Mahalle baskısı!

Abone Ol

Lider karar adamıdır.

Kelimeleri basite indirgeyip cümleler kurmaz.

Kurduğu cümlelerin de altına imzayı atar.

Sayın Akşener kararını vermiştir. Anlaşılan o ki kesin ve değişime kapalı bir karardır.

Saygı duymalı ve kendisini onursal başkan yaparak aktif dinlenmeye bırakmalı.

Siyasette kabulü olmayacak geri dönüş sinyalini dahi vermemelidir.

Verir ise geri döner ise ne olur?

Bir zamanlar MHP içinde ki mücadelesi ve İYİ Parti de devam ettiği yolu yara alır.

Asılsız ithamlar İle başlayan seçim süreci kaldırılamaz bir hale döner.

Mahalle baskısı, geri dön çağrıları anlamsızdır.

Liderin aldığı karara saygı Töre Ölçüsüdür.

Tüzük değişir.

Genel Başkanlık yanına icra komitesi eklenir.

Meral Akşener İcra komitesinin başına getirilir.

Problem çözülür, sıkıntı kalkar…

Delegenin ve yönetimin gönlü olur, verdiği karar; yakışan siyasi bir karar olarak tarihe not düşer.

Olayların perde arkası yazılıyor, konuşuluyor.

Basit ama geçerli olan tek unsur unutuluyor.

Perde arkasına engel olabilecek ve ağzı olanın konuşması alınan karar ve verilen adil yaklaşım ise engellenecekti. Bunu başaramadıysanız yönetim ve yönetim kontrolü, lider sorgulanır.

Buna engel olamazsınız.

Ortada başarı var diyorlar ve ölçüyü 43 sandalyeye bağlıyorlar.

Yola çıkış gayesi…,hedefteki makam, Türkiye’yi yönetme arzu ve isteği.

Bu ölçüyü yakalayabildiniz mi?

Sandalye sayısına çıkan oy İle Cumhurbaşkanlığı oyu arasında ki fark belli.

Şu oldu bu oldu diye bir düşünce olmaz siyasette.

Belge ve ispat hukuku olur.

Yoksa boş konuşmanın ve yazmanın anlamı olmaz.

CHP ile ittifak yanlıştı diyorlar; evet doğruyu söylüyorlar.

Onbeş milletvekilin gelişi yanlıştı diyorlar; evet doğru söylüyorlar.

Yüzbin imza İle geleceğim diyen ve hedefi yüksek olarak belirleyen şahsi oyu 11 lerde görünen

Sayın Meral Akşener ve ekibi bu iki hareket ile doğru yolunu eğri yola çevirmiştir.

Kadın hareketini başlatamamış, bir ikinci Adıvar olamamıştır.

Sarayın strateji yanında ABD ve İngiliz aklını çözememiştir.

Yaptığı her toplantıda ve basın açıklamasında yeni bir düşünce ortaya koyamamış tekrardan kurtulamamıştır.

Ben Türkiye’nin bir uçtan diğer ucuna evladıyım yerine Balkan Türküyüm imzasını atmıştır.

Başkanlık sisteminin ne anlama geldiğini ve gelecekte neler getirebileceğini anlatamaştır.

Ekonomik düşüncesi ise tezatlar İle doludur.

Yönetiminde ve milletvekilliğinde adil davranamamıştır.

Seçilmesi gerekenler seçilememiş, bazı isimler yok sayılmıştır.

Merkez Sağ yerine sol yapı içinde ki oylara göz dikilmiş ve kaybedilmiştir.

Proje üretim merkezi kurulamamıştır.

Akademik kafa yapısı yerini sokak siyaseti ağzı kullanılmıştır.

Topuklu efe yerine topuklu hanımefendi imajı çizilmemiştir.

Tayyip Erdoğan hedef tahtasına konarak yanlış yapılmıştır.

Vs,vs…

Ve siyasi arenada...

Kalkar yürürsün. Akıl verenler, yol gösterenler, çıkmaza sokanlar.

Projeksiyon makul değilse yolda kalmak kader sayılır.

Siyaset; ince zekaya, nükteli dile ve dahi plan ve projeye dayalı yapılır.

Dinlemesini görmesini bilmiyorsanız ve dinledikleriniz ile gördüklerinize dayalı karar veremiyorsanız bu siyaset sizin işiniz değildir.

Siyaset şahsileşti mi kaybedersiniz.

Ahde vefa yoksa kaybedersiniz.

Yola çıktıklarınızı yolda bulduklarınıza değişirseniz kaybedersiniz.

Ekibiniz akademik kafaya sahip değil ise kaybedersiniz.

...Türkiye’de siyaset Meclis’e girerim gerekeni yapar maaşımı alırım seviyesine gelmiş ise kaybedersiniz.

Kıssadan hisse yolda ki işaretleri analiz edemiyorsanız geçmiş ola.

Türkiye kıymetli bir Devlet tecrübesini kaybetmiştir. Seversiniz sevmezsiniz.

Lakin Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek mecburiyetindesiniz.

Selam ile!