Ekonomist Mahfi Eğilmez, 14 Mayıs'ta gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı ve 28. DÖnem Milletvekili seçimlerinden sonra Türk ekonomisini nelerin beklediğini açıkladı. 

Mahfi Eğilmez, kişisel internet sitesinden "Seçimden bir gün sonra" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Eksi rezerv, kur korumalı mevduatın getirdiği yük, cari açık gibi sorunlara değindiği yazısında bunların bile seçimden sonra ülkeyi nasıl bir çıkmazın beklediğini göstermeye yeterli olduğun vurgulayan Eğilmez, "Pek çok sorunun kaynağı olan düşük Merkez Bankası politika faizi, enflasyonun çok altında belirlendiği için hızla düzeltilmesi mümkün görünmüyor" dedi.

Eğilmez, ekonomideki sorunları maddeler halinde sıraladığı yazısında şunları ele aldı:

"Seçim bittiğinde kim kazanmış olursa olsun karşımızda şöyle bir manzara bulacağız:

-Hukukun üstünlüğünü ve adalet kavramını neredeyse tümüyle yitirmiş durumdayız.

-Eğitim sistemimiz sürekli geriye gidiyor.

-Avrupa Birliği’ne girme hedefinden uzaklaşmış bir konumdayız.

-Göçmenlerle ilgili pek çok sorunumuz var.

-Liyakat gözetilmeksizin yapılmış atamalarla doldurulmuş devlet kadroları hizmet veremez durumda.

-Giderek bozulan bir gelir dağılımı dolayısıyla orta sınıf yok olmuş.

-100 – 120 milyar dolarlık bir deprem ve afet faturasıyla karşı karşıyayız.

-6,5 milyon konutu kentsel dönüşüme sokmak zorundayız.

-Yılın ilk yarısından ötesini çıkarması zor olan, GSYH’nin yüzde 5’ini aşacak bir açığa ulaşması beklenen bütçeye sürekli yeni yükler bindiriyoruz.

-Merkez Bankası’nın swaplar hariç net rezervi eksi 40 – 45 milyar dolar dolayında bulunuyor.

-Dış borç stokumuz 450 milyar dolar dolayına ulaşmış.

-Yükümlülükleri bilinmeyen Varlık Fonu’nun nasıl tasfiye edilebileceği başlı başına bir sorun oluşturuyor.

-Değer kaybeden paradan sürekli kaçtığı ve eline geçen parayı harcadığı için enflasyona olumsuz katkı yapan bir tüketici topluluğuyla birlikte yüzde 50 dolayında (muhtemelen gerçekte iki katı) bir enflasyon karşımızda dağ gibi duruyor.

-Tasfiyesi gereken büyük bir Kur Korumalı Mevduat yükü mevcut.

-Yüzde 22 dolayında bir geniş (gerçek diye okuyun) işsizlik oranına sahibiz.

-GSYH’nin yüzde 5,5 – 6’sı dolayında bir cari açık var ve bu cari açığın yarısını nereden geldiği bilinmeyen paralarla (net hata ve noksan kaleminin önemli bir kısmı) finanse etmeye çabalıyoruz.

-Ülkenin risk primi (CDS primi) 500 baz puanın üzerine çıkmış (300 baz puanın üzeri aşırı riskli kabul ediliyor).

-Dış borçlanmada yüzde 10’lara gelip dayanmış bir dolar faizi maliyetine katlanmak zorundayız.

-İnanılmayacak derecede şişmiş konut satış fiyatları ve kiralar söz konusu.

-Bankacılık kesimi, her gün çıkan yeni düzenlemelerden ve sözlü talimatlardan ne yapacağını bilemez durumda bulunuyor.

-Konut alımı veya portföy yatırımı dışında ülkeye yabancı sermaye gelmiyor.

-Pek çok sorunun kaynağı olan düşük Merkez Bankası politika faizi, enflasyonun çok altında belirlendiği için hızla düzeltilmesi mümkün görünmüyor.

-Tutulması imkânsız görünen harcama vaatleri verilmiş bulunuyor ve bu vaatler devam ediyor (Son olarak bedava doğalgaz verilmesi sözü de verildi).

Eklenecek pek çok sorun var, ama bu kadarı bile seçimden sonra ülkeyi nasıl bir çıkmazın beklediğini göstermeye yeterli sanırım."

Editör: Yadigar Hanım