ÜST KURUL DELEGELERİNE SON ÇAĞRIMDIR… 

Milliyetçi Hareket Partisinin hiçbir döneminde üst kurul delegeliği günümüzdeki kadar stratejik bir öneme sahip olmamıştı. Geçmiş dönemlerde büyük kongrede Ankara’ya gelinir, gelen tek liste oylanır ve aynı isimler seçilirdi Seçim, adaylık, MYK, MDK, gibi üst organlara talip olma gibi demokrasinin basit işlemleri düşünülemez, bir açılış bazen de bir kapanış konuşmasıyla, aynı şeyler tekrarlanır, tek tip oy kullanılır ve gerisin geri dönülürdü. Emin olun kooperatif genel kurulları daha renkli geçmektedir. Şimdi iş değişti, önce partinin sonra devletin kaderi bu delegasyonda… 

Üst kurul delegeler her ilde adayların sıkı markajı altında. Her biri ayrı yöntemler kurguluyor. Örneğin genel merkezde ülke çeşitli bölgelere bölünmüş ve her bölge bir genel başkan yardımcısına zimmetlenmiş. Bir delege için sabah uçağa biniliyor, görüşülüp geri geliniyor. Bu görüşmelerde eskiden üstü kapalı tehditler var iken şimdi daha yumuşak ve araya hatır koyarak,  vefayı öne çıkaran, söylemlerle delege etkilenmeye çalışılıyor. Bu görüşmelerde temel argüman 19 Haziranda Ankara’ya kesinlikle GİTMEYİN.  Bazı adaylar ise hiç delege ile uğraş(a)mıyor, çünkü güçlerinin farkındalar. Hatta Türk siyasi hayatına binbir yüzü ile geçecek bir aday, üstü kapalı olarak izleyenlerine gelmeyin bile diyor, aynı 15 Mayıs’ta yaptığı gibi… 

Peki delege nasıl bir yönelim sergiliyor. Bir kere imza verenler geri adım atmadı. Hepsi imzalarının arkasında. Bu imzacı delegasyonun oyu aşağı yukarı belli, ancak herkesin üzerine asıldığı rezerv delegeler. Yani imza vermeyip 19 Haziranda Ankara gelme ihtimali olanlar. Bu grup işte sonucu belirleyecek. Psikolojik bir eşik var bunun altında ya da üstünde olmak genel başkalık seçiminin sonucunu belirleyecek. 

Durumu kısmen betimledikten sonra asıl konuya geçelim. 19 Haziran çağrısı aslında 10 Temmuz’un olası teknik ve yasal aksaklıklarına karşı bir tedbirdir. Çünkü tüzük kongresinden bir süre sonra seçimli kongre yapılabilmektedir. Yani genel merkezin dediği gibi sabah tüzük öğleden sonra genel başkanlık seçimi mümkün değildir. Çünkü yine ve yine bir Gemerek vakası bizleri beklemektedir. Bir delegenin mahkemeye başvurması ile 10 Temmuzun iptali söz konusudur. İşte bütün mesele budur. Oyunları bozarız diyenlerde ne yazık ki, oyun bitmemektedir. Artık kamuoyu sıkılmıştır bu mahkeme işlerinden. Arama motoru Google’da MHP yazın ilk arananların başında kongre gelmektedir.  

Üst kurul delegesi arkadaş,  

Tüm hesaplarını bir kenara bırak ve sadece arkana bak mevcut yapı ile bundan 5 yıl sonra Partinin nerede olabileceğini bir düşün. Kendi ilinde, ilçende Ülkücülüğün itibarı nasıl? bürokraside iş yaptırabiliyor musun? Yerel yönetimlerde etkin ne kadar? Senden iş isteyenlere ne yanıt veriyorsun? Daha önemlisi ülkenin durumu nasıl? Bu sorulara kendi içinde yanıt ver ve ona göre hareket et. Çünkü senin oyun, katılımın çok şeyi değiştirecek. Kendi iradene ipotek koydurma, delege ağalarına prim verme, tabanınla görüş ve öyle karar ver. Bu kararına dair olumlu ya da olumsuz görüşünü de 19 Haziran tüzük kongresine katılarak özgürce belirt… 

İsmail Türk’ü Yedirmeyiz… 

Genel merkezin çiçekli fistanlı her şeyi bilen maaşlı yazarları artık birer BOZTROL olmuş, artık her gazete haberinin altına yorumlar yazarak yeni görevlerini ifa etmekteler. Keşke bu performanslarını genel seçimlerde gösterselerdi de şimdi bu durumlara düşmeselerdi. Şimdi bunların hedefinde İsmail Türk var. Ben İsmail Türk’ü Akşener’in Çorum gezisinde tanıdım. Ülkücü akademisyenleri çok sevdiğini sitesini yazılarıma açabileceğini söyleyerek bana siz değerli dostlara ulaşma olanağını verdi. Yazdığım hiçbir şeyi denetlemedi, sansürlemedi. Demokrasiyi kendi içinde ve ailesinde yaşattığını değerli oğlundan biliyoruz. Şimdi bu Boztrol sürüsü İsmail abinin eski konuşmalarını keserek, makaslayarak piyasaya servis ediyor. Şimdi bakın ey aklı evveller bu adamın hayatı muhalif olmakla geçmiş, adam her şeye karşı, doğru bildiğini söylüyor. Bugün desteklediğini yarın yine eleştirebilir. Ama unutmayın sizin gibi klavye ülkücüsü değil gençliğini hapislerde harcamış birisidir. Bunu bilin ve saygısızlık yapmayın. Adana’da 50 kişi ile üstüne saldırdığınız gibi şimdi de internetten mi saldırıyorsunuz? 

Biraz edep, ya hu!! Asıl şunu düşünün kongreler bittikten sonra ne olacak, demediğinizi bırakmadınız insanlara, kin tohumları ektiniz. Herkes paralel, herkes ajan. Dün beraber afiş asan, partinin kirasını denkleştiremeyen, ocakta makarnaya kaşık sallayanlar, şimdi birbirlerine selam vermiyor. Siz en büyük zararı böyle veriyorsunuz işte. Duygusal kopuş olursa partide merak etmeyin tavşan parti kurulmaz, başka yere oy gitmez ama eski dostluklar da bir daha tesis edilemez. 

Dr. Levent Eraslan

Editör: TE Bilişim