Hastaneye ziyarete giden hasta yakınları, dışarıdan yemek götürülmesinin yasak olduğunu bile bile hazırlıklı giderler.

Kimi dolma sarar, kimi börek yapar, kimi de kuru köfte götürür. Oysaki nekahat dönemindeki hastalarına doktor perhiz vermiş, kontrolü dışında yemekler yemesini yasaklamıştır.

Ancak bizim insanımız yufka yüreklidir, dayanamazlar sevdikleri kişinin o tatsız, tuzsuz, yağsız hastane yemekleriyle beslenmesine.

İki arada bir derede, içeriye refakatçiye getirdik diye soktukları yemeklerini zaten zayıf, solgun ve de kuvvetsiz gördükleri hastalarının ağzına tıkıverirler.

Bu hareketi yaparken o kadar masumdurlar, ona iyilik yaptıklarından o kadar emindirler ki, aslında halisane niyetle giriştikleri bu işin en sevdiklerine zarar verebileceğini, tansiyon yükselmesine, mide rahatsızlıklarına yol açabileceğini düşünemezler bile...

İşte bugün Türk Devleti’nin mührünü teslim ettiğimiz emanetçiler hakkındaki iddiaları, üstelik te beka, vatanseverlik, global saldırı gibi temalarla örtmeye kalkmak işte o çok sevdiğimiz hastaya yağlı dolma yedirmek gibidir.

İyi niyetle başlasa da sonu kötüye gider.

Teşbihte hata olmaz.

Gerçek vatanseverler bugün tüyü bitmemiş yetimin hakkını çaldığı söylenenlerden hesap sorma çabasında olanlardır.

Gerçek vatanseverler adaletin peşinde koşanlardır.

Gerçek vatanseverler görüp te görmezden gelmeyenlerdir.

İnsan olmanın da, vatandaş olmanın da, inançlı olmanın da gereği budur.