1518 Strazburg'u oldukça sakin ve olaysız bir kent olarak biliniyordu.

Her şeyin olağan seyrinde ilerlediği bir gün, Frau Troffea adıyla bilinen bir kadın sokak ortasında ahenkle dans etmeye başladı. Dans ede ede Strazburg sokaklarında gezmeye devam etmesi üzerine, ailesi dahil birçok kişi onu durdurmaya çalıştı.

Sonunda kadının lanetlendiğini düşündükleri için onu bir katedrale kapatma kararı aldılar.

Ancak bu olay gerçekleşirken hesaba katmadıkları bir şekilde diğer insanlar da yavaş yavaş ona bu dansta eşlik etmeye başladı. Hatta kısa bir süre de bu insanların sayısı 400'e kadar dayandı. Herkes durduk yerde sürekli dans ediyordu.

Bitap düşmelerine rağmen asla durmak bilmiyor ve şehrin sokaklarını bu şekilde arşınlıyorlardı.

Bunun bir çeşit lanet, veba ya da başkaldırı olduğu yönünde fikirler ortaya atılmıştı. Hiçbir koşulda bir çare üretilemiyordu. 30 güne yakın sürede devam eden dans salgını, yüzlerce insanın yorgunluk kaynaklı rahatsızlıklarla ve kalp krizleriyle ölmesiyle son buldu.

Tüm bu kargaşanın ardından uzun bir süre kentte dans etmek yasaklandı.

Kilisenin inancına göre dans eden bu insanlar ruhunu şeytana satmış günahkâr kimselerdi. Dans ettiği tespit edilen kişiler, tedbir amaçlı katedrale kapatılarak bir takım işkencelere maruz bırakıldılar. Salgının son günlerinde bir papazın da salgından etkilenmesi, bu fikri de geçersiz kılacaktı.

Çünkü papazların ruhu şeytan tarafından ele geçirilemez olarak kabul görüyordu.

Bir teoriye göre yüzlerce yıl önce bu kentte yaşayan Aziz Vitus'un ruhu, sapkınca şeyler yapan kişileri lanetlemişti. Bilimsel olarak ortaya atılan bir teoriye göre de o dönem tarlalarda sıkça görülmeye başlanan yabani bir böceğin, insanları ısırması bu olaya yol açmıştı.

Günümüzdeki araştırmaların sonuçlarıysa bu salgının; kilise baskısı yüzünden psikolojisi bozulan insanların, toplu hâlde yakalandığı bir histeri nöbeti olmasının muhtemel olduğunu gösteriyor...

Editör: TE Bilişim