28 Şubat Post-modern darbenin ürünü olan zat-ı şahane, dost-modern darbeyi tedavüle soktu... Mübarek Karaca Ahmet mezarlığı gibi, gömerek gidiyor. Yol arkadaşlarını, ahretliklerini, kalem artıklarını, milletin değerlerini, devletin omurgasını, demokrasiyi gömüyor da gömüyor... İyide şimdi diyeceksiniz ki, gömülenin hiç mi suçu yok? Şüphesiz ki var, hemde çok... Demokrasinin bekçiliği iddiasında olanlar, hiç demokrat olmadı, kaldı ki zat-ı şahane demokrasiyi tramvay olarak gördüğünü, baştan ilan etmişti... Devlet tapınıcıları, devletin kartonlaştığını göremediler... Millet değerlerini hep folklorik bir boyutta gördü, içselleştirmedi, kartvizitleştirdi... Yol arkadaşları, yol döşenirken, bile bile lades dedi... Ahretlikleri zaten ahrete inanmıyordu... Kalem artıkları, artık oldukları için mukadderatlarını baştan kabul etmişlerdi... Neyse laf çokta... Ahmet Davutoğlu da mezarlıkta yerini aldı... Mezardan çıkmak mümkün mü? Burası Türkiye... Gürcan Dağdaş

Editör: TE Bilişim