~~UĞUR ÖZEN – KUZEY HABER AJANSI

Karakol kentindeki ahşaptan inşa edilmiş olan Dungan Camii, sadece Karakol kentinin değil, Kırgızistan’ın en özel yapılarından biri. 1877’de Çin’de çıkan ayaklanmadan kaçıp Kırgızistan’a gelen Dunganlar tarafından inşa edilen caminin en önemli özelliği: tek bir çivi kullanılmamış olması.

Dungan Camii, Karakol kentinin önemli tarihi yapılarından biri. 1877'de Çin’deki ayaklanmadan kaçıp Kırgızistan’a gelen Müslüman Dunganlar tarafından yapımına başlanan cami 1910'da tamamlandı.

 

AHŞAP MİMARİSİNİN SEÇKİN ÖRNEĞİ

Geçme tekniği kullanılarak inşa edilen camii, ahşap mimarisinin de seçkin bir örneği. Karakol’un simge yapılarından biri olan Dungan Camii tek bir çivi bile çakılmadan yapıldı. Ahşaptan yapılan cami, Çin mimarisini yansıtıyor.

19’uncu yüzyılın önemli kültürel miraslarından sayılan Dungan Camii işçiliğiyle göz dolduruyor. Tien-Şan köknarı, karaağaç ve kavak kullanılarak yapılan caminin iç süslemeleri Çinli bir ustaya ait. Üç renkle boyalı caminin ahşap işlemelerinin her biri ayrı güzellikte.

 

DÖRT SÜTUN ÜZERİNE KURULU

Dikdörtgen biçimindeki Dungan Cami 4 sütun üzerine kurulu ve her sütunun üstünde Çin kültürünün önemli bir parçası olarak bilinen ejderha figürü bulunuyor. 3 katmanlı çatının köşeleri de yine Çin’de rastlandığı gibi yukarı bakıyor.

Camiinin kuzey ve güney taraflarında pencereler dikkat çekerken, kıble tarafında pencere bulunmuyor. Bölge Müslümanlarına hizmet veren Dungan Camii mimarisiyle Karakol kentine gelen turistleri kendine çekiyor.

AHŞAP KİLİSE ZAMANA DİRENİYOR

Kırgızistan’ın en önemli kış turizm merkezlerinden biri olan Karakol kentinde, nüfusunun çoğunluğu Müslüman. Kentte iki kilise bulunuyor. Bunlardan; “Kutsal Üçlü” Ortodoks Kilisesi, geçirdiği yangın ve depremlere rağmen hala ayakta.

Kent merkezindeki Ortodoks Kilisesi, ahşap yapısıyla dikkat çekiyor. Kutsal Üçlü adlı tarihi kilise, geçirdiği onarım çalışmalarının ardından varlığını sürdürüyor. Ahşap kilise Karakol kentinin en önemli tarihi yapılarından bir tanesi. Kurulduğu 1863 yılından beri birçok badire atlatan kilise halen ayakta kalma mücadelesi veriyor.

 

YANGINDA YOK OLDU

Kilisenin temeli; Karakol kentinin kurucusu olarak bilinen, askeri mühendis ve gezgin Aleksandr Kaulbars tarafından atıldı. Ardından ahşap bir kiliseye dönüştürülen yapı, 1870 yılının ortalarında çıkan bir yangında yok oldu.

Kilise, 1876'da, tuğla destekli olarak yeniden yapıldı. Ancak bu kez 1889’daki depreme yenik düştü. Bugün ayakta kalma mücadelesi veren kilise 1894-1896 yılları arasında yerli ustalar tarafından yine ahşap olarak inşa edildi.

SOVYET DÖNEMİNDE KAPANDI

1932'ye kadar ibadete açık olan ahşap kilise, Sovyet döneminde kapatıldı. Kilisenin içindeki ikonalar ve diğer eşyalar da bu dönemde kayboldu. Kilise 1944'te onarılarak ibadete açılsa da 1961'de kapatıldı ve 1989'da özel mülkiyete devredildi.

19 yıl önce Kutsal Üçlü adıyla yeniden hizmet vermeye başlayan kilisenin restore edilmesi gündemde. Kentte yaşam süren Hıristiyanlar için kapılarını açık tutan tarihi yapı, hikâyesiyle de ziyaretçilerin ilgisini görüyor.

 

KARAKOL ETNOGRAFYA MÜZESİ

Kırgızistan'ın kuzeydoğusunda Kazakistan sınırına yakın bir bölge olan Isık Göl bölgesinin geçmişine ışık tutan parçalar, Karakol kentindeki Etnografi Müzesi'nde sergileniyor. Tarihi bir binada hizmet veren müzede, 2. Dünya Savaşı'nda yaşamını yitiren askerlerin fotoğrafları ve mektupları da yer alıyor.

Isık Göl bölgesinden çıkarılan arkeolojik kalıntılar, Kırgızlar'ın göçebe yaşamda kullandığı eşyalar 2. Dünya Savaşı'nda hayatını kaybeden Isık Göllüler'e ait mektup ve fotoğraflar müzede sergileniyor. Geçmişin tanığı bu objeler "Karakol Bölgesel Etnografi Müzesi" koleksiyonunun bir parçası.

CANLI ÖRNEKLERİ DE MÜZEDE

Isık Göl bölgesindeki canlı örneklerinin de ev sahibi müze ‘Tüccar Rotası’ caddesinde bulunuyor. Müzeyi barındıran binaysa; 1887'de inşa edilen, tüccar Mihayil İlyin’in sekiz odalı evi. “Tüccar Rotası”nın yolun yaklaşık 200 metre uzunluğundaki bölümü, yol ve kaldırımlarına taş döşenerek, çevresindeki binalarla birlikte, 120 yıl önceki haline dönüştürüldü.

Kente gelen ziyaretçilerinin uğrak yeri olan müze de 1 Kasım 1948’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Kültür bakanları konseyi kararıyla açıldı. Yıllar boyunca çeşitli değişimlerle ayakta kalan yapı, 2001'de bugünkü adı ve görünümüne kavuştu.

 

RUSLAR'IN EŞYALARI DİKKAT ÇEKİYOR

Sekiz odalı müzenin azınlıklara ayrılmış bölümünde bölgede yaşayan farklı kültürlerin geleneksel kıyafetleri ve eşyaları bulunuyor. En çok dikkat çekenlerse 1800'lerin sonunda Kırgızistan’a göç eden Ruslara ait olanlar.

Müzenin Karakol adlı odasında Kırgızların göçebe yaşam sırasında kullandığı at koşumları ve ulusal kıyafetler sergileniyor. Müzenin odaları arasındaki koridorun bir köşesiyse 2. Dünya Savaşında hayatını kaybeden Isık-Göl’lülere ayrılmış.

TARİHİ ŞAHSİYETLERİN FOTOĞRAFLARI

Bölge etnografi salonundaysa arkeolojik kalıntılar, taş yazıları, tarihe geçmiş isimlerin fotoğrafları, Manas destanına adanmış bir pano ve göçebelikten yerleşik yaşama geçiş sürecinde kullanılan tarım aletleri var.

Isık Göl bölgesindeki tarihi bugüne taşıyan “Karakol Bölgesel Etnografi Müzesi” ülkenin kültürel mirasları arasında özel bir yere sahip.

ÜLKENİN TEK HAYVANAT BAHÇESİ

Kırgızistan’ın tek hayvanat bahçesi, Karakol kentinde bulunuyor. 1987 yılında kurulan ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla sıkıntıya düşen hayvanat bahçesi, çalışanların özverisiyle ayakta tutulmaya çalışılıyor.

Onlar Kırgızistan'ın Karakol kentindeki hayvanları koruma merkezinin sakinleri. Ülkede alanında tek olan merkezde 45 kafeste 38 farklı türde hayvan bulunuyor. Aytmatov Caddesi üzerindeki merkezin geçmişi 1987'ye uzanıyor.

 

ÇALIŞANLARIN ÖZVERİSİYLE AYAKTA

Karakol Hayvanat Bahçesi olarak hizmet vermeye başlayan merkez, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla sıkıntılı bir süreç yaşadı. Finansal zorluklar nedeniyle çalışmalar durdu. Çalışanların gayretiyle ayakta kalan hayvanat bahçesi 2002'de Alman çevre koruma birliğinin desteğiyle, hayvanları koruma merkezi olarak yeniden yapılandı.

Bugün 138 hayvanın yaşadığı merkezde kırmızı kitaba giren ender türler de var. Ağırlıkla çocukların ilgi gösterdiği merkeze gelenleri Japonya makakı (şebek) karşılıyor. Vaşak, dağ keçisi, yaban domuzu ve diğer yabani türlerin yanı sıra, kurtların merkezde ayrı yeri var.

MERKEZDE BİR FİLM YILDIZI DA VAR

Kırgızistan ve Kazakistan’da çekilen kimi filmlerde oynayan ‘akbara’ adlı kurt da bu merkezin sakinlerinden. 'Bugu Ene Hayvanları Koruma Merkezi' tarafından da desteklenen kurumda, şahinden, baykuşa, tavus kuşundan ak kuğu ve ördeklere kadar farklı türleri de görmek mümkün.

Rusya ve Kazakistan'daki hayvanat bahçeleriyle işbirliği bulunan merkezde barınakların temizliği de hayli dikkat çekici.

Editör: TE Bilişim