Sedat Peker çok uzun zamandır konuşmuyordu ilk konuşmasını,  hareketimizin efsane ismi, kahramanlar kahramanı Abdullah Çatlı’nın vefatının on sekizinci sene-i devriyesinde yaptı. Kürsüye çıkarken dakikalarca ayakta alkışlandı, hatta vatandaşın biri gaza gelip “Başbuğlar ölmez” diye slogan bile attı! Halet-i ruhiye… O anlamlı günde konuşması benim çok fazla garibime gitmemişti,  ta ki Şehit Lider Hareketimizin diğer sembol isimlerinden Muhsin Yazıcıoğlu Beyefendinin kabri başında daha  farklı bir konuşma yapana kadar! Mevzu artık farklı bir noktaya gidiyor… 

 Kendisinin yaptığı konuşmaları irdelemek benim işim de değil tarzım da değil. Konuşmalarının bir kısmını da katılabilirim aslında. Siyasetin dışındayız ama ne de olsa üzerimizde muhalif etiketi var!

 Şimdi bana “Mhp yönetimi rahatsız değil de sen niye rahatsızsın, yazıyorsun çiziyorsun?” veya “Madem öyle, rahmetli Çatlı ve Yazıcıoğlu için Parti veya Ocak neden bir anma programı düzenlemiyor?” diyenler de olacaktır. Bizim partimizin güncel politikalarında ve misyonunda maalesef böyle etkinlikler yoook.

 Sedat Peker isminin bizim hareketimizin tabanında ciddi sempatizanları olduğu doğrudur, kendisine “Reis” diyenler de vardır. 

 Yarım bile değil belki çeyrek ülkücü olan bir arkadaşınız olarak iki kelam etmek isterim;  Bizler hamd olsun inananların hareketiyiz!  Bizim hareketimizin tabanı çok fazla sorgulamaz, irdelemez! Bizim hareketimizin tabanı saftır, temizdir, heyecanlıdır,  vatan aşığıdır, Turancıdır. Kendisi ile özdeşleştirdiği ve benzeştiği herkese sempati duyar! Bizim hareketimizin tabanı için Sedat Peker’in görünen hayatı;  az aksiyonlu bol parıltılı Holywood filmidir! Bizim arkadaşlarımız özel uçak nedir, yirmi tane koruma ile dolaşmak nedir, limuzin ile gezmek nedir bilmez,! Amsterdam’ı haritada gösteremez(!)  

   Biz ocakta makarna yemeyi biliriz, simit yemeyi biliriz, simidin yanında ucuz beyaz peynir varsa o öğün, çok güzel bir öğündür. Ben her gün Avcılar’dan Kadıköy Caddebostan’a işe gidiyorum, oturduğum ev deprem bölgesinde 20 senelik bir apartmanda oturuyorum. Bizim iki davamız olabilir biri ekmek davası, diğeri vatan. Diğer davalar, diğerleridir… 

   Lakin değerli dava arkadaşlarım biz film işlerinden anlamayız,  bir film çekilecekse de biz sinema sektörünün kendisiyiz!  Geçmişte en aksiyonlu senaryoları biz yazdık, biz oynadık, yarın da öyle olacaktır! 

  Son 4 -5 yıldır üst yönetimin yaptıklarını tasvip etmeyen, hatta birçoğunu sevmeyen bir kardeşiniz olarak bu tartışmanın karşısındaki tarafımız mecburen değil,  doğal olarak Üç hilalli sancağın altındadır. Eğer biz bu tavrı gösterebiliyorsak,  üst yönetimdekiler de sadece kurumsal bir yapıyı değil, kocaman bir hareketi temsil ettiklerinin bilincinde olmalıdır. Sedat Peker Beyefendinin bu zamana kadar Ak Parti Hükümetini veya herhangi bir devlet politikasını eleştirdiğini görmedik ve duymadık, eğer öyle bir çıkışı olsa son zamanlarda yaptığı bu çıkışları biz de bir nebze olsun iç kavgamız olarak değerlendirebilirdik. Madem “meydan” öyle ise herkesin hakkını vermek lazım değil midir?

  Benim bugüne kadar kendisi hakkında duyduğum tek olumlu şey Çeçenistan’a yaptığı yardımlar yüzünden Putin’in kendisinden rahatsız olması.

   Sedat Peker Beyefendi dün Reis Abdullah Çatlı’nın ve cennet mekan Muhsin Yazıcıoğlu’nun kabrindeydi. Yarın aynı tarz,  üslub ve medyatiklik ile Başbuğ Alparslan Türkeş Beyefendinin mezarında asla olmamalıdır! 

   Abi’ye mektup yazıyorsunuz O’ da size twitter’dan cevap veriyor zaten, e biz de gündeme getiriyoruz. Mezar başından mektup yazmaya gerek var mıdır? 

 Sedat Bey o gittiğiniz mezarlar bizim Aile Kabristanlığımızdır, inanıyorum ki siz de öyle düşünüyorsunuzdur. Hassasiyetimizi bu cümle anlatıyordur umarım.

   Bu mezarlıktan meydan okuma,  ve siyaset yapma işi de umarım “ice bucket challenge” gibi trend haline gelmez. Böyle bir durumda herkes mezarlığını seçsin, bizim meydan okuma mezarlığımız İstanbul‘da değil,  Bafra Asri Mezarlıktır. 

Koltuklar beleş, kuzgunlar leş
Yiğide kalleş, kahpeye kardeş
Bu çağın düzeni! Bu çağın düzeni!
Olmaz olsun alçağın düzeni!

Dün, Ömer Lütfi Mete Beyefendinin ölüm yıldönümüydü kendisini bu dizelerle saygı ve rahmetle anıyoruz… 

Yüce Allah’a emanetsiniz, selam ve dua ile…

Editör: TE Bilişim