Rahmetli Alpaslan Türkeş, MHP'nin 1994 Ekim kurultayında şiir okuduğu zaman, salonu dolduran MHP’liler hayret içindeydiler:

"Türkeş'in ağzından Ülkücü bellekte hain olarak yer alan Nâzım Hikmet'i dinlemek...

Türkeş konuşmasını, yardımcısı Rıza Müftüoğlu'na danışarak hazırlamıştı.

Konuşmada, Nâzım Hikmet'in şiiri yoktu, Müftü oğlu, Türkeş’e , bunun sebebini sordu.

Türkeş'in cevabı şudur:"Bölücü gruplar Türkiye'nin birliği ve dirliğini tehdit ediyor. Ben Nâzım'dan İstiklal Savaşı ile ilgili bu şiiri okuyarak Milli Sol'a mesaj veriyorum, onlarla yakınlaşmaya çalışıyorum.

Bu şiir Milli Sol'a uzattığımız bir zeytin dalıdır.

Milli olan bütün değerleri benimsiyoruz.

Nâzım'dan şiir okumamın temel sebebi budur." Türkeş'in o gün okuduğu şiiri biliyor musunuz?

"Dörtnala gelip uzak Asya'dan/Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan/

Bu memleket bizim. Bilekler kan içinde/

Dişler kenetli/Ayaklar çıplak /

Ve bir ipekli halıya benzeyen bu toprak/

Bu cehennem, bu cennet bizim."

Rahmetli Türkeş yapması gerektiğine inandığını yapmıştı.

Komünizmin tırmanışa geçtiği dönemde Nazım Hikmeti hain ilan eden de oydu. Solun içindeki Milli unsurları bağrına basmak isteyende oydu.

Peygamberimiz; “Çağ size uyamaz siz çağa uyunuz “ Buyuruyor Ulu emre uyan kazanır.

Milliyetçi sürekli şu üç adımı atmalıdır; 1- Milli çıkarları gözetme, 2-Çıkarlara uygun milli amaçlar edinme, 3-amaçlara uygun hedefler tespit ederek bu hedeflere doğru ilerleme. İşte ölçü budur.

Bu ölçüye uyarak atılan her adım milliyetçiler tarafından destek bulmalıdır. Kişisel çıkarını Milli çıkarın üstünde tutan,Bencilce amaç ve hedefleri uğrunda davadan taviz verenler ayıklamalıdır.

Hakikaten Milliyetçi olanlar bilgi ve yetenekleri ölçüsünde tüm bunları algılayıp uygulayacaklarının bilincindedir. Ömrün sınırlı bir imkân olduğunu düşünerek sürekli kendisini ve toplumunu geliştirmeye çalışır.

Peygamberimiz “çocuklarınızı geleceğe uygun yetiştirin “ Derken ve yüce Allah bize rehber kıldığı Kuranın inzalini “Oku” diye başlatırken murat edilen işte bu gelişimi sağlama arzusudur.

Allahın ve resulünün arzusuna uyan kazanacaktır.

Milliyetçilik davası anında ve yerinde inisiyatif gerektirir. Her milliyetçinin göstermesi gereken inisiyatifler vardır. Bilgisi gelişmiş, önceliklerini doğru sıralayan ve yeteneklerini devreye sokabilen kişiler Muaffak olabilirler.

Bilgiye susayan kişiler nefsanî davranmazlar, bildiklerini uygulamaktan dedikodu gibi lüzumsuz işlere ayıracak vakitleri olmaz. Dedikodu olmayan ortam sinerjiktir. Milliyetçiler olarak birbirimize inançla bağlı olmadan, birbirimizi yeterli sevmeden, saymadan başarılı olamayız.

Türk Milletine ait olan değerlerin üzerine yatmak bedavadan konmak için bin bir hile yapan hatta kan döken Düşmanların varlığını görmüyor muyuz?

Bunların önündeki en büyük engel kim? Milletin birliğini ve dirliğini isteyen Türk Milliyetçileri değil mi?

Karşıtların yerine kendinizi koyun ve empati yapın. Ne yapmaları gerekir? Bizi yıpratmaları, yıldırmaları, bölmeleri ve iyice zayıflattıktan sonra etkisiz hale getirmeleri, gerekir. Milletin tamamına karşın yapılan bu gibi uygulamalara isyan ederken, Milliyetçilerin arasında da bir boyutta yapılmak istenecek benzeri uygulamalara Aklı başında hiçbir Türk milliyetçisi asla prim veremez İmkân tanıyamaz.

Milliyetçiler dava uğrunda safları daha da sıklaştırmalıdır. Amaç Olan milli davamızın sadece aracı olan MHP genel merkezi Ülkücülerin önünde engel olmaktan ve bölerek yönetme anlayışından kurtarılmalıdır.

Balgata hapsolan Ülkücü irade yurt genelinde adil biçimde hür olmalıdır Dava değişmez ama araç değişebilir . Kongre süreci bence bu konuda belirleyici olacaktır.Herkesi vicdan ile düşünmeye davet ediyorum

 

Hikmet Aytek

Editör: TE Bilişim