"Korkma!" diye başlar İstiklal Marşı. Korku yoktur Türk'ün fıtratında. Kadınıyla, erkeğiyle, asker gibi yetiştirilir ve "Her Türk Asker Doğar" denir.

Cumhurbaşkanı ve partililerinin 18 yıllık politikalarını beğenmiyor ve her iyi görünen kararın altında bile, menfi bir beklenti yattığını düşünen bir kişiyim. Yazıyorum, konuşuyorum ve her yerde eleştiriyorum. Saygı sınırlarını aşmıyorum ve bazen bunun için de, muhalif kesim tarafından eleştiriliyorum ama her kim, ne kadar kötülük yaparsa yapsın, O'na hakaret etme ve saygısızlık yapma hakkına sahip olamazsınız. Bu da sosyal yaşamın olmazsa olmazıdır. 

Akdeniz'de sular ısındı. Doğu Akdeniz'de hiç bir hakkı bulunmayan Fransa gemilerini getirmişken, bizim gemilerimiz birilerine fena dokundu. Maksat petrol veya gaz bulmak da değil, burası benim çöplüğüm diyebilmektir ve bu konuda sonuna kadar iktidarın yanındayım. Geri adım atılmıyor, araştırmalar yapılmaya devam ediyor ve hak edene, hak ettikleri tehdit dolu mesajlar veriliyor. Ancak bu durum içimizden birilerini rahatsız ediyor nedense. Yunanistan gibi, 4 saat içinde alabileceğimiz bir ülkeden korktukları için midir, ya da o ülkeden bir çıkarları olduğu için midir bilinmez ama ciddi anlamda iktidara karşı bayrak açmış durumdalar.

Savaş durumunda ayrı gayrı olmaz! 

Yek vücut olunur ve topyekün mücadele verilir. O durum geçince de, içimizde ne yapacaksak yaparız. Milli olmak da, milliyetçi olmak da bunu gerektirir. Hadsizin haddini bildirmek, yılınanın başını ezmek gerekir. Türk'e yakışır şekilde, başı dik, bildiğini okumak gerekir. Bizi biz yapan budur.

Gönül ne mi ister?

Avrupa'da tüm pisliği barındıran ifrazat deposu Fransa'yı bombalamak, kirli planların mimarı İngiltere'yi yerle yeksan etmek ve Avrupa'nın şımarık çocuğu Yunanistan'ı sindirip Batı Trakya'ya tekrar hakim olmak ve bizi özlemle bekleyen Arnavutluk'a komşu olmak. Ütopik mi? Turan hayali ile büyüyen bir fert için hiç de Ütopik değil. Türklük şuurunun en üst düzeyde yaşanan yerlere neden tekrar hakim olmayalım ki?

Ülke olmak, devlet olmak bir olmayı gerektirir. Ülkemize tehdit unsuru barından dahili ve harici düşmanlara karşı bir olmak gerektirir. Milletin bir ferdini, bir diğerinden üstün görmemek gerektirir. Adalet gerektirir. Doğru olmak ve Türk olduğunun bilinciyle bu mukaddes devleti yönetmek gerektirir. Aksi halde, bu devleti gerçek sahiplerine teslim etmek gerektirir.

Hülasa yanlışlarınızı biliyoruz ama Milli duygular nedeniyle, bu tarz durumlarda kararlarınızı destekliyoruz ama böyle durumlardaki destekten nemalanarak bu hayat devam eder sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Benden uyarmadı!