1336 yılında Türk-Moğol aşiretlerinden Barlaslar'ın önderi Turagay'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Moğollarla Türkmenler arasındaki çatışmadan güçlü bir bey olarak çıktı. 1370'de en büyük rakibi Emir Hüseyin'i yenerek Maveraünnehir'in tek hakimi oldu.

Cengiz Han soyundan gelen Kazan Sultan'ının kızı ile evlenerek, Cengiz nesliyle akrabalık kurmuş, böylelikle bu coğrafyada yaşayan halklar arasında etkisini güçlendirmişti.

100.000 kişilik ordusuyla Harezm, Horosan ve Azerbeycan üzerine seferler yaptı. Bağdat, Halep ve Şam'ı ele geçirdi. Gürcistan üzerinden Kafkas dağlarının kuzeyindeki bozkırlara ulaşıp Altınordu Devleti'ni yıktı.

En uzun ve kanlı seferini ise Anadolu içlerine yaptı. Çubuk ovasında Osmanlı Hükümdarı Yıldırım Beyazıd'ı mağlup ederek esir aldığı Ankara savaşıyla, Osmanlı Devleti 11 yıllık fetret devrine girerken Anadoludaki siyasi düzen tamamen değişmişti.

1405 yılında Çin seferine çıktığı sırada hastalanarak öldü. Öldükten sonra, Semerkant'a, genç yaşta vefat eden torunu Muhammed Sultan'ın yattığı türbeye defnedildi.

Sovyet bilim adamları 1941 yılında Timur'un mezarını açıp naaşını incelemek istedi. Bölgede yaşayan Özbekler ise durumu sert tepki gösterdi. Hayır, tahmin ettiğiniz gibi atalarına yapılan saygısızlık olarak gördükleri için değil, Timur'un savaşçı ruhunun yeniden yeryüzüne döneceğinden, savaş çıkıp kan döküleceğinden korktukları için bu duruma karşı çıktı Özbekler.

Ama nihayetinde sözlerini dinletemediler. Sovyet bilim adamları 19 Haziran 1941 tarihinde Timur'un naaşını mezarından çıkarıp Moskova'ya götürdü.



İster lanete inanın, ister tesadüf deyin ama mezar açıldıktan tam 3 gün sonra, 22 Haziran 1941 tarihinde, Nazi Almanya'sı, Sovyet Rusya'ya ani bir saldırı gerçekleştirip savaş ilan etti.

İkinci Dünya Savaşı'nın en geniş harekât alanına sahip ve eşi görülmemiş vahşetin ve yıkımın yaşandığı, 20 milyondan fazla insanın yaşamını yitirdiği Alman-Rus Savaşı, dünya tarihinin en kanlı muharebesi olarak tarihe geçiyor.

Diğer yandan, Moskova'ya götürülen iskelet halindeki naaş, fotoğraflanıp filme alınıyor, üzerinde incelemeler yapılıyor ve Kasım 1942'de, mezarına geri getirip İslamî usüle göre tekrar defnediliyor.

Gerçekten aksak mıydı?

Araştırmadan ortaya çıkan gerçekler ise tarihi kaynakları doğruluyor. Gerçekten de Timur aksaktı, kalça kemiğindeki bir incinmeden dolayı topallıyordu. 1.73 boyunda olduğu da Rusların yaptığı incelemelerde ulaşılan bir başka bulgu. Ayrıca araştırmalar sırasında Timur'un kafatasının kalıbı çıkartıldı, böylelikle yüz tipini çok net biçimde öğrenilmiş oldu

Editör: TE Bilişim