1521’de Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan Süleymaniye Camii, geçmişten günümüze gelen en önemli tarihi yapılardan biri olarak öne çıkıyor.

Çorlu şehir merkezinde ilçenin iki büyük meydanından biri olan Cumhuriyet Meydanı’nda günümüzün modern mimari binaları arasında yıllara meydan okurcasına tüm ihtişamıyla dikkat çeken 498 yıllık Süleymaniye Camii, ilçeye gelen yerli ve yabancı turistleri adeta büyülüyor. Geçmişten günümüze gelen en önemli eserlerden biri olan Süleymaniye Camii vakit namazlarında adeta hınca hınç doluyor. İçi de dışı kadar görkemli olan tarihi caminin içerisindeki kuşaklarında Mülk Suresi, kubbesinde ise Fatiha Suresi yer alıyor. İlk yapıldığında 22 odalı medresesi de bulunan Çorlu’nun tarihi yapılarından biri olan Süleymaniye Camii’nin kütüphane kapılarında küntekari sanatı yer alıyor.

2017 yılının Şubat ayından bu yana Süleymaniye Camii’nde görev yapan imam hatip Hasan Moroğlu, “Süleymaniye Camii tarihi olarak 1521 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Mimarı da Acem İshak olarak bilinmektedir. Camimiz ilk yapıldığı andan itibaren bir külliye şeklinde yapılmıştı. Caminin ilk şekline bakıldığında imarethanesi, hamamı ve medresesi vardı. 22 odalı medresesi olduğu bilinen cami, ’Cami Kebir’ olarak da biliniyor ve büyük cami olarak da anılıyordu. Caminin tek kubbeli, tek şerefeli, tek minareli halde yapıldığını, kubbelerinin 8 tambur üzerine oturtulduğunu görüyoruz. Caminin kullanılan malzemeleri kesme taş şeklinde yapılmış” dedi.

Camideki restorasyon çalışmaları hakkında da bilgi veren Moroğlu, “Camimiz 1898 tarihinde oluşan deprem nedeniyle bir yıkıma uğramıştır. Minaresi ve dış cemaat bölümünün iki bölümü yıkılmış ve 1949 tarihinde cami tekrar onarılmıştır. Camimiz ilk yapıldığı tarihin ardından 1590 tarihinde de bir onarım geçirmiş. Şu anda da restorasyon çalışmaları tamamlanmış, proje aşaması bitti ve ihale aşamasına geldi” dedi.

Camide kullanılan el sanatları ile ilgili bilgiler veren Hasan Moroğlu, “Minberimiz tek mermer levha halinde yapılmış. Geometrik bezeme şeklinde yapılmış. Bu da Osmanlı tarihinde devamlı kullanılan ve günümüze kadar gelen sanat eseridir” diye konuştu.

Hasan Moroğlu ayrıca, “Camimizin mihrabı da aynı şekilde yapıldığı tarihten günümüze kadar ulaşan ve Osmanlı’nın güzel olarak kullandığı mukarnas sanatını ve asma olarak da mermerleri işleme şekliyle günümüze kadar ulaşmaktadır” dedi.

Caminin 498 yıllık tarihi kapısı ile ilgili de bilgi veren Moroğlu, “Camimizin giriş kapısına baktığımızda en üst tarafında nişik sanatının kullanıldığını, yani taşı oyarak bir desen ortaya çıkarıldığını görüyoruz. Onun alt tarafına baktığımızda Osmanlıca ve Farsça yazılı caminin kitabesi yer alıyor. Bu kitabe de sülüs yazısı ile yazılmış. Caminin yapılış sırrı da bu kitabede gizlidir. Hicri olarak 928 tarihini gösteriyor, miladi olarak da 1521 tarihini göstermektedir. Bunu ebced hesabıyla Osmanlıca hesaplarla caminin yapılış tarihi ortaya çıkmaktadır. Caminin kitabesinin alt tarafında bulunan renkli mermer gamalardan da kemer şeklinde desen ortaya çıkıyor. Caminin yapılış tarihinden günümüze kadar ulaşan kapısına baktığımızda da küntekari sanatıyla yapılan kapıyı görüyoruz” şeklinde konuştu.

Hasan Moroğlu, “Camimizin kapısına baktığımızda en üst tarafta taşı oyarak yapılan sanatı görüyoruz. Bu da yine Osmanlı’da kullanılan sanat eseridir. Onun alt tarafında yer alan ve sülüs yazısı ile yazılan Osmanlıca-Farsça caminin kitabesine baktığımızda cami hicri olarak 928, miladi olarak 1521 tarihinde yapıldığını ebced hesabıyla ortaya çıkıyor. Hemen onun alt tarafında yer alan renkli mermer gamalara baktığımızda kemer olarak kullanıldığını görüyoruz. Kapıda ise küntekari sanatı kullanılmış ve şu anda da bizim koruduğumuz bir eserdir” diye konuştu.

Kaynak: iha