklı nesiller yetişmesini sağlıyorsa; bu kadar hırsız saksıda mı yetişiyor? Demek ki dini kalkan olarak kullanan sahte bir dinci kesim var. Bunlara ilave binlerce polis ve jandarma ile yollarda bile mobese kameralar döşeli iken:

Bugün ne malımız, ne canımız ne de ırzımız güven altında mı?

Esen kalınız.