Hanimiş.. hanimiş.. aman da canı sıkılırmış da arada soru önergesi de mi verirlermiş...

Bu kadar yoğunluk arasında, hainlerin, ajanların, okyanus ötesi operasyonların, kağnı gölgesindeki itlerin, fitnecilerin, paralelcilerin, ayak oyunlarının, kendi evinin camlarını taşlayanların, küresel güçlerin, He-man'in amansız rakibi kötü adam Joker'in, Superman'in iyilik düşmanı General Zod'un, Şirinler'in kötülükten ibâret Gargamel'inin hep birlikte amansızca saldırılarının arasında, içeriden işbirliği yaptıkları Erol Taş'ın, Tecavüzcü Coşkun'un, Nuri Alço'nun akıl almaz tuzaklarının, CIA'nın, MOSSAD'ın, KGB'nin, GRU'nun, MI6'nın ve cümle istihbarat örgütlerinin partiye musallat olduğu bir dönemde vatan için, millet için, devletin bekâsı için soru önergesi de verirlermiş...

Aman da dur durak bilmeden, yemeden içmeden, uyumadan, mâbadları döşek görmeden çalışırlar mıymış...

Ayaklarındaki çarıklar yırtılana kadar, yalan ayak başı kabak karış karış memleketi mi gezerlermiş, şehir şehir, kasaba kasaba, köy köy, mahalle mahalle, sokak sokak, cadde cadde, hâne hâne dâvâlarını anlatırlar da, ayak üstü uğradıkları Ankara'da bir soluklanıp dinlenmek yerine bir de soru önergeleriyle mi uğraşırlarmış...

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kimlik bilgileri çalınırmış, uykuları kaçarmış da çalınan kimlik bilgilerinin peşine mi düşerlermiş...

Hanimiş bizim partimiz...

* * * * *

"Devletin elinde bulunan kişisel verilerin dolandırıcıların, suç örgütlerinin eline geçtiğine ve bu bilgilerin satıldığına dair emniyet kayıtlarında yakalanan bir şebeke kaydı mevcut mudur? Mevcut ise yapılan soruşturma ve kovuşturma neticesinde vatandaşlarımızın kişisel verilerinin bu şebekeler vasıtasıyla kimlere satıldığı tespit edilmiş midir?" diye sormuş MHP TBMM'ye verdiği bir soru önergesinde...

Suç değil, kabahat değil bu soru önergesini vermek... Bu soru önetgesinden ilhamla bir soru önergesi de biz verelim MHP'ye... (Şefkat Çetin hâriç, onu artık mükellefiyetler bahsinde değerlendiriyorum)

Soru önergesi:

-19 yıldır kaybolan 'ülkücü kimlik'in âkıbetini merak etmiyorsunuz da, dijital hırsızlığın mı peşine düştünüz?

Rahşan Ecevit'in "Eli kanlı kâtiller" hakâretini ülkücü kimliğinizle gargara yapıp yuttunuz da 548 imzayı görünce mi hatırladınız ülkücü kimliğinizi?

Liderinize "Sen bu saatten sonra assan assan Sayın Öcalan'ın paltosunu vestiyere asarsın"  dendiğinde aklınıza gelmeyen ülkücü kimliğiniz 548 imzayı görünce mi aklınıza geldi?

 

Daha kısa bir süre önce liderinize "metres" diyen iktidar sözcüsüne dut yemiş bülbüle dönerken unuttuğunuz ülkücü kimliğinizi 548 imzayı görünce mi hatırladınız?

 

"Sen ancak Erciyes'te ulumayı bilirsin, Meclis'te erkek değil, ürkeksin" diyen bakana verecek cevabınız yoktu da ülkücü kimliğinizle, 548 imza sahibine mi hatırlatıyorsunuz ülkücü kimliği?

 

"Salyalı bunlar, acaba aşıları var mı?" diyerek okkalı hakaret yerdiğiniz bir soytarıya haddini bildirmeye yetmedi ülkücü kimliğiniz, 548 imza sahibine mi diyorsunuz şimdi haddini bilmeyenler diye?

 

Yeraltı dünyasından kamyon dolusu hakaret işitirken, bir Yeşilçam zillisi size posta koyarken ülkücü kimliğinize zâyi ilanı vermiştiniz de, 548 imzayı görünce mi buldunuz ülkücü kimliğinizi?

 

Hani o koalisyon görüşmelerinden evvel, "Ağzından köpükler saçarak konuşan siyasetin zavallısı Devlet Bahçeli için bütün o köpükleri itinayla yalayacağı süreç başlıyor" diye mesaj atan milletvekilinin sizin ülkücü kimliğinizden haberi yoktu da, şimdi 548 imzayı görünce tedâvüle soktuğunuz ülkücü kimliğinizle mi şok tedâvi uygulayacaksınız o milletvekiline?

 

Ülkücülerin katilleri üniversite bahçelerinde halay çekerken, ülkücülerin resimlerini duvarlara asarak hedef gösterirken, ülkücüler Siyasal Bilgiler'de sınavlara giremezken ülkücü kimliğiniz Siyasal Bilgiler'in önüne gitmenize yetmedi de, 548 imzayı görünce mi sizi de seçen delegenin karşısına o kimlikle çıkıyorsunuz? 

 

Utanmıyor musunuz bundan?

 

Buna benzer yüzlerce soru sorulabilir size?

 

Ama galiba, hepiniz Celâl Adan denilen herif-i nâ-şerif'in, dilini mücellâ kılarcasına bir sanat hâline dönüştürdüğü yalamalık uğruna ülkücülerin paçalarına savlet edişiyle hatırlanacaksınız Bir küfretmediğiniz kalmıştı ülkücülere, Celâl Adan'ın ağzından onu da yaptınız?

 

Daha ne yapacaksınız Allah aşkına, en son kendinizi mi zincirleyeceksiniz Balgat'ın kapılarına? 

 

Bütün kabalıklarınıza, bütün saygısızlıklarınıza, bütün  iftiralarınıza, bütün tehditlerinize rağmen karşısınızda tüm zârâfetini koruyan cesur bir Hanımefendi'den neden bu kadar korkuyorsunuz?

 

Ülkücüler o zârâfetin etrafında saf tutuyor, neden bu kadar korkuyorsunuz kongreden?

 

Neden?

 

Editör: TE Bilişim