Bir askeri harekatın başarısı hedefini ne ölçüde gerçekleştirdiğine bağlıdır. Gara'ya yapılan operasyon değerlendirilirken de buna bakmak gerekir.

O halde bu askeri operasyonun hedefi neydi?

Önce sayın Cumhurbaşkanı bir açıklama yaparak Çarşamba günü çok önemli müjdeler vereceğini söyledi. Çarşamba günü geldi ama beklenen müjde gelmedi, ne olduğunu da kimse sorgulamadı.

Ardından Gara'da önce üç askerimizin ardından PKK tarafından kaçırılmış 13 güvenlik görevlisinin şahadet haberi geldi.

Milli Savunma Bakanı Akar,bu iç kanatıcı olaydan sonra açıklama yaparak operasyonun başarılı olduğunu söyleyerek 53 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.

Bütün bu açıklamalar, hareketin askeri hedefinin kaçırılanları kurtarmak olduğunu ortaya çıkardı. Belli ki, kaçırılanlarla ilgili istihbarat alınmış, yapılacak basit bir operasyonla kurtarılacakları düşünülmüş, Cumhurbaşkanına da Çarşamba günü -beklenen zaferin- müjdesini vermek için vatandaşa randevu verme işi düşmüştü. Bu olmayınca 53 kişi etkisiz hale getirildi denilerek toplumsal tepkiler engellenmeye çalışıldı.

Problemlerini açıklıkla konuşamayan toplumlar sorunlarını çözemez. Temel sorunlarımızdan biri budur. Olayın gerçek boyutları ortaya çıkar çıkmaz MHP Lideri sn Bahçeli, ya hiyanet ya hidayet, ya melanet ya millet diyerek olayı biz-onlar zeminine taşıdı. halbuki bu gibi durumlarda toplumu duygudaşlaştırmak, bizleştirmek için gayret sarf etmek gerekir. Hainleri tespit için bir fırsat çıktı düşüncesiyle hareket etmemek gerekir.Zira milliyetçilik, biz onlar ayırımı yapmaz toplumu tüm katmanlarıyla bizleştirmeye çalışır.

PKK bir ihanet hareketidir, onu etkisizleştirmenin en tesirli yolu toplumu bütünleştirmek, ortak amaçlar etrafında toplayabilmektir. Her eleştiriyi, her uyarıyı ihanet veya melanet şemsiyesi altında ele alırsanız hiç bir sorununuzu çözemezsiniz. Bu üslup, toplumu devletin arkasına almayı amaçlayan bir üslup değil, kimi bu çerçevenin dışına itelim üslubudur.Hain aramak için pusuya yatmaktır. Bahçeli, peşinen konuşan, eleştiren, operasyonda yanlışlar bulan hain olmaya hazırlansın diyor. Bu yanlıştır, konuşalım, tartışalım ki, bir daha aynı hatalara düşmeyelim, yeni canlar yanmasın, yeni kurbanlar vermeyelim.

Yerel seçimlerde hem Osman Öcalan TRT'ye çıkarıldı, hem de Öcalan'ın mektubu Anadolu ajansında okundu, niçin, AKP seçim kazansın diye. Madem bu adamlarla böyle rahat rahat konuşabiliyorsunuz partinizin başarısı için gösterdiğiniz gayreti niçin kaçırılan vatandaşlarımızı kurtarmak için göstermediniz. Daha birkaç gün önce AKP'li Mahir Ünal,Öcalan kardeşlerin medyaya çıkarılmasını eleştirenlere gerekirse Karayılan'ı da çıkarırız diyordu, yeter ki PKK'yı eleştirsin. Peki Osman Öcalan PKK'yı eleştirdi diye mi TRT'ye çıkarıldı, konuşma arşivlerde duruyor, Osman Öcalan'ın PKK'ya yönelik doğru dürüst bir beyanı yok. Devleti bakkal dükkanı gibi yönetir, geleneklerini, hafızasını, teamüllerini yok sayarsanız böyle olur.

Kimse AKP veya MHP'nin düşmanı değil, eleştirilerimiz zayıflatma ve itibarsızlaştırma amacı taşımıyor. Derdimiz, meselemiz ülke ve milletimizin selametidir. Doğru siyaset kimden gelirse gelsin desteklemek her vatandaş için milli bir vecibedir.Şehitlerimiz için üzülecek, bilenecek ama nerede hata yaptık sorusunu da soracağız. Bu tür hatalar her yerde ve her orduda olur. Terör mücadelesi zor bir mücadeledir. Her zaman sürprizlere, beklenmeyen tesadüflere açıktır. Doğru olan hatayı gizlemek veya topluma yumruk gösterip susturmak değil, bunları edebi içinde askerimizi örselemeden konuşmaktır. Konuşamaya konuşamaya bu hale geldik, bırakın artık konuşalım, belki daha uygun daha etkili bir yol buluruz. Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor,Türkiye'nin bu ihaneti er geç toprağa gömeceğine inanıyorum.