Vefat haberini duyunca bir an durdum düşündüm.

Önce Allah Rahmet eylesin mi demeliydim, ki bir kaç sayfa arkadaşım böyle dedi; yoksa Allah taksiratını affetsin mi demeliydim?

İçimden bir kıpırtı gelmedi. Gelen sesleri de bastırdım.

Sadece Allah affetsin diyebildim.

AKP’ye ve “siyasi İslamcı” dünya severlere son yıllarda karşı oluşu ve onları aynı mahallede oturan biri olarak yermesi ve reddiyeler yazması elbet önemsiz değil. Fakat kendisinin de açtığı kapıdan geçen ve “siyasal İslamcıların” iktidarının seçmen tabanını oluşturan yüz binlerin, sebep olduğu tahribatın yanında son yıllarda ki duruşu ne kadar değer taşır yargısı artık ahrete kaldı.

1967’li yıllarda kurduğu “BEDİR YAYINEVİ”

Ve BUGÜN gazetesi ile “nakle, hikayelere, rivayetlere dayalı, Arap eksenli, Eşari temelli onlarca aslı ve yazarı Arap olan kitabı tercüme ettirmiş ve çok ucuz fiyatlarla inançlı, muhafazakar çevrelerde her eve girmesini sağlamıştır.

“Siyasal İslam'ın” ilk sivil tavır ve sisteme karşı ilk toplu eylemini başlatmıştır.

Toplu “Sabah namazları” eylemi !..

Diyeceksiniz ki sabah namazını toplu kılmak suç mu? Bunu “eylem” olarak nitelemek doğru mu?

O gün EYGİ’nin, BUGÜN gazetesi ile duyurup yaptığı tam bir eylemdi. Benzeri o güne kadar görülmemiş fakat tesiri çok büyük olmuş ve günlerce sürmüş bir eylemdi.

Normalde bugün olduğu gibi o yollarda da camilerde sabahları tek saf zor olurdu.

Merkez camilerde belki yarım saf.

Eyüp Sultan camii, Hacı Bayram camiler gibi özel camilerimiz elbet farklıdır.

EYGİ, her ilin merkez büyük camilerinde dini konularda duyarlı olan geniş halk kitlelerini toplu sabah namazlarına çağırarak, güçlerini sesiz fakat dikkat çekici bir şekilde ortaya koymaları çağrısında bulundu.Ve sabah namazları bu “eylem için seçilmiş camilerde” sokaklara, caddelere taşan kalabalıklarla kılındı. Ve cemaat sessizce dağıldı.

Bugünkü AKP’nin ilk prototipi MNP ( Milli Nizam Partisi) Erbakan'ın liderliğinde o günler öncesinde kurulmuştu

1972 Muhtırasına kadar EYGİ çok işlerin başını çekti ve Minyeli Abdullahlı, Şule Yüksel Şenler'li yıllardan bu günlere uzanan ilk kitlesel siyasi İslam'ın “habitatının” oluşmasına önderlik etti.

1972 Muhtırasında Arabistan'a firar etti.

Sıkıyönetime yakalanmadan kaçmayı başarmıştı (!).

Ecevit'in 1974 affına kadar yurt dışında Arabistan'da kaldı. Yayın evi devam etti.

Özetle, ATATÜRKÜ, Türk Milliyetçilerini hiç sevmedi !.

1980 öncesi Ülkücü Hareketin mücadelesine tek satırlık destek vermedi. Dikkatli bir mesafede durdu.

Bizde mesafemizi koruyalım ve kendini sade bir Müslüman olarak tanımladığından dolayı Allah günahlarını affetsin diyelim.

Tabii ki hepimizin de günahlarını affetmesi duası ile !..