Bahçeli,MHP milletvekili kesin aday listesini sürenin bitiminden üç gün önce açıkladı. Bu,siyaset tarihimizde ender görülen bir durum. Genelde, diğer partiler aday listelerine bakıp ona göre pozisyon almasın diye listeler son ana kadar Yüksek Seçim Kuruluna verilmez,beklenirdi. Bahçeli, bunun tam tersini yaptı. Şimdi herkes şu soruyu soruyor, Bahçeli milletvekili kesin aday listesini niçin üç gün önce açıkladı, bu kime yarar?

MHP'nin attığı her yanlış adımın onun içinden çıkan ve fakat farklı bir yol izleyen İYİ partiye yarayacağı muhakkak. İYİ parti, aday listelerini oluştururken MHP tabanında yükselen tepkileri dikkate alacaktır. Dünden beri konuştuğum hiç bir ülkücü MHP'nin aday listesinden memnun değil.Tepkiler çığ gibi. Listenin, MHP yüzde 5'i geçmesin diye hazırlandığını söyleyenler çoğunlukta.

İYİ partinin ne kadar parti olduğu veya olmak istediği milletvekili listesi ortaya çıktıktan sonra anlaşılacak. Uzun süredir siyasette ahlaki kriter bir tarafa atıldı. Liderler, listelerini etraflarında kümelenmiş dalkavuklar arasından seçiyor.Bu çemberi kıramayanlar ne kadar nitelikli olurlarsa olsunlar başarı şansları yok. Defolu siyasetçilerle yola çıkanlar bir süre sonra onların defolarını kapatmak,verdikleri zararı telafi etmek zorunda kalıyor. Çürüme de böyle başlıyor,kapatılan her yanlış yeni yanlışlar yapılmasının yolunu açıyor. Zamanla yapanla örten arasında bir fark kalmıyor.

Son yıllarda yaşanan olaylar seçmenlerdeki siyasal bilinci artırdı. Partiler arasındaki ideolojik mesafenin azalması ile birlikte -aday profiline-bakarak oy kullanma eğilimi arttı. Bu seçimde bunun daha çok ön plana çıkacağını düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminde herkes partisinin adayına oy verecektir, ama milletvekilliğinde aday kimliği parti kimliğinin önüne geçecektir. İttifak grupları içerisinde kimin adayı daha iyiyse oylar o partiye gidecektir. Onun için aday listeleri tanzim edilirken seçmen beklentileri ve ahlaki değerler ön plana alınmalı,MHP'de yaşanan hatalar tekrar edilmemelidir.

24 Haziran Türkiye'nin kader seçimidir. 15 Temmuz'dan beri fiilen uygulanan tek adam rejimi, ya 24 Haziran'da bitirilecek yahut kalıcı hale gelecektir. Son 70 yılda halklarına büyük acılar veren rejimlerin tamamı -tek adam- düzenleriydi. Almanya'yı Hitler'in tek adam rejimi yıktı. Irak,Libya ve Suriye'de yaşananlar da tek adam rejimlerinin bir sonucudur. Almanya Hitler tecrübesinden sonra yeni bir diktatörle karşı karşıya kalmamak için seçimle gelen siyasetçileri dengeleyecek,denetleyecek mekanizmalar kurdu. Kuvvetler ayrılığı böyle bir tecrübenin neticesidir. Denetlenemeyen her güç yozlaşır. Tek adamın iradesi yasaların,kanunların önüne geçer. Devlet yüzünü milletten tek adama çevirir, bütün mekanizmalar onu memnun etmek için çalışır.

Devlet gücünü bir kişinin heva ve heveslerine bağlamaktan kurtarmak için bu seçimden başarıyla çıkmak şarttır. Bunun yolu da toplumun tasvibine mazhar olacak adaylar ve doğru politikalarla milletin önüne çıkmaktır. Temiz siyaset ancak defosuz adamlarla yapılabilir.