İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener açıklamasında, "Esnaf ilettiğimizi ancak yapılmadığını görüyor. Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman, paketler açıldı 5 büyük müteahhitti kurtarma paketi" şeklindeki ifadeleri kullandı.

Akşener'in konuşmasından satır başları şu şekilde:

"MEMURA, EMEKLİYE 'AÇ KAL' DİYORLAR"

2 bin 850 TL civarında bir zam yapıldı. 500 TL zam yapıldı 750 TL işveren para ödeyecek. Şimdi ne olacak işveren işçi çıkaracak. İnsanlar iş bulamayacak, üretim daralacak. 100 milyar TL bir harcama doğuyordu bizim bu dediğimizden 450 milyar TL bütçeye.

Memura emekliye “Aç kal” diyorlar. Nasıl olacak. Siz 13 uçakla uçun “İtibardan tasarruf olmaz” deyin. Köprülere adamların cebine girsin diye yüzde 25 zam yapın. Ama garibana yüzde 7-8 zam.

Bu zihniyetle böyle olur. Kıbrıs’a 7 ayrı uçakla gidiliyor. Yazık günah.

Türkiye’nin kendine yetecek kadar kaynağı var. Türkiye israf ediyor, liyakat unutuldu. Ucuz bulunan borç parayla ülkenin geldiği nokta bu. Bizim komşularımızla iyi geçinmemiz ne demek biliyor muzunuz?

Ticaret ile 7 trilyon dolarlık hacimden pay alacağız. En gelişmiş insan unsuru bizde. Sanayimiz iyi, tarımımız var üzerinde durulsa. Teknoloji birikimiyle Türkiye burada başat aktör olur. Avrupa da dahil edilince 21 trilyon dolar. Biz niye önümüze gelenle kavga ediyoruz. “Heyt, huytla” çok güzel seçim kazanıyorsunuz.

"AÇILAN PAKETLER 5 MÜTEAHHİTİ KURTARMA PAKETİ"

Esnaflardan duyduklarımızı iktidara iletmeye çalıştık. Vatandaş seçimlerde bize bir görev verdi. Muhalefet görevi. Biz başladık gezmeye. Tespitlerimizi, taleplerimizi ve çözüm önerilerimizi ilettik. Ama kös dinliyor arkadaşlar. Önceden ne güzel başörtüsü üzerinden birbirlerini yiyorlardı. Şimdi ne oluyor? Esnaf ilettiğimizi ancak yapılmadığını görüyor.

Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman, paketler açıldı 5 büyük müteahhitti kurtarma paketi. Altın üzerinden de borçlandı bu arkadalar. Esnafın, tarımın, insanın üretmesine bir faydası dokunmadan gitti paralar.

Bunu büyük bir şımarıklık olarak görüyorum. Sadece Boğaziçi Üniversitesi meselesi değil. Elçiliklerimiz için de aynısı yapılıyor. “Ben istiyorsam olur” ayıp olan bu. Şımarıklık da şu; “Bu benim şahsımın kararı” Köklü geleneği olan üniversiteler vardı. Hoca olur asistan olur ilerlemeye gayret edersiniz. Rektör, dekan olabilir miyim? Diye hayal kurarsınız. Burada bir ayıp daha var bu üniversitelerin içinde rektör olacak bir insan evladı yok mu?

Bu kadar değerliydi bu arkadaş da neden aday yapmadınız. Aday adayı yapmışsınız, vekil seçtirmemişsiniz. Rektörü atıyorsunuz. Ben YÖK Başkanı’nın bunlara direnç göstermemesine de buradan dikkat çekmek isterim.

Ne kadar AKP’li eski siyasetçi varsa şimdi elçiliklerde.

Saray’da bir sürü danışmanlıklar var oralara getirin. Kamu bankaları da öyle. Güreşçiden bahsetmiyorum ha, eski bürokratlar hepsi kamu bankalarında görevde.

Editör: TE Bilişim