Bir soruyu bu topraklarda yaşayanlar olarak, vergi veren, askerlik yapan, gerektiğinde vatanı için canını, malını ortaya koyacak olan insanlar olarak sormalıyız.

Eğer bu tip soruları demokratik ortamlarda, terörize olmadan, medeni ölçülerde soramazsak, sağlam bir toplum olamayız.

Sağlam toplum, hakkını arayan, geleceğini hesaplayan, yönetimlerde söz, hak ve rey hakkı isteyen, kendi hayatına kendisi karar verme yetisinde olabilen insanlardan oluşur.

Soruyu soralım …

- Ak Parti içinden FETÖ tipi yeni bir ihanet örgütü tekrar çıkabilir mi?

Ak Partinin bir Amerikan projesi olduğunu, en önemli savunucularından Abdurrahman Dilipak ve Ali Bulaç tarafından ikrar edilmişti.

Hadi şimdi cezaevinde olan, Ergün Poyraz’ın, Ak Parti kurulmadan evvelki ilişkilerini yazdığı kitapları da yok sayalım.

Ya yaşadıklarımız, Ak Parti’yi kurmadan önceki dil öğrenme bahanesi ile gidilen 3 aylık ABD seyahati, oradaki dışarıya sızan görüşmeler.

Büyük Ortadoğu Projesi anlaşması. Kuruculardaki ABD parmağı.

Daha milletvekili bile seçilmeden, dünyanın neredeyse tüm devlet başkanları tarafından sanki devlet başkanıymış gibi karşılanıp ağırlanmalar.

Tayyip beye ABD işbirlikçileri tarafından yapılan “BOP eş başkanlığı” teklifinin aslında daha önce rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na yapılmış ve Yazıcıoğlu tarafından reddedilmiş olduğunun ortaya çıkması.

Sayılabilecek birçok veri var. Ak Parti’yi FETÖ ile bir araya getiren ABD ve menfaatler değil mi?

İki örnek ortakta da kullanılan argüman din değil mi?

FETÖ’nün devre dışı kaldığını var sayarsak, FETÖ yerine geçecek başka dini örgütlenmeler yok mu?

Belki devlet içinde FETÖ kadar etkin değiller ama etkinlikleri FETÖ boyutuna getirilemez mi?

BOP projesi devam ederken, yanına birde daha adını bilmediğimiz, Asya’yı karıştırmak projesinin vizyona sokulduğu ortada.

Emperyalizm tabi olarak bu projeler için her ülkede uygulayıcı aparatlar kullanır.

Herhalde karar vermeye çalıştıkları konu eski aparatla mı devam edecekler, yoksa eski aparatlarını kullanılmış mendil gibi kenara fırlatıp, yeni dostlarla, yeni aparatlarla mı yollarına devam edecekler?

Görülen o ki, adı geçen bu emperyalist, yerli halkların kanlarını emen, tüm coğrafyayı kan gölüne getiren projelere aparat olmaya aday çok.

Burada devleti yönetenlerde temizlik, milleti önceye alma, yüksek karakter, hırslarını kendi için değil millet için seferber etme aramalıyız.

Peki bu umdeler mevcut yönetimde var mı? Kesinlikle yok.

Asla yüksek karakterli işler göremedik. Kişisel hırsları akıllarının önüne geçmiş her hataya müsaitler.

Kendilerini Türk milletinin şerefli bir mensubu olarak bile görmüyorlar. Güvenilmezler ve iktidarlarının biraz daha devamını sağlamak için akıllara gelmeyecek işler yapmaya müsaitler.

Yani menzil veya onun gibi bazı yapılar, Ak Parti içinde yuvalanmış, bazı bakanlıkların kazanabildikleri Büyükşehir Belediye Başkanlıklarının daire başkanlıkları, hatta müdürlüklerin bile bile paylaşıldığı uzun zamandan beri konuşulmaktadır.

Bu yapı yeni FETÖ’ler üretir.

Bu milli görünüp, BOP ve ABD ye hizmet eden yapının yerine, milletin kendi evlatlarının kadrosunu yönetime getiremezsek, emperyalist işbirlikçi örgütlerle çok uğraşırız.

Bu topraklarda siyasette yeni, temiz, Atatürk çizgisinde milliyetçi, Cumhuriyetin kurucu felsefesine bağlı bir yapının iktidarına her zamankinden daha fazla muhtacız.

Hani nerde o kadro? Diye soran yurttaşlarımız olabilir.

Duymamış görmemiş olabilirler.

Ülkemizin siyaset sahnesinde yeni, ciddi, gerçek fikirlere sahip, emperyalizmin yerli işbirlikçilerine tüm vatan topraklarını dar edecek bir kadro var artık.

Ve sahadadır…