Sivas’ın Divriği ilçesinde Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlı Mengücek Beyliği döneminde Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah ve eşi Melike Turan Melek tarafından, Muğis oğlu Ahlatlı Hürrem Şah’a inşa ettirilen Divriği Ulu Camisi ve Darüşşifası mimari özellikleri ile dünyada eşi benzeri bulunmadığı gibi devam eden restorasyon çalışmalarında uygulanan tekniklerle de dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor.

TÜRKİYE’DE İLK OLMUŞTU

Üzerindeki taş işlemeciliği ile dünyada eşi benzeri bulunmayan eser, 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasları Listesi’ne alındı. Divriği Ulu Camisi Türkiye’de, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine giren ilk eser oldu. 1228 yılında başlanıp 1243 tarihinde tamamlanan eserin, üzerindeki yaklaşık 10 bin motifin her birinin farklı olması ve simetrik görüntüsüne rağmen asimetrik mimari özelliği ile dünyada eşi benzeri bulunmuyor. Muğis oğlu Ahlatlı Hürrem Şah tarafından inşa edilen eser mimarın ilk ve son eseri olması ile de dikkat çekerken Anadolu’da bir erkek ve bir kadının birlikte inşa ettirdiği tek eser olma özelliği de taşıyor. Eserin en dikkat çekici özelliklerinden birisi ise güneşin hareketi ile kapılarının üzerine düşen namaz kılan insan silueti.

SIRRI BUGÜN BİLE ÇÖZÜLEMİYOR

Divriği Ulu Camisi ve Darüşşifası hakkında bilgi veren Divriği Kaymakamı Muhammet Öztabak, mimari özellikleri ile dünyada eşsiz olan eserdeki birçok hususun günümüz teknoloji ile bile ifade edilemediğini belirtip, "Dünyada eşi benzeri olmayan bu eserin dikkat çeken şöyle bir özelliği var. Üzerindeki taş işlemeciliği sanatıyla ortaya çıkartılmış motifler uzaktan bakıldığında birbirinin benzeri gibi görülse de yakından bakıldığında asimetrik oldukları anlaşılıyor. Sağda bulunan bir işlemi soldaki ile benzermiş gibi görülse de yakından incelendiğinde muhakkak aralarında bir fark olduğu ortaya çıkıyor. Eserin üzerinde 10 binden fazla işleme var. Ama bu şekillerin hiç biri birbirine benzemiyor. İşlemelerin insan gözü ile görülmeyecek noktalarındaki bu farlı işçilik gerçekten hayret verici. O dönem ki teknolojik imkanlar göz önüne alındığında bu derece hassas bir hesaplamanın nasıl yapıldığını bugün bile anlamak mümkün değil. Bu özellikleri ile eser kendini dünyada essiz bir yere sokuyor" dedi.

RESTORASYON ÇALIŞMALARI İLE DE DÜNYADA İLK

Öztabak, “Restorasyon çalışmaları 1995 yılında başladı. Türkiye’deki en kapsamlı restorasyon çalışmalarından biri burada uygulanıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde yürütülen bir çalışma. Şuanda 11 kişilik alanında uzman olan bir bilim kurulu denetiminde restorasyon çalışmaları sürüyor. Bilim kurulunun onayından geçmeyen hiçbir adım atılmıyor. Çok ayrıntılı ve hassas bir çalışma yürütülüyor. Dünyada eşi benzeri olmayan bir çalışma bu" ifadelerini kullandı.

Öztabak ayrıca restorasyon çalışması devam eden caminin kısmen ziyaretlere açık olduğunu belirtip, "Camimiz ziyaretlere açık. İsteyen vatandaşlarımız ilçemize gelip caminin dış yapısını görebilirler. Fotoğraf çekebilirler. Ancak şimdilik kendi güvenlikleri için caminin içerisine ziyaretçi alamıyoruz. Restorasyon çalışmaları tamamlandığında caminin içerisini gezme imkanı da bulacaklar" diye konuştu.

250 BİN FOTOĞRAF KAYDA ALINDI

Alanında uzman bir firma tarafından yürütülen restorasyon çalışmalarında Dünyada bugüne kadar uygulanmamış bir teknoloji deneniyor. Yüksek çözünürlüklü özel fotoğraf makineleri ile bina yüzeyindeki işlemeler minimetrenin 1/20 ölçeğinde fotoğraflanıp 3 boyutlu olarak kayıt altına alınıyor. Gelişmiş bilgisayarlara yüklenen bu fotoğraflar uzmanlar tarafından binlerce kat büyütülerek inceleniyor. Bugüne kadar bu sistemle çekilen milyonlarca fotoğraftan 250 bin’den fazlası işlenerek sisteme alındı. Dünyada ilk kez Türkiye’de ve Divriği Ulu Camisi restorasyonunda uygulanan bu sistem ile cami yüzeyindeki gözle bile görülmesi mümkün olmayan her ayrıntı kayda alınmış oluyor. Sistem, gelecekte cami yüzeyinde oluşabilecek bir kayıpta kaybolan parçanın bire bir aynısının 3 boyutlu yazıcılar ile yeniden yapılmasına imkan sağlayacak.

Kaynak: iha