Ağırlıklı olarak Habererk’te yayınlanan yazılarından oluşan bu serinin ilk kitabında kendi ifadesi ile “hem nalına hem mıhına vuran” Oktay, serinin ikinci kitabında da hem nalına hem mıhına vurmaya devam ederek tarihe notlar düşüyor. Osman Oktay bu konuda şunları söylüyor:
“Yıllardan beri “Uyuyan güzeller”e dönen/döndürülen Türk Milliyetçilerini uyandırmak istiyorum.
En keskin kılıçları yapan ustalar ellerindeki çekici bir örs üzerindeki malzemeye bir de örse vururlar. Elde yalın kılıç giden yiğitlerin vazgeçilmez binitleri olan atların en büyük yardımcı unsurları nallarıdır. Nalları olmayan ya da nalı yıpranan at kendisinden beklenenleri yerine getiremez ve hatta yığılır kalır. At nallamak da büyük ustalık ister. Nalbantlar atların ayaklarına nal çakarlarken tıpkı kılıç döven ustalar misali bir nalına bir de mıhına vururlar ki işin püf noktalarından biri de odur. Ben dahi yazılarımda hem nalına hem mıhına vurup ses getirmeye çalıştım. Bu manada elbette Türk ülkücülerine, Türk milliyetçilerine de sitemlerim, dokundurmalarım oldu. Çünkü onların, “Yiğitler silkinip ata binince/Derelerde Bozkurtlara ün olur” şarkısını söyleyerek harekete geçmelerini istiyor ve bekliyorum…”
***
“Ey okuyucu!
Yazdıklarım benim olduğu kadar senin, sizin, hepimizin ve aslında doğrudan doğruya aziz Türk Milleti’nin derdi, sıkıntısı. Bu şartlar altında Vatan Mahzun Ben Mahzun olmaz mıyım? Bu şartlar altında Vatan Mahzun Sizler Mahzun olmaz mısınız?
Onlar mı?
Onlar gerçeklere karşı sağır, dilsiz ve kör oldukları için mahzun olmaz, kederlenmez, günlerini gün etmeye devam ederler. Ta ki Kıyamete kadar…
Yine de üzülmeyelim… Doğruluktan, dürüstlükten, ideallerimizden şaşmayalım. Allah’ın izniyle gün bize de doğar. Ben, Hazreti Muhammed’in, Mekke’den Medine’ye hicret ederken Hz. Ebu Bekir’e söylediği “Üzülme, Allah bizimledir” sözünün bizlere de bir müjde olduğuna inanıyorum. Çünkü bizler adaletten şaşmayız, kul hakkı yemeyiz, hak etmediğimiz işe talip olmaz, haksız kazanç peşinde koşmaz, hak etmeyeni hak etmediği yere getirmeyiz. Çünkü bizler kin ve nefret saçmaz, insanları ötekileştirmez, lükse, israfa, şatafata dalmaz, Yunus Emre’nin söylediği gibi “Yaratılanı Yaratan’dan ötürü sever, hoş görürüz” ve buna sözde değil özde uyarız. Kısacası bizler, Anadolumuzun kapılarını açan Malazgirt kahramanı Sultan Alparslan’ın dediği gibi “Temiz Müslümanlarız. Bid’at, kötülük nedir bilmeyiz” ve “Onun için Allah’ın bizleri aziz kıldığına” inanırız.
Dolayısıyla Mahzunluk Bitmese ve Kıyamet’e kadar sürse de sabrın sonu selamettir. Yılmayacak, yıkılmayacak, hem nalına hem mıhına vurmaya devam edeceğiz. İdealistliğin, yüce bir davaya inanmışlığın gereği de bu değil midir?”
Her iki kitap da Kitap Yurdu gibi internet üzerinden satış yapan sitelerden ve Osman Oktay’ın kendi adresi ile irtibat kurularak temin edilebilir.
