Türüt, programda Ozan Arif'in bir konser teklifi aldığını ve bu teklifi, kabul etmediğini anlattı. 

Ozan Arif ise sosyal medya hesabından konuyu en ince detayına kadar anlattı.

İsmail Türüt'ün sözüne ettiği Belediye başkanı Melih Gökçek olduğunu açıkladı.

İşte Ozan Arif'in o açıklaması;

ADI İSMAİL TÜRÜT!..

“Adı İsmail Türüt,
Tarifi bir kaç satır…
Eğer yanlış görürse,
Ne hal dinler, ne hatır,
Yanlışa rağbet etmez,
Karşı kor çatır çatır…
Sinirlenirse susmaz,
Konuşur patır patır…
Doğru bildiği şeyi,
Savunur ve anlatır…
Laf yerini bulunca,
Bombasını patlatır!..”

İsmail bana göre bir kaç satırla bu.

Yazıya İsmail’le başladım ama, yazının konusu İsmail değil.
Yazının konusu daha ayrı!

Yazının konusu İsmail’in patlattığı son bomba!

Ha size göre olmaya bilir, ama inanın bana göre tam isabet bir bomba!
……

Biliyorsunuz geçen gün bir partinin genel başkan yardımcılığını yapan ve isminin önünde de Prof yazılı ne idüğü belirsizin biri benimle ilgili bir hakaret name kaleme almış ve bunu da bir televizyon kanalının ekranından yazılı olarak hem akıttırmış, hem okutturmuştu…

Gerçi siz kim olduğunu biliyorsunuz, zira ağzının payını ben değil sizler verdiniz…
Ama bilmeyenler hala okuyabilirler çünkü;
O Muhteşem Profesörün(!) o muhteşem yazısı(!) sayfamızda hala paylaşımda…

O soy adının sonunda “çın” eki eklese de, “ Yal” ile olan iştigalini kamufle edememiş olan zavallı zağar, yazdığı yazıda şahsıma bildiği bütün küfürleri sayıyor, hatta beni size, Pkk’lı, Hdp’li, Komünist, ülkücü düşmanı bir vatan haini olarak anlatmaya çalışıyor,
üstelik bana Başbuğ’umuz aramızdan ayrıldı ayrılalı sürmek istedikleri çamurları fırlatıp duruyordu…

Peki onlar ne diyecek olursanız;
Ne olacak işte 20 yıldır malumunuz olan çamurlar…

- Yaptığım ülkü şölenlerinde para alırmışım…
- Çok paragözmüşüm,
-10 lira eksik olsa sahneye çıkmazmışım!..
- Ülkücülerin sırtından zengin olmuşum…
- İnanın şuraya yazmaktan bile tiksineceğim bir yığın yalan…

Yirmi yıldır bitmedi şerefsizlerin bu şerefsiz yalanları…

Mesela merak ediyorum şimdi bu zatın karşısına ağzının ölçüsü olmayan biri çıksa, ve dese ki;

“ Ulan müptezel veya başka şey!..
Sen şimdi bize milletvekilliği yapıyorsun,
sen bunu hiç para almadan mı yapıyorsun?..”
diye sorsa acaba ne cevap verecek merak ediyorum.
……..

İşte yazıya İsmail Türüt ile başlamamın sebebi bu idi!
Bu koskoca anlı-şanlı(!) genel başkan yardımcımız bize bir televizyon kanalından bu iftiraları attıktan, bu müfteriliği yaptıktan bir gün sonra da İsmail Türüt Sahibinin Melih Gökçek olduğu “Beyaz TV.”de Genç sunucu Tahir Sarıkaya’nın sunduğu yarı haber yarı magazin formatlı “ Uyan Türkiyem” isimli bir sabah programına çıkıyor…

Hayli uzun süren o programdan, daha doğrusu o programda İsmail’in anlattıklarından konuyla ilgili olması hasebiyle bir-kaç dakikalık bölümü alarak sizinle paylaşıma sunuyorum…

Allah için iyi dinleyin…
Emeğimizin üstünde saltanat sürenle bize çamur atmaya çalışırken bakın İsmail yakın şahidi hatta aracısı olduğu bu konuyu o beyefendinin yazısını bile okumadan, bilmeden bir başka kanalda nasıl anlatıyor…
Onun için iyi dinleyin diyorum…
…..

İsmail'in isim vermeden anlattığı olaya gelince;
O bahsedilen şehir; ANKARA
O bahsedilen başkan da Melih Gökçek idi…

O seçimlerde Akp’nin adayı Melih Gökçek, Chp’nin adayı Murat Karayalçın, MHP’nin adayı ise Mansur Yavaş Beydi…
Olay gecenin üçünde telefon görüşmeleriyle yaşandı…
(İsim vermemin sebebi İsmail'e ben sordum, sen isim vermiyorsun ben bunu yazacağım ben isim verebilir miyim dedim”

O da bana dedi ki;
“Arif Ağabey ben olayın aracısı ve şahidiyim ama sen bizatihi olayın yaşayanı ve muhatap olanısın tabi ki verebilirsin” dedi…

Belediye seçimlerine 10-12 gün vardı o gece bana bu teklif yapılınca…
Şahsımla ilgili olduğu için fazla teferruata girmek istemiyorum.
Hayli uzun bir görüşmeydi…

Melih Beyin teklifini onu kırmadan hatta beni hatırlamalarından dolayı teşekkür edip nazikçe reddetmiş ve ona demiştim ki;

“Bak Melih Bey;
Belli ki Mansur Bey sizi endişeye düşürmüş…
Bence korkmayın, Mansur Beyi kazandırmazlar, MHP’yi idare edenler kazandırmaz…
Ben Ankara'dan yeni geçtim Mansur bey nasıl bir belediye başkan adayı yapılmış ki adamın bir tane fotoğrafını görmedim…
Her taraf Bay Bahçelinin resimleriyle dolu…
Belediye başkanı seçtirmekten ziyade o genel başkanlığının pekiştirilmesiyle meşgul.
Hiç endişe etmeyin dedim ve kendilerine böyle bir parayı hayatımda görmediğimi hem de bunun benim yapacağım bir iş olmadığını onu kırmadan izah etmeye çalıştım.
Allah var biraz ısrarcı olsa da anlayış gösterdi…
Bu vesileyle Melih Beye bir ülkücü olarak kendimin kendisine teşekkür borçlu olduğumu da söyledim…

Neden diye sordu…
Ona söylemiştim burada tekrarlıyayım bu vesileyle siz de öğrenmiş olun.
Teşekkür sebebim şu idi;
Başbuğ’umuzun vefat yıl dönümlerinde O Melih Gökçek ilk üç sene Ankara’ın bütün caddelerini “ Başbuğumuzu Rahmetle anıyoruz” pankart ve bez yazılarla donatmıştı, çok duygulanmıştım…

Çok duygulanmıştım çünkü bunu 20 senedir MHP’yi idare edenler bir yıl bile yapmadılar, yapacakları da yoktur.

Çok uzattığımın farkındayım.
Böyle bir hatırayı ben anlatamazdım, anlattığı ve böyle bir yazı kaleme almama sebep olduğu için, İsmail Türüt’e teşekkür ederek hepinizi selamlıyorum…"

Editör: TE Bilişim