Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, bugünkü köşesinde ağır bir yazı kaleme aldı. Hedefinde de köşe yazarı ve yorumcu Rasim Ozan Kütahyalı vardı. Hakan, Kütahyalı'nın, "Tutuklanabilir, tutuklanacak, emniyet izliyor, Allah taksiratını affetsin" gibi hakkında yazdığı yazılara savcıların yaptığı açıklamalarla yanıt verip, Kütahyalı'ya "Cazgır ve tetikçi şebelek, tescilli bir müfteri, sonuna kadar utanmaz, sonuna kadar madrabaz, sonuna kadar şaklaban" diye seslendi.

İşte Hakan'ın bugünkü o köşesi:

Yeni Türkiye'nin tetikçi şebeleğini takdimimdir
İlgili Savcılar, önceki gün bir açıklama yapmışlar.
Demişler ki:
- Ahmet Hakan'ın herhangi bir davada adı bile geçmedi. 
- Ahmet Hakan'ın adı hiçbir soruşturmada yer almadı. 
- Ahmet Hakan'ın tutuklanması diye bir şey yoktu, hiç olmadı.
- Bu iddiaları ortaya atanlar iftira atıyorlar, yalan söylüyorlar.

Elhamdülillah.
Zaten temizdik.
Müfterilerin pisliklerinden de temizlenmiş olduk.

Madem öyle...
O zaman medyada son dönemlerde ortaya çıkan cazgır ve tetikçi şebelekle
hesaplaşmanın vakti gelmiş demektir.

Bu cazgır ve tetikçi şebelek, bakın 2011'de neler yazmış, neler söylemiş...
Onlarcasından sadece birkaçını alıntılıyorum:
- Savcılar Ahmet Hakan'ın bağlantılarını araştırıyor, yakında tutuklanabilir. (Şubat
2011 / Beyaz TV ekranı... Rasim Ozan höykürüyor programı)
- İkinci iddianame geliyor, Ahmet Hakan 2012 yılında tutuklanacak. (Şubat 2011 /
Takvim gazetesi – Rasim Ozan Kütahyalı yazısı)
- Ahmet Hakan savcılık ve emniyet tarafından 2009'dan beri izleniyor. (Aralık 2011 /
Sabah gazetesi internet sitesi – Rasim Ozan Kütahyalı röportajı)
- En geç 2012'nin sonunda Ahmet Hakan tutuklanacak. (Aralık 2011 / Takvim gazetesi
– Rasim Ozan Kütahyalı yazısı) 
- Allah taksiratını affetsin... Ahmet Hakan çok yakında tutuklanacak... Ben savcıların
elçisiyim, elçiye zeval olmaz. (Beyaz TV – Rasim Ozan höykürüyor programı)

Ve bugün...
Savcılar diyor ki:
"Hepsi yalan, hepsi palavra, hepsi iftira".

Buradan ne çıkar?
Şu çıkar:
Bu cazgır şebeleğin bir zamanlar Ahmet Kaya'ya çatal bıçak fırlatanlardan hiçbir farkı
olmadığı, eline fırsat geçtiğinde herkesin üzerine çatalı bıçağı fırlatmakta zerre kadar
tereddüt etmeyecek karakterde biri olduğu gerçeği ortaya çıkar.

Daha da önemlisi...
Bu adamın artık "tescilli bir müfteri" olduğu gerçeği ortaya çıkar.

Normal şartlar altında bu kadarının bile bu şebeleğin insan içine çıkamaması için yetip
de artması gerekir.
Fakat heyhat!
Bu şebelek, bırakın insan içine çıkamamayı, sanki pisliği yapan kendisi değilmiş gibi,
gayet pişkin bir şekilde bugün de tutmuş "Emniyet yargı cuntası vardı, bu cunta önüne
geleni tutukluyordu" diyor, diyebiliyor.
Ve hepimizi "emniyet yargı cuntası" adını verdiği bu yapıyla mücadele etmeye çağırıyor.
Kısacası...
İktidara yancılık yapmanın özgüvenine yaslanarak...
Daha düne kadar sırnaştığı polislere ve savcılara veryansın ediyor.
Daha düne kadar "demokrasi kahramanı" diye yaladığı polis ve savcılara bugün
"cuntacı" diyor.

Sonuna kadar utanmaz, sonuna kadar madrabaz, sonuna kadar şaklaban.
Ar yok, hayâ yok, utanma yok, sıkılma yok.
Öyle tıynetsiz ki...
İktidar partisi, azıcık güçten düşse...
"Tayyip Erdoğan var ya... Çok diktatördü çok" diye ilk bu yazar.

Eski Türkiye'nin tetikçileri, hiç değilse görevlerini gayet sofistike yöntemlerle
yaparlardı.
Yeni Türkiye'nin tetikçisi ise işte bu...
Alın, hayrını görün.

Editör: TE Bilişim