Değerli okurlarım,

Malumunuz CHP ile sorunlu bir şekilde yol ayrımına giren Muharrem İnce, yeni bir oluşum ile birlikte, siyasi parti kuracağını belirterek, kamuoyunun huzuruna çıkmıştı. Bu oluşumun adı,

Hepimizin bildiği üzere “Memleket Hareketi”.

Savundukları tezlerden bazıları;

Cumhuriyetin fabrika ayarlarına tekrar döneceğiz,

Birleştirici unsur olacağız,

Ötekileştirmeyeceğiz,

Düşünce özgürlüğüne sahip bir yapı olacağız,

Liyakat esasına göre hareket edeceğiz,

Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz,

Herkes eleştiriye açık olacak vs vs, gibi birçok partinin söylemiş olduğu fakat gerçekte yapamadığı söylemlerle yol alacaklarını belirtiyorlar.

Açık söylemek gerekirse bende de heyecan uyandırmamış değildi bu söylemler.

Ta ki süreci yakından takip edene,

Sürecin içerisine girene kadar,

En azından böyle olacağını düşünüyordum.

İçerisine kısa süreli girip sukutu hayale uğrayıp,

Tekrar noktaladığımı başımdan geçen süreçle ilgili devam edelim isterseniz.

Bakalım Muharrem İnce’nin kuracağı parti nasıl bir parti olacakmış hep birlikte durum değerlemesi yapalım.

Geçen hafta içerisinde, İnce’nin yakın kadrosundan bir arkadaş, ismini vermek istemiyorum benim için parti bir yana çok değerli bir dost kazandığım bir kişi, Gaziantep’te teşkilatlanmadan sorumlusu olarak, kurucu il başkan adayı belirlemek üzere geldi.

Benimle iki gün süreçle ilgili istişareler yapmak kaydıyla ortak mutabakata varmak kaydıyla Gaziantep’in yapılanması noktasın da, Memleket Hareketi’nin kurucu il başkanlık görevinin tevdi edilmesi için 09,04,2021 tarihinde bu oluşumun Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten eski CHP’li Hakkı Akalın tarafından Ankara’ya davet edildim.

Görüşmeye giderken yanımda benim dostlarımdan birisi olmak üzere bir toplantı gerçekleştirdik,

Ve Gaziantep kurucu başkanlığı şahsıma tevdi edildi sayın Akalın tarafından. Buraya kadar her şey çok normal rutin diyeceksiniz tabiî ki,

Hülasa görüşme akabinde Gaziantep’e aynı gün dönüş yaptım.

Görev verildiği aynı günün akşamı 21.42 ve 22.23 te iki defa telefonum çaldı,

Arayın kim dersiniz?

Elbette gün içinde beni Gaziantep kurucu il başkanı olarak görevlendiren Hakkı Akalın. Açtım telefonu, Bundan sonrasını Akalın’ın beyanlarıyla dinleyelim;

“Efendim siz sosyal medya hesabından kurucu il başkanlığını açıkladığınız andan itibaren bize gönül verenler tarafından yoğun bir şekilde telefon trafiğine(şikayetine) maruz kaldım. Muharrem beye kadar ulaşmış bu şikayetler özür dileyerek sizinle devam edemeyeceğiz” diye beyanda bulundu.

Bu elbette haklarıdır ederler etmezler, ama Ankara’ya kadar davet edip görevi verip sonra da aynı gün içerisinde görevden alıyoruz derseniz ben de elbette bunun nedenini bilmek isterim bakın nedeni neymiş?

Nedenini sorunca gerekçeleri karşısında adeta şok oldum.

Açıkladığı gerekçeleri işitin de kusura bakmayın sayın Akalın zaten ben bunları duyduktan sonra, "Sizinle devam edemem" diyerek kendisine teşekkür edip başarılar diledim.

Ben her zaman ülkemin, memleketimin çıkarları doğrultusunda ilkeleri olan birisiyim,

Yazdığım, söylediğim her bir satırın, her bir cümlenin sonuna kadar arkasında olmuş biriyim.

Sırf bir siyasi partiye gireceğim yer alacağım diyerek ne görüşlerimden vaz geçerim, ne duruşumdan.

Ben bir Atatürkçüyüm,

Kuvayı Milliyeciyim,

İnsanları etnisitesine göre asla sorgulamam ve yargılamam,

İnsana İNSAN merkezli bakarım.

Kimseyi ötekileştirmem,

Düşüncelere ve inançlara saygılıyım,

Neyse konuyu dağıtmayalım şimdi merak ediyorsunuzdur değil mi?

Ne gerekçeler nedeniyle yolları ayırdınız diye?

Aranızda neler oldu hangi diyaloglar yaşandı da yolları ayırdınız diye?

Hadi sıralayalım bakın bana benimle yol almayacaklarının gerekçeleri nelermiş!

Efendim ben Twitter’den yazar Sayın Gültekin’i neden takip ediyormuşum?

Efendim Twitter’den Levent Gültekin’e geçenlerde toplu olarak bir güruh tarafından yapılan saldırı dolayısıyla destek mesajı neden atmışım?

Efendim neden Twitter’den Suna Varol hesabını takip ediyormuşum?

Efendim Twitter’den 2020 Nisan’ın da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Mansur Yavaş hakkında Geleceğin Cumhurbaşkanı diye neden Twit atmışım?

Efendim Twitterden siyaseti meslek haline getirenlerle ilgili ölene kadar koltuklarınızı bırakmıyorsunuz diyerek Demirel’i, Ecevit’i, Türkeş’i, Erbakan’ı, Baykal’ı, İsmet İnönü’yü örnek olarak gösteren bir paylaşım neden yapmışım?

Efendim neden Cumhurbaşkanlığı sürecinde Muharrem İnce’yi eleştirir mahiyette twit paylaşmışım?

Neden sandıklara sahip çıkmadınız sayın İnce demişim?

Efendim geçmiş yıllarda MHP’ye, AKP’ye üyeliğim varmış, (böyle bir şey asla yok olmadı ve olamaz) kaldı ki üye de olabilirim bunu kimseyi de ilgilendirmemesi lazım.

Bu ve buna benzer saçma sapan içi boş gerekçeler sıralamak kaydıyla benim hayatımda göreceğim en içi boş yapının,Türk siyasetine gireceğini gösterir göstermez bu hakkımda sıralanan saçma ve içi boş sözler,

Anında süreci kendi adıma sonlandırdım.

Şimdi sayın İnce gelelim;

AKP’nin, CHP’nin demokratik temayüllerle yönetilmediğini,

Düşünce özgürlüğüne saygı gösterilmediğini,

Biat kültürünün hakim olduğunu,

İnsanların ötekileştirildiğini her platformda söylerken,

Bir kişinin (yani benim) Levent Gültekin’i dahi twitten takip etmesine bile tahammül edemeyen bir genel başkan yardımcısıyla nasıl yol alacak çok merak ediyorum.

Aklıma küçük bir CHP’mi geliyor sorusu gelmiyor değil.

Buradan şunu gördüm ve anladım ki Türkiye’nin ekonomik olarak bağımsız olmadığı sürece kurulacak hangi parti olursa olsun, emperyalist sistemin çarkına dahil olmaktan öteye geçemeyeceği gerçeğini bir kez daha bize gösterdi.

Bu yapının (yani Memleket Hareketi)’nin bende bıraktığı izlenimleri kısaca sıralayıp sözlerimi sonlandırmak istiyorum!

Ben merkezli bir yapı (Muharrem İnce)

Sadece belirli zümreyle ilerlemeye çalışan bir yapı,

Asla ama asla merkezi kucaklaması mümkün olmayan bir yapı,

CHP’de kendine yer bulamayanların (istisnalar hariç) oluşumun üst kademesini şimdiden işgal eden bir yapı,

Düşünce özgürlüğüne ve eleştiriye asla ama asla tahammülü olmayan bir yapı,

Kısaca benim gördüğüm kadarıyla küçük CHP diyebileceğimiz bir yapı

Söyleyeceklerim bu kadar bu yapıyı düşünen halkımızın düşünerek taşınarak hareket etmesini öneriyorum.