Almanya’da RWTH Aachen Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Dağtekin, iş hayatına atıldı ve ömrünün 50 yılını bu ülkede geçirdi. Ancak ülkesine dönmek ve güney kıyılarında tarımla uğraşmak hep aklının bir köşesindeydi. Bu hayalini 2005 yılında gerçekleştirdi. Antalya’nın Gazipaşa ilçesine yerleşen Dağtekin, buradan 15 dönümlük bir arazi aldı ve tarımsal üretim yapmaya başladı. Bunun için de Türkiye’nin geleneksel tarım ürünleri yerine tropikal meyveleri tercih etti. Bugün bahçesinde muz, avokado, mango, papaya ve liçi gibi 10’dan fazla tropikal meyve yetişiyor. Ancak Dağtekin’i tropik ürün yetiştiricileri arasında farklı kılan, bu meyveleri üretmesi değil; kahve yetiştiriyor olması!

Türk kahvesi yaratmak

İklim ve toprak bakımından çok seçici olan kahve bitkisinin yetiştiricisi olan ülke sayısı bu yüzden oldukça az. Türkiye bu ülkelerden biri değil. “Türk kahvesi” olarak bilinen lezzetin arka planında ise aslında yurtdışından gelen çekirdekler bulunuyor. Yaşar Dağtekin örneğinde olduğu gibi, Anadolu coğrafyasının iklim çeşitliliği ile modern tarım yöntemleri birleştirildiğinde, kelime anlamıyla bir “Türk kahvesi” yaratmak hiç de imkansız değil.

1950'den sonra ilk kez

Aslında Türkiye’nin kahve serüveninin ilk adımları bundan yıllar önce, 1950’li yıllarda atılmıştı. Ancak o dönemki teknolojik yetersizlikler yüzünden olumlu sonuç alınamadı. İlk başarılı adımlar ise bundan yaklaşık 60 yıl sonra, 2016 yılında atıldı. Mersin’in merkez ilçesi olan Toroslar Belediyesi, sahip olduğu iklimsel avantajı değerlendirmek için alternatif ürün arayışına girmiş, bunun için önce ejder meyvesi yetiştirmeye başlamıştı.

Antalya'da AR-GE çalışmaları

Mersin’in ardından Antalya’da da kahve tarımı için adımlar atılmaya başladı. Bunun için Yaşar Dağtekin’in girişimlerinin yanı sıra kamu öncülüğünde de adımlar atıldı. Antalya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, BATEM ve MÜSİAD arasında imzalanan Kahve Yetiştiriciliği Protokolü, bölgede bu alanda geliştirilecek projeler için Ar-Ge faaliyetlerini başlattı.

Editör: TE Bilişim