Bir süredir Zafer Partisi ile ilgili değişik odaklardan kaynaklanan algı çalışmaları yürüyor.

Bunların tamamen Zafer Partisi'ni yıpratmak, mücadelesine zarar vermek ve engellemek olduğu çok açık bir şekilde görülüyor...

Bu algı çalışmalarının biri de Zafer Partisi'nin neden miting yapmadığı veya niçin mitinglerini sürdürmediği ile ilgili!

Tam bu sırada Saygı Öztürk, 19 Temmuz 2025 tarihli Sözcü Gazetesi'nde yazdığı yazıda CHP açısından bu miting konusunu irdeledi.

Orada yazdıklarından aynen aktarıyorum: "Miting düzenlemek kolay olmuyor. Masraflıdır. Bunun için para gerekir... Üye aidatlarına da büyük ihtiyaç duyuluyor. Her üye ayda 10 lira ödemiş olsa, yaklaşık 20 milyon lira gelir elde edilecek. Bu para ile mitingler rahatlıkla düzenlenebilecek... Hazineden gelen parayla, bu kadar miting yapılamaz, para çoktan sıfırlanmış olurdu..."

Miting için bir sahne kurmak 5 milyon TL imiş!

Yine Saygı Öztürk devam ediyor: "Küçük kapsamlı bir mitingin maliyeti (CHP'ye) bir milyon 500 bin TL'nin üzerinde oluyor. Merkezi zayıf olan illere, ilçelerden taşıma gerekiyor... Miting yapılacak il ya da ilçeye sadece genel başkanla gitmesi gereken görevliler gönderiliyor. Yemek, otel, araç giderleri büyük ölçüde kısıtlanmış oldu."

CHP, 2024'te son yapılan yerel seçimlerde 14 büyükşehir, 314 ilçe ve 60 beldede başkanlıkları kazandı ve 2025 yılı bütçesinden 1 milyar 440 milyon TL Hazine'den yardım alacak. Böyle bir CHP miting yapmak konusunda zorlanıyorsa o zaman Zafer Partisi ne yapacak?

Miting yapmak için para önemli olduğu kadar zamanlama da çok önemlidir.

Şu an yaz mevsimini ve kavurucu sıcakları yaşıyoruz. Halkımız ya yaylalarda ya da deniz kenarlarında... Oralara gidemeyenler de evlerinden dışarı çıkmamaya önem gösteriyor. Okullar ve üniversiteler tatilde. Çiftçi-köylü tarlada ya mahsul kaldırıyor ya ekip dikiyor ya da ot temizliyor... Peki kime miting yapacaksınız?

Bütün bunlar bilinmesine rağmen sadece gönüllülerin; çocuklarının rızkından veya kenara ayırdığı üç kuruştan, gençlerin cep harçlığından ya da asgari ücretlinin kısıtlı bütçesinden desteklediği Zafer Partisi hakkında, bu konu veya benzeri hususlarda eleştiriler yapılması ne kadar doğru?

Zafer Partisi'nin lideri Ümit Özdağ, özgürlüğüne kavuştuğu anda bütün Türk milletine “Nerede kalmıştık?” sorusu ile seslendi. Onu televizyon programları ve sosyal medya mecralarında takip ederseniz kaldığı yerden aynı cesaretle Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin hakkını, hukukunu aramaya devam ettiğini görürsünüz.

Ümit Özdağ'ın, partisinin ve Türk milletinin önüne 5 Temmuz 2025 günü koyduğu hedef, “Yaşasın Millî, Üniter, Laik Türkiye Cumhuriyeti!” hedefidir.

Az imkânla çok iş başarmanın adıdır Zafer Partisi!

Yine Ümit Özdağ, "Zafer Partisi olarak ilçe ilçe, köy köy dolaşarak mitingler, konferanslar, paneller düzenleyerek (Türkiye'nin başına gelecek olanları) anlatacağız." diye söyleyeli daha saatler oldu.

O zaman bu kara propaganda niye sürüyor? Sorusuna cevap vermemiz gerekiyor. Yani:

Zafer Partisi bizzat Türk milletinin kendisidir. Kuvâ-yi Milliye Hareketi'nin günümüzdeki temsilcisidir. Türk milletinin toplanacağı yegâne yerdir. Vatan ve milliyetseverlerin birleşme, buluşma otağıdır.

Onun için doğal olarak "kara propaganda"nın hedefidir. Bunu, Zafer Partisi'nden umudu olan yurttaşlarımız ile paylaşma zorunluluğu hissettim!

Merak etmeyin, Zafer Partisi büyük bir coşkuyla aynı çizgide yürüyüşünü sürdürüyor.

30 yıllık otobüsümüz bozulsa da lastiği patlasa da yolda kalsa da Ümit Özdağ'ın liderliğinde yürüyerek de olsa Türk milleti ile kucaklaşacağız... Atatürk de böyle yapmıştı, bizim de böyle yapmamızı isterdi.

Çünkü biz Türk milletinin kendisiyiz!