Kışın sıcacık kapalı mekanlara çekildiğimiz doğrudur. Özellikle girip çıkamadığımız bizi iyi hissettiren sıcak duşlar her derde deva. Bir seviye atlayıp tüm kirlerimizden arınalım istedik. Kesedeki kahverengi ölü derileri görene, parmaklarımız buruş buruş olana, o göbek taşına yapışıp kalana kadar.

Bunları yapabilmemiz için öncelikle en güzelinden bir hamam seçmemiz lazım.

Süleymaniye Hamamı

Parmakla gösterilen hamamlardan birindeyiz. Turistlerin gözdesi bu hamam Kanuni Sultan Süleyman’ın isteği üzerine 1557 yılında yapılıyor. Orjinal bacalarıyla ve süslemeleriyle pek bir ilgi çeken hamam 1924 yılında kapatılıyor. Ta ki restorasyon çalışmaları bitene kadar. Yani 2004 yılına kadar.

Kapasitesi o kadar geniş değil o yüzden rezervasyon yaptırmanız şart. Ayrıca öyle kadın erkek ayrımı yok. Unisex bir hamam. Ama daha çok aileye ve internet sitesinden de anlayacağımız gibi turistlere açık. Sitede Almanca, İngilizce hatta İspanyolca bile var ama Türkçe yok.

Mekanda çay-kahve vs. gibi içecekler de servis ediliyor.

Cağaloğlu Hamamı

Zamanında (1741 yılında) Ayasofya Camii’ne gelir sağlamak için yapılan hamam, Sultanahmet’i Cağaloğlu’na bağlayan Yerebatan Caddesi üzerinde.

Atmosfer harika: Osmanlı mimarisi ile barok üslubun harmanlandığı bu hamamdan kimler gelip kimler geçmiş: Florence Nightingale, Alman İmparatoru II. Wilhelm, Gianfranco Ferre, Ömer Şerif, Harrison Ford…

Bu hamamı diğerlerinden ayıran şey bar, lokanta ve kafenin bulunması. Ayrıca kese, göbek taşında kuru masaj, sabunlu masaj ve köpüklü yıkama gibi birçok seçeneği de var.

Ayasofya Hürrem Sultan Hamamı

Kanuni tarafından Hürrem adına yaptırılan bu hamam, Ayasofya Müzesi ile Sultanahmet Camii’nin arasında. 450 yılı aşkın bir tarihi de içinde barındıran hamamda masajın hakkı tam anlamıyla veriliyor. Çalışanların birçoğu bu konuda eğitim almış.

Zevk-i Sefa, Keyf-i Hamam, Pir-i Pak, Ab-ı Hayat gibi size temizliği, rahatlığı vaad eden paket seçenekleri de mevcut.

Osmanlı usulü şerbet, lokum, kayısı, ceviz, çay gibi ikramları da dinleme sırasında sizi cezbedecek. Şu sıralar acil olaraktan paklanmaya ihtiyacınız varsa burayı bir yerlere not edin.

Çemberlitaş Hamamı

Bu hamamımız da yine Mimar Sinan eliyle yapılmış. Bu kez emri Süleyman değil 3. Murad’ın annesi Nurbanu Sultan vermiş. 430 yıllık da bir yaşanmışlığı var, az değil.

Bu hamama girdiğinizde çıkmanız pek kolay olmayabilir. Sizi mest edecek öyle güzel hizmetleri var ki: Aromaterapik Yağ Masajı, Refleksoloji, Hint baş masajı, kil maskesi, sultan banyosu…

Şimdilerde yeniden pek bir popüler olan Gelin Hamamı burada da var. Kadın tarafı ister yemekli ister yemeksiz burada hem eğlenebilir hem de arınabilir.

Ağa Hamamı

Galatasaray Hamamı’ndan sonra Beyoğlu’nda en çok tercih edilen hamamlardan biri Ağa Hamamı.

1454 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilmiş. O zamanlar hamamı bir kendi bir de şehzadeler kullanabiliyormuş. Şimdilerde ise turistlerin gözdesi. Fiyat olarak da birçok hamama göre uygun.

Konumunu soracak olursanız da Galatasaray Hamamı’nın hemen 100 metre ilerisinde.

Çinili Hamamı

Bu kez turistik yerlerden biraz uzaklaşıp Üsküdar’a gidiyoruz. Adını Çinili Camii’den alan hamam 1640 yılında Kösem Sultan tarafından yapılmış. Ama adı sizi yanıltmasın, gittiğinizde çini falan göremeyeceksiniz. Hamama ismini veren bu çiniler çalınmış.

Basık ve kapalı hamamlara karşın bu hamam pek bir ferah. Bu da geniş bir alana sahip olması ve kubbelerin baya bir yüksek olmasından kaynaklanıyor.

Haftanın her günü açık olan hamamda isteğe bağlı köpük masajı, kese, yağlı masaj da yapılıyor. Kına ve gelin hamamını da unutmayalım.

Tarihi Galatasaray Hamamı

1481 yılında Sultan 2. Beyazıt tarafından inşa ettirilen bu hamam, birçok paşaya, sadrazama, kadıya, padişaha hizmet vermiş. Konum olarak da İstiklal ile Çukurcuma’yı bağlayan, güzel kafeleri, küçük eskici ve tasarım dükkanlarıyla gönlümüzü fetheden Turnacıbaşı Sokak’ta.

Hamamda öyle farklı bir servis yok, klasik servislerden; kese, sabunlu masaj, köpük banyosu, yağlı masaj.

Mekana para basarsanız; hamamı kapatabilir, fasıl ya da oryantal gösterileri izleyebilirsiniz.

Acemoğlu Hamamı

Celal Ağa Konağı içinde bulunan Acemoğlu Hamamı, Osmanlı mimarisinin en büyük örneklerinden biriymiş. Bu hamam da birçoğu gibi Mimar Sinan’ın eseri.

Hamam İstanbul’un en eski hamamı olma özelliğini taşıyor. Yapımından iki yüzyıl sonra yani 17. yy’da Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile restore edilen hamamın ilk adı Acemi Oğlanlar imiş. Daha sonra da Acemoğlu ismini almış.

Burayı özel kılan şey ise kese, köpük masajının yanında yaptıkları çikolata maskesi.

Kılıç Ali Paşa Hamamı

Kendini kuş gibi hissetme deyimi bu hamamın tam anlamıyla karşılığı olmalı. Şimdilerde Tophane’nin sembol yapılarından biri olan bu hamam, 1578-1583 yılları arasında “Denizlerin Fatihi” Kılıç Ali tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış.

Kişisel uygulamaların dışında Gelin Hamamı, Damat Hamamı, Kırk Hamamı gibi etkinlikler de düzenleniyor.

Hamamın bir de Derya isminde dükkanları var. Burada çeşit çeşit peştemallar, havlu ve bornozlar, lifler, keseler, taslar, damgalı sabunlar, bakır taslar bulabilirsiniz.

Öyle bir kere gitmekle kalmayacak, buranın müdavimi olacaksınız.

Mihrimah Sultan Hamamı

Bu kez Edirnekapı’dayız. Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı için Mimar Sinan’a yaptırdığı hamam 1565 yılında tamamlanmış. Bu yer yenilenme ve yanaklarınızın al al olması için birebir.

Önce göbek taşı ya da saunada iyice bir terleyin, sonra kuru masaj, kese üstüne köpük masajı da yapıldı mı ohhh miss! Üstünüze temizi yok! Birçoğu gibi gelin/damat hamamı hizmetleri de bulunuyor.

Gedikpaşa Hamamı

Kapalı Çarşı’ya çok yakın olan bu hamam ismini de aldığı Gedik Ahmet Paşa tarafından 1475’te dönemin ünlü mimarlarından Mimar Hayrettin’e yaptırılmış.

Erkek ve kadın diye ayrılan çifte hamamlardan.

Bölgede havuzlu hamam bulmak zor ama burada var. Yani havuz keyfi yapmak isteyenler için de ideal bir yer.

Editör: TE Bilişim