Yeni şafak medya gurubuna bağlı bir dergi “Türkiye’de halifeliğe hazırlanın” manşetiyle olası bir gelecekte Türkiye’de Halifelik kurumunun geri geleceğinin sinyalini verdi.

Tabii bu görüşlerin tekliflerin ortaya çıkmasının sebepleri var.

Aslında başkanlık sistemi bir nevi halifeliktir ve örtülüsüdür.

Bu tip marjinal yorumlar ülkemizi yöneten iktidar partisinin ve muhalefet partilerinin durumlarıyla ilgilidir.

Devletimizi 18 yıldır yöneten parti geçen bu kadar yılda kılıktan kılığa girdi.

3 Y’yi kaldıracağım (Yasaklar, Yoksulluk, Yolsuzluk) diye iktidara geldi, yasaklar misli misli arttı, yoksulluk dünya ortalamasının altında seyrediyor, yolsuzluk artık sıradan bir durum oldu.

Başladıklarında milli görüş gömleğini çıkardıklarını söylediler kendilerini “Muhafazakâr demokrat” olarak lanse ettiler ama ellerinde muhafaza edebilecekleri bir millet değeri kalmadığı gibi devri iktidarlarında ülkemiz demokrasi liginde küme düştü.

İleri demokrasiyi ağızlarından düşürmüyorlardı, üç beş senedir düz demokrasiyi bile telaffuz edemez oldular.

Ak Parti Türkiye çapında artık profesyonelleşmiş ilçe veya mahalle bazında bile siyasetten geçinen geniş kalabalıkları olan bir teşkilat.

İktidar partisinin milletimize verebileceği bir şey yok, yeni bir fikir üretecek mecali yok zaten, öyle bir dertleri de yok, günü kurtarmaya uğraşıyorlar.

İktidar ortağı mı değil mi ne olduğu tam anlaşılamayan eskiden bir fikir hareketi iken şimdi sadece bir partiye dönüşen, eskiden merkezinde millet varken, şimdi merkezine başkanını ve dar kadrocu yönetimini alan milliyetçiliği sadece tabelasında kalan partinin de Türk milleti için üretebileceği yeni bir şey görünmüyor.

Bilinmezliklerle anlaşılmazlıklarla ve öngörülemezliklerle bir dolu zig zaglarına toplumun şahit olduğu parti genelde bir inandırıcılık sorunu da yaşamaktadır zaten partinin hiç bir yüksek yöneticisinden bir toplumsal öneri duyulmayalı da yıllar oldu.

Ana muhalefet partisi Türkiye’yi kuran parti kuruluşunda hiç bir yabancı el yok, kuruluşundan itibaren yaklaşık 20 yıl da CHP’ye bir yabancı elin değmediğini biliyoruz.

Peki, 1940’lı yıllardan sonra ve bu gün CHP kurulduğu gibi mi tabiî ki hayır.

Kuruluşunda toplumsal fikirleri olan ve bu fikirleri uygulamaya koyabilen 1970’li yıllarda “Ortanın solu” fikri olan işçinin ezilenin yanında olmaya çalışan Kıbrıs Harekatı gibi bir milliyetçi davranışı yapabilen CHP ile bu günkü CHP aynımı? tabiî ki değil.

Son yıllarda toplumun günlük ihtiyaçlarının ve popülizmin dışında CHP yönetiminden temel bir manifesto duyabildik mi? Duyamadık, duya mayacağızda.

Çünkü CHP kendini olumsuz yönde yenilemeye çalışan Atatürk ilkelerinden git gide uzaklaşan bir yapıya dönüşüyor dolayısı ile CHP’den bir ileri toplumsal fikir beklememiz ham bir hayaldir.

CHP’nin küçük ortağı İYİ Parti büyük bir toplumsal umutla kuruldu, kurulduğunda toplumda karşılığının yüzde 30’lara yaklaştığı dahi konuşulmuştu fakat yüksek idealler ve önemli fikirler tabiî ki cüce insanlar tarafından taşınamazlar.

Partinin durumunu anlayabilmek için yeni yapılan İstanbul il kongresinde kaybeden il başkanlığına aday olan kişinin bu günkü paylaşımına bakmak bir fikir verebilir bize aynen şöyle yazmış “Karanlık köşelerde pusu kuranlara,taktıkları maskelerle yüz ekşitenlere karşı daha uyanık olacağız , menfaatlerini ideallerinin önüne koyanlara banka hesaplarını ideallerinin önüne koyanlara prim vermeyeceğiz “

Yani böyle bir yapıdan il başkanının bütün partiyi sadece kendi menfaatlerinin peşinden giden insanlar olduğunu anladığımız nitelemeyi gördüğümüz yapıdan bir toplumsal fikir beklememiz ne kadar boş bir bekleme olur değil mi?

Eğer menfaatçiler muhalefette ise iktidarı değiştirmek istememize gerek yoktur çünkü ikisi de aynı yolun yolcusudur (biz söylemiyoruz kendileri söylüyor)

Toplumsallık anlamında tükenen iktidar ve çoraklaşan ticarileşen dere beyleşen muhalefet oldukça ülkemizde halifelik de istenir sultanlık da istenir şeyhülislamlık da kadılık da istenebilir.

Milletin çocukları milleti merkezine alıp milletimize sağlıklı güvenli öneriler hazırlamalı beyinlerin çoraklaşmasına müsaade etmemelidir.

Kişisel hırslardan arınıp yalnız ve sadece Türk milletine hizmet edecek fikri hür vicdanı hür irfanı hür fedakar ve yetişmiş 40 Kürşad çerisi veya bandırma vapuru yolcusu çıkartır bu millet.